Bir de zam yapsalar görürdünüz!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi toplu taşıma ücretlerinde 'fiyat ayarlaması'na gitti!.. İyi ki zam mam yapmadı!.. Allah korusun, ya İzmir Büyükşehir Belediyesi gibi zam yapmaya kalkışsaydı ne olurdu vatandaşın hâli?

Devletin resmi haber ajansı bile öylesine alışmış ki bu dile, zam haberini "Otoyol ve boğaz köprüleri geçiş ücretlerinde güncelleme" başlığıyla veriyor… Oysa aynı ajans, İzmir söz konusu olunca yine 'zam'a sarılıyor!..

Umuluyor ki, o 'bir kısım' vatandaşımız 'zam' değil de 'güncelleme' veya 'düzenleme' denince hiçbir şey yokmuş gibi yaşamaya devam etsin!..

Yandaş medya ve devletin ajansı bu tür habercilik yapmakla kimi ne yerine koyuyor acaba? Ankara'da gözden sürme çekiliyor, İstanbul 'düzenleme' yapıyor ama nedense zammı hep başkaları yapıyor!..

***

İstanbul'un ilk iki köprüsü harıl harıl para basmış, ne tuhaf ki buradan elde edilen gelir Yavuz Sultan Selim Köprüsü'yle Avrasya Tüneli'nin zararını karşılamaya yetmemiş… Osman Gazi Köprüsü'nün zararını hesaba katmıyoruz bile…

Peki bunu kime anlatmanız gerekiyor? Geçmediği köprünün parasını verdiğinden haberi olmayan, söylesen cebinden direkt para çıkmadığı için anlamayan, hatta bunu sizin iktidar düşmanlığınızla açıklamaya kalkan bir kısım vatandaşa mı?

Arabasına astığı Osmanlı armasıyla bir anda eski gücüne kavuşmuş dünya devi olduğuna inanan ve otomobiline çoluk çocuk on kişi sığdırıp yeni köprünün bacaklarında özçekim yapana mı? "Parası olmayan körfezi dolaşsın" dendiğinde kuzu kuzu körfezi dolaşıp gözündeki 'tavuk karası'na karşı tedaviye direnene mi?

Müteahhitlere verilen hazine garantisinin sırtına yüklendiğinden habersiz, üstelik öğrenmeye de kapalı kitleler için bu habercilik çok önemli… Milletin neresine ne koyacağını iyi bilen kimi müteahhitlerin bu sözlerinden bile kendisiyle ilgili bir şey anlamayanlar için 'zamlı' değil, 'ayarlamalı, düzenlemeli' dil tabii ki uygun dildir!..

***

Böyle giderse yakında şöyle bir üslupla bile karşılaşabiliriz:

- Zam mı? Ne zam mı? Yapan adidir… Bizimki hakiki düzenleme…

- Fiyatı biz ayarlamayacağız da kim ayarlayacak? Zam dediğini 'cehape zihniyeti' yapar? Hatırlamıyor musunuz, gaz kuyruklarını, tüp kuyruklarını?

- Ayarlama yaptık yapmasına da, hele sorun niye yaptık? Allah zam göstermesin…

***

Açık açık söyleyeyim… Yazının bundan sonrasının üst kısımla hiç ilgisi yok… Sadece 'açık yüreklilik ve kibarlık' adına iki örnek olarak gördüğüm için buraya almak istedim…

İstanbul da Hakan T. adlı 'affedersiniz' hırsızın tekinin soygunlar sırasında son derece kibar davrandığı ortaya çıktı… Kibar hırsız bu soygunların birinde, Ümraniye'de, müşteri gibi girdiği bir markette elindekilerin parasını ödedikten sonra silahını çıkardı ve "Bu bir soygun" diye bağırdı. Ancak bayan kasiyer kasada hiç para olmadığını söyledi. Bunun üzerine aldığı ürünlere karşılık verdiği paranın üstünü aldı ve marketi terk etti.

İkinci örnek de İstanbul'dan Ataşehir'den… Bıçaklı iki soyguncu markete giriyor… Haber şöyle: "Şüphelilerden birinin bir eliyle kasiyer kadının üzerine abanıp diğer eliyle kasada bulunan paraları aldığı görüldü. Onun yanında gelen şüphelinin ise ağlamaya başlayan kasiyer kadını teskin ettiği, diğer yandan da arkadaşını daha kibar olması konusunda ikaz ettiği belirledi. Soygunun sonunda paraları alan arkadaşı kaçtıktan sonra kasiyer kadından özür dileyen ve elini uzatarak sıkmak isteyen şüphelinin cevap alamayınca dışarı çıktı görüldü…"

Hangi alanda olursa olsun 'meslek ahlâkı' çok önemli!.. 'Kibarlık, nezaket, letafet, etik, doğru dil' insanı çok etkiliyor!.. İşte bunlar sahalarda görmek istediğimiz hareketler!..

Yazarın Diğer Yazıları