Bir atlama taşı olarak 15 Temmuz!

Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz mesajında, "Hainleri üzerimize salanların heveslerini kursaklarında bırakırken dostlarımızın yüreklerini ferahlattık, umutlarını güçlendirdik. Türkiye''nin bir daha benzer tehditlerle karşılaşmaması için her alanda gereken tedbirleri aldık. 15 Temmuz tarihini Demokrasi ve Millî Birlik Günü ilan ederek, bu büyük direniş destanının tarihe altın harflerle kazınmasını sağladık" ifadelerini kullandı.

Erdoğan ayrıca Türkiye ekonomisini çökertmeye yönelik tuzakları birer birer bertaraf ettiklerini belirtti ve "Elbette en büyük etkisini hayat pahalılığı olarak hissettiğimiz sıkıntıları da yaşadık ama hamdolsun bu sıkıntıları aşacak güce, imkâna, iradeye, kararlılığa sahibiz. Vesayetle istikameti değiştirilemeyen, darbeyle yıkılamayan, terör örgütleriyle hizaya getirilemeyen Türkiye''nin ekonomi ile teslim alınmasına rıza göstermedik, göstermeyeceğiz." dedi.

***

"Hainleri üzerimize salanlar" ifadesinden, "dış güçler" anlaşılıyor... Oysa 15 Temmuz darbe girişiminde bulunanlar, Erdoğan''ın "aynı menzile yürüyoruz" dediği hatta "Ne istediniz de vermedik?" diye hitap ettiği ve bütün devlet kadrolarını teslim ettiği kişilerdi... Öyle ki 15 Temmuz kalkışmasını yöneten tugay komutanları, 2014 ve 2015 Yüksek Askeri Şûra toplantılarında tuğgeneralliğe Erdoğan''ın imzasıyla terfi ettirilmişti... Kalkışmanın arkasında dış güçlerin bulunması, bu durumun mazereti olamaz...

Türkiye''nin benzeri tehditlerle karşılaşmaması için her alanda tedbir alınmışsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti''ni yıkıp yerine Asrika devletini kuracağını söyleyen bir zat, nasıl oldu da Erdoğan''ın başdanışmanlığını yapabildi? Kaldı ki aynı zata bağlı kişiler harp okullarında öğrenci alımları da yapabilmiştir.

15 Temmuz tarihi ise bence Türk tarihi açısından bir utanç günüdür... Bir devletin Genelkurmay Başkanlığı''nın basıldığı, Genelkurmay Başkanı''nın elleri ve kollarının bağlandığı, komutanların yerlerde sürüklendiği, verilen emri yerine getiren ve darbe girişiminde kullanıldığını bilmeyen askerlerin alenen boğazlandığı bir gün, nasıl demokrasi ve millî birlik günü olabilir?

***

Türkiye''nin ekonomisini çökertmeye yönelik tuzakların hangisi bertaraf edilmiştir? Elbette, borsadan çekilerek operasyon yapan dış güçler vardır. Yalnız, Türkiye gibi güçlü bir ülkenin ekonomisi, bu tuzaklarla değil, vergi gelirlerinin yüksek ihale bedelleri ve komisyonlarla ele geçirilip yurt dışına kaçırılması yüzünden sarsılmıştır.

Yine Türkiye''nin imkânları, yardım adı altında başka ülkelere akıtılmakta, bu yetmezmiş gibi 10 milyona yakın yabancının önemli bir kısmının masrafları devlet tarafından karşılanmaktadır.

"Türkiye''nin ekonomi ile teslim alınması" bugünün gerçeğidir. Yalnız, bu işte de yabancıların rolünden önce iktidarın sorumluluğu vardır. Teslim alan iktidardır, başkaları değil...

Türkiye sadece yolsuzlukla değil, enflasyon politikası uygulanarak göz göre göre soyulmaktadır. "Eski dönemde maalesef Türk parası çok değerliydi. 1 dolar 1.20 seviyelerindeydi." sözleri ne anlama geliyor?"

"Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Yoksa enflasyonu düşürmek için çok sert tedbirler alabilirdik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyor. Çarklar dönüyor" diyen kimdir?

***

Erdoğan, "Vesayetle istikameti değiştirilemeyen Türkiye"den bahsediyor... Sahi Türkiye''nin istikameti kalmış mıdır? "Vesayetçi" olarak suçlanan askerler, Ergenekon ve Balyoz ile dağıtılmasaydı, bu suretle 15 Temmuz''u yapacak olanlara zemin hazırlanmasaydı, böyle bir kalkışmaya kim cüret edebilirdi? Ayrıca, askerleri bastırıp "çözüm süreci"nde terörle mücadeleyi durduran kimdir?

Kısacası, 15 Temmuz, Türkiye''nin istikametinin, yani rejiminin değiştirilmesi için "Allah''ın lütfu" olarak görülen bir atlama taşıdır ama o taş sulara gömülmektedir... Çünkü o taş yerli taş değildir, sürüklenerek geldiği için zemini kaygandır...

Yazarın Diğer Yazıları