“Batı’nın ajanı” ne demek?
Tayyip Erdoğan’ın, 2011 yılında Paris’te bir toplantıda, İsrail Adalet Bakanı Livni’nin yaptığı konuşmaya dayanarak, “Mısır’daki darbenin arkasında İsrail var, elimizde belgesi var” diye konuşması, çok sert tepkiyle karşılandı. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, “Erdoğan’ın sözleri saldırgan, delilsiz ve yanlış” derken, Netanyahu’nun danışmanı, “saçmalık” dedi.
“Elimizde belge var” dediğiniz zaman, gerçek bir delil olacak. Yoksa, sadece bir konuşmayı esas alarak, “2011 seçimleri öncesinde Fransa’da yapılan bir oturumda İsrail Adalet Bakanı ile bir entelektüel konuşuyor. O da Yahudi. ’Mısır’da Müslüman Kardeşler seçimi kazansa da onlar kazanamayacaktır. Çünkü demokrasi sandık değildir’ diyor. O halde Mısır’daki olayların arkasında İsrail var” derseniz, size de her türlü suçlama yapılabilir.
Nitekim Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmed el Mussalamani, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan’ı kastederek, “Batılı bir ajandan vatanseverlik dersi almaya ihtiyacımız yok” dedi.
Mısır resmi haber ajansı MENA, bazı Mısırlı bakanların “sağlıklı ya da adil” olan hiç kimsenin bu sözleri kabul edemeyeceğini söylediğini bildirdi.
***
Uluslararası ilişkiler, aklına gelen her şeyin söyleneceği bir alan değildir. Karşınızda Türkiye’nin munis muhalefet liderleri yok! Hemen faturayı önünüze koyarlar. Mesele şu ki hatanız yüzünden faturayı ülkeniz öder!
Zaten, “Mısır’dan sonra sıra Türkiye’de” diye kendiniz söylüyor ve Gezi eylemlerini de Mısır’daki darbeyi düzenleyen küresel güçlerin planladığını iddia ediyorsanız ve buna da inanıyorsanız daha tedbirli davranmak zorunda değil misiniz?
Üstelik, İsrail asıl sizin ortağınız ise...
Stratfor yazışmalarında, Tayyip Erdoğan’ın, Kissinger’e “Bir noktada İsrail’le köprüleri atıp, İslam dünyasına yaklaşacağını” söylediği belirtiliyor ve Kissinger’ın “Erdoğan, İslam dünyasının lideri olma niyetinde” dediği anlaşılıyordu.
Erdoğan, köprüleri “One minute” tiyatrosu ve Mavi Marmara gemisi baskını sırasında attı ama sonradan Suriye, Irak, Ürdün, Lübnan ve Mısır ile Türkiye’nin iyi ilişkilerini ortadan kaldırdı. Aslında ’One minute’tiyatrosu Erdoğan’ın İslam dünyasında liderliğini sağlamak için İsrail’in bilgisi dahilinde planlanmıştı...
One minute gösterisinden bir ay önce Tayyip Erdoğan ile Ankara’da görüşen İsrail Başbakanı Ehud Olmert, gezisinde kendisiyle birlikte bulunan İsrail’in Jerusalem Post gazetesinden Herb Keinon’a, “Erdoğan, ülkede yükselen laik muhalefet karşısında meşruiyetini sağlamlaştırmak için yüksek profilli bir uluslararası diplomatik başarıya ihtiyaç duyuyor” demişti.
Öyle ki tiyatrodan sonra Tayyip Erdoğan’ı karşılamaya gelenler, “3. Abdülhamit” pankartı taşıyordu! Arap kamuoyu da zokayı yutmuştu. Mısır’da gençler “Tayyip Erdoğan keşke bizim başkanımız olsa” diyordu.
***
Peki ne oldu da bütün ilişkiler bozuldu?
Trabzon’da çok kullanılan “Sokma akıl, yedi adım gider” diye bir söz vardır.
Erdoğan’ın dış politikası, milli politika değildi. Zaten Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanlığı da kendisine ABD Başkanı tarafından görev olarak verilmişti! Bütün bunları, içerideki iktidarını güçlendirmek için yapıyordu. Fakat öyle bir an geldi ki bütün politikaları duvara çarptı. Şimdi sadece onun değil, Türkiye’nin başı belada!
İşte çözüm paketi hazırlaya hazırlaya bakın nereye geldi? BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “İdeolojik ve tel örgülerle sınırlar çizenler bilsin ki, o yapay sınırlar gitmiştir artık” dedi.
Yani, Türkiye’de bir siyasi parti başkanı, ülkenin sınırlarını tanımadığını açıklıyor. Erdoğan hâlâ açılım yapıyor!