Baykal'ı en doğru kim anladı?
Deniz Baykal, Ahmet Hakan'ın sorusu üzerine "Eğer Abdullah Gül aday çıkarsa bu ciddi bir tablodur. Sayın Gül, cumhurbaşkanı adayı olmayı, bu siyasi bağlantıları dikkate alarak, bu 49'u rencide etmeyecek bir anlayış içinde aday olarak çıkma eğilimi sergilerse ona bakılır. Varsa öyle bir niyeti Sayın Gül'ün değerlendirilmesi gerekir" dedi ya herkes bu sözleri bir ucundan ele aldı!
Tabii bütün görüşleri burada tek tek sayamam ama Baykal'ı en doğru anlayanın kim olduğunu söyleyebilirim!
Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal'ın, açıklamaları sorulunca, "Onu değerlendirmeyi gereksiz buluyorum. Bu tamamen bir virüs hareketidir, bir fitne hareketidir. Sayın Baykal bu işleri oynamayı bıraksın da kendi başının çaresine baksın" dedi.
Güya değerlendirmedi ama "virüstür, fitnedir" dedi!
***
Erdoğan, Baykal'ı AKP içine virüs sokmakla, fitne çıkarmakla suçladı ama Gül'ün dışlanarak aday olmaya zorlandığını, Tayyip Erdoğan'ın eski Başbakanlık Müsteşarı ve Millî Eğitim Bakanı Ömer Dinçer yazdı. Erdoğan, bu değerlendirmeye "virüstür, fitnedir" demedi!
Yine Abdülkadir Selvi, "Erdoğan, 16 Nisan sonrasında hayır cephesinin cumhurbaşkanı adayı ve yeni parti kurma çalışmaları yapıyor gibi spekülasyonlara konu olan Abdullah Gül'e ilk kez mesaj gönderdi. 'Bu ağır yükü çekemeyenleri, onları ademe mahkûm ediyor, değerlendirmesini milletimize bırakıyoruz' dedi. Sözlerinin devamı mıh gibiydi: 'Bugüne kadar bu davaya, bu partiye sırtını dönüp de iflah olan kimse görmedim.'
Şimdiye kadar, Abdullah Gül konusunda en ufak bir imada dahi bulunmayan Erdoğan, ilk kez böyle bir konuşma yaptı. Bir anlamda meydan okudu" diye yazdı.
Tayyip Bey, Selvi'nin sözlerine de "virüstür, fitnedir" demedi.
***
Kısacası Baykal'ı en iyi Tayyip Erdoğan anladı!
Baykal'ın "Yeni bir Ekmeleddin vakası" için kamuoyu oluşturduğu iddiası bu tepkiyle düştü! Ekmeleddin İhsanoğlu'ndan önce Abdullah Gül'e Cumhurbaşkanı adayı olması teklifini götüren ve onun önerisi üzerine Ekmeleddin Bey'i öne süren kişinin Baykal değil, bu konudaki haberleri tekzip etmeyen Devlet Bahçeli olduğunu ne çabuk unuttuk?
***
Putin, TBMM garantisi istedi!
***
Soçi'deki Putin-Erdoğan görüşmesinden hemen önceki selamlama konuşmaları sırasında diplomatik teamüllere hiç uymayan bir durum yaşandı!
Tayyip Erdoğan, "Üzerimizde önemli sorumlulukların olduğu bir dönemi yaşıyoruz. İnanıyorum ki Rusya ve Türkiye'nin burada atacağı adım, bölgenin kaderini değiştirecektir" dedikten sonra Putin, "Türkiye'deki iç siyasi durumun daha ileri gitmesi, Türk-Rus ilişkilerinin gelişmesini olumlu etkileyecektir. Çünkü sizinle beraber alacağımız kararların büyük bölümü stratejik öneme sahip olduğundan parlamentolarımızın onayını gerektiriyor" diye konuştu!
İki ülke arasında bir antlaşma imzalanırsa elbette bunu parlamentoların karşılıklı onaylaması gerekir, yoksa yürürlüğe girmez. Türkiye ve Rusya yeni kurulmuş iki devlet değil, Putin de üniversitede uluslararası ilişkiler dersi veren bir akademisyen değil ki bir görüşme sırasında temel bir uluslararası hukuk kuralını hatırlatma ihtiyacı hissediyor!
Ben bu tavırdan şu sonucu çıkardım:
Putin demek istiyor ki, "Şimdi siz referandumdan evet sonucunu çıkardınız, tebrik de ederim ama durumunuz pek garanti değil. Çünkü yaptığınız referandumu biz kabul etsek bile meşruiyeti tartışmalı. Yarın iktidar değişir, burada karara bağlayacağımız anlaşmalar bozulabilir. Dolayısıyla sizinle ciddi bir adım atmamız, alacağımız kararları parlamentonuzun onayından geçirmenize bağlıdır!"
Bu ayıp da hepimize yeter!