Bir iftira!

www.açikistihbarat

sitesi okurlarımızın da bildiği gibi son dönemlerde önemli değerlendirmelere imza atmıştır. Biz de bu değerlendirmeleri zaman zaman özetleyerek sütunumuza taşımıştık. Bir ara sitede teknik bir aksaklık oldu. Site açılmıyordu. Daha sonra birkaç defa yokladım ama aksaklık devam ediyordu.
Yeni çıkan kitabımla ilgili İnternet’te yayınevlerinin duyurularını araştırırken “Arslan Bulut ve Yeniçağ ayıp etti” diye bir anonsa rastladım. Baktım ki açık istihbarat sitesi tarafından yapılan açıklamada, “ABD Dışişleri: Gül’ü Biz yetiştirdik” başlıklı haberimi, iki ay önce Meyyal Uygur imzası ile kendilerinin yayınladığı belirtiliyor ve benim bu haberi iki ay sonra “aynen” alıp kendi imzamla yayınladığım iddia ediliyor!
Meyyal Uygur’un 26 Ekim 2009 tarihli “Abdullah Gül’ün CV’sindeki bilinmeyen” başlıklı yazısını aynen kullanmışım!
Bu bir iftiradır.
Biz böyle bir olayı hırsızlık olarak kabul ederiz. Kaynak göstermeden kimseden alıntı yapmayız hatta ilham bile almış olsak bunu belirtiriz.
Meyyal Uygur imzası ile yazan kişi eski bir arkadaşımdır. Beni de yakından tanır. Zaman zaman görüşürüz, hatta bana yazılarını da gönderir. Belki o yazıyı da göndermiştir.
Fakat, benim bahsedilen yazıdan sitede yapılan açıklamaya kadar haberim yoktu. Bana gelen bir okur mektubunda ABD Dışişleri Bakanlığı İnternet sitesini incelemem halinde önemli bir bilgiye ulaşabileceğim belirtiliyordu. Siteye girdim, bütün yazıları tercüme ettikten sonra haberi yayınladım. Mektup ve tercüme kayıtlarını saklıyorum. Hepsi bu!
Hiç okumadığım bir haberi “aynen” nasıl almışım acaba?
Dolayısıyla ben de açık istihbarata, hiç araştırmadan, sormadan böyle bir iftirada bulunmalarını yakıştıramadım. Meyyal Uygur’a sorsalardı, herhalde “Arslan Bulut böyle bir şey yapmaz” derdi. Sordular da böyle demediyse dostluğumuzu gözden geçirmem gerekir.

* * *

Bize yöneltilen bu iftiranın daha somut olanı bir öğretim görevlisinin başına geldi. Torgun İnanır yazıyor:
“Sayın Bulut, elektrik hırsızlığı yasası olarak da bilinen bu yasayı daha önce hiç duydunuz mu bilmiyorum.
Diyelim ki başka bir beldede bir yazlığınız var ve çalıştığınız, çocuklarınız da okuduğu için yılda ortalama 30-40 gün kadar yararlanıyorsunuz.
Bir gün yazlığınızla ilgili ‘elektrik hırsızlığı’ konusunda savcılıktan bir celp yazısı alıyorsunuz.
Evet, sizin bulunmadığınız, yani evin kapalı olduğu bir dönemde, Tedaş yetkilileri, sayacınızın tansiyon mandalının düşürüldüğünü tespit edip sizi mahkemeye veriyorlar.
Siz istediğiniz kadar
- Şerefli bir öğretim üyesi olduğunuzu,
- Bu yaşınıza (63) kadar devlet hizmetinde en ufak idari bir soruşturma bile geçirmediğinizi,
- Trafik suçu dahil hiçbir suç işlemediğinizi,
- Aylık gelirinizin 6-7.000 TL.civarında olduğunu,
- Elektrik giderlerinin de ortalama yılda 40-50 TL. olduğunu ve banka otomatik ödemesiyle muntazaman ödendiğini, henüz ödenmemiş bir borcunuzun olmadığını anlatın, şansınız varsa ve gerçekten insaflı bir yargıca tesadüf ettiyseniz 6 ay 20 gün cezaya çarptırılıyorsunuz. Cezanız erteleniyor. Nitelikli hırsızlık veya teşekkül halinde (mesela ailecek) hırsızlık uygulanmadığı için sevinmeniz gerektiği söyleniyor size.
Şimdi soruyorum bu ülkede kanunlar, hukuk sistemi filan olabilir ama adalet var diyebilir misiniz?
Ve lütfen unutmayın, bu kötü piyango, inanın size veya sevdiklerinize de bir gün çıkabilir.”
İşte bizim de başımıza başka türlüsü geldi!

Yazarın Diğer Yazıları