Bedelini şehitler kanları ile öderken Bedelli askerliğe k a r ş ı y ı m
Türkiye Cumhuriyeti Devletini dedelerimiz kanları ile canları ile şehitlik mertebesine yükselerek kurdu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devletini ilelebet payidar etmek vatani görevini yapmak ile olur.
Binlerce şehit verdik, vermeye de devam ediyoruz dış ve iç düşmanları bu vatandan temizlemek, vatandaşın huzurunu, güvenliğini sağlamak için.
Bu şehitlerimiz, gazilerimiz vatani görevlerinin bedelini kanları ile canları ile ödediler, Kahraman güvenlik kuvvetlerimiz bugün de bu vatan, bu bayrak bu millet için kanları ile canları ile vatani görevlerinde bedel ödemeye devam ediyorlar.
Ey bana her gün, "Bedelli askerlik istiyoruz" mesajı gönderenler.
Bilin ki; BEDELLİ ASKERLİĞE K A R Ş I Y I M
SONUNA KADAR KARŞIYIM.
Yani terör bitse de, savaşlar bitse de, düşmanların tehdidi ortadan kalksa da bu millete, bu vatana tek bir borcumuz vardır o da vatani görevimiz askerliktir.
Her Türk asker doğar, asker ölür.
Ben bunu bilir bunu söylerim.
Ey bana her gün, "Bedelli askerlik istiyoruz" mesajı gönderenler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Gençliğe Hitabesi"ni sadece bir kez değil ezberleyinceye kadar defalarca okuyun.
Her kelimedeki anlamı, bütünündeki mesajı düşünün ve bana bir kez daha "Bedelli askerli istiyoruz" mesajları göndermeyin.
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş
olabilir.
Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtapdüşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret,
damarlarındaki asil kanda mevcuttur!