Bindiği dalı kesmek
Türkiye 1985-2005 arasında bavul ticaretinde büyük para kazandı. Özellikle Rusya’dan gelen turistlerin bavullarla tekstil ürünü alıp götürmesi İstanbul Laleli’de dev bir tekstil sektörünü yarattı. Ticaretin yapıldığı 20 yılda zengin bir tekstilci sınıfı doğdu. Ticaret o kadar kârlıydı ki, tekstilcilerin adı lüks hayat ile anılmaya başladı. Sonra bazı esnaf işi sahtekârlığa vurdu. Gösterilen numune ile çuvala konulanın arasında çok fark vardı.
Bez parçaları etek-elbise diye çuvallara dolduruldu. Sonra uyanan Ruslar Türkiye’yi terk etti.
Laleli’de tekstil ticareti bitti!
Biten sadece Laleli olmadı, Türkiye’nin ticareti oldu. Bir süredir Rusya’dayım.
Çeşitli bölgelerini geziyorum.
Türkiye’ye olan hayranlığın yerini yavaş yavaş güvensizliğe ve korkuya bıraktığını gördüm. Türk turizminde en büyük potansiyel şu an Ruslar.
Turizm sektöründe yaşananlar sanki Laleli filminin tekrarı.
‘Bunlar nasıl olsa Rus’ diyerek sahte içkiyi verip Rus rehberin ölümüne neden olan zihniyet, Türkiye’nin imajını da öldürdü.
Bütün Rus televizyonları günlerdir bu haberi veriyor.
Ekranlarda bir kadın konuşuyor.
Kızım staj için Türkiye’ye gidecekti; korktuk göndermedik.
Birkaç kendini bilmez insanın yarattığı faciaya bakın.
Koca ülkemin itibarına verilen zarar büyük.
Rusya ile Türkiye arasında vizelerin kalkması ile yaşanan bahar havası hızla etksini kaybediyor.
Son haber Rus turistleri taşıyan servis otobüsü uykusuz fazla mesai yapan şoför yüzünden şarampole yuvarlanıyor.
Bu olay sadece Antalya bölgesinde son 2 ayda 5’nci.
Lüks tesis işletmeleri daha fazla kâr amacıyla az elemanla çok iş yaptırınca böyle oluyor.
Türk ürününe ilgi yok
Rus marketlerinde Türk ürünleri artık ilgi görmuyor.
Türk domatesinin zararlı maddeyle ilaçlandığı iddiasından dolayı yüzüne bile bakılmıyor. Normal domates 50 rubleye satılırken Türk domatesi 30-35 rubleye satılıyor.
Aynı sorun tavukta da yaşanıyor. Piliç sektörü için en büyük pazar Rusya.
Zehirlenme korkusu Türk piliçlerinin ilgi görmemesine neden oluyor.
Sucuk, zeytin, kaşar ve daha bir çok gıda maddesi de Rus market raflarında ilgi görmeyen ürünler arasında.
Oysa bu ürünler birkaç yıl öncesi kapışılıyordu.
Gıda maddelerinde çıkan her zararlı madde Türkiye’nin imajına biraz daha darbe vuruyor.
Kendi ülkesinin halkının gıda kalitesini koruyamayan bir devlet kalkıp Rus’un sağlığını mı koruyacak?
Daha geçen hafta tavuk artık maddelerinin nasıl sucuk yapıldığını gördük.
Kırmızı bibere kanser yapabilecek boya konuldugunu, bozuk ve imha edilmesi gereken peynirin kaşar yapıldığını.
Daha bir çok üründe sahtekârlık dizboyu.
Bu yasalarla Türkiye kendi vatandaşını koruyamıyor. Çünkü halkın sağlığı ile oynayanlara verilen cezalar oldukça komik.
Dönemin Bakırköy Belediye Başkanı rahmetli Doktor Yıldırım Aktuna yaptığı denetimlere gazetecileri de götürürdü.
Kimine göre bu şovdu, kimine göre halk sağlığı operasyonu.
Aktuına bir çok ünlü lokantayı halk sağlığına uygun olmadığından kapatınca kıyamet kopmuştu.
Sonuç olarak bu iş yerlerine birkaç gün kapatma cezası verildi o kadar.
Elin ülkesinde bir kozmetik ürün kadının yüzünde yara açtığı için o şirket milyon dolarlık tazminata mahkum oldu.
Bizde ise içerdiği boya nedeniyle kanser olup ölen binlerce kişi ticari hırsa kurban gitti.
Türkiye aç gözlü, gözü dönmüş bazı kişilerin estirdiği sahte gıda terörüne çözüm bulmak zorunda...
Yoksa bırakın mallarımızın sınırdan geçmesini, insanımızı bile almazlar.