"Baskını ABD ve İsrail birlikte planladı!"
İsrail’in Mavi Marmara gemisini, uluslararası sularda basacağını, ABD ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin önceden bildiğine dair çok önemli veriler var.
Birincisini, “Kanlı saldırı Amerika onaylı mı?” başlığı altında Ardan Zentürk Star gazetesinde yazdı. Zentürk’ün verdiği bilgilere göre kanlı baskından 5 gün önce Beyaz Saray Genel Sekreteri Rahm Emanuel, Tel Aviv’e gizli bir ziyarette bulundu, uzun ve kritik görüşmeler yaptı. Rahm Emanuel’in Netanyahu hükümeti ile Obama yönetimi arasındaki köprü görevini üstlendiği ileri sürülüyor. Emanuel’in Kudüs’te bulunma sebebi 13 yaşındaki oğlunun “bar mitzvah” töreni olarak gösteriliyor ancak, Şimon Perez, Benyamin Netanyahu ve Ehud Barak ile “Filistin sorunu” ve yaklaşmakta olan “filo krizi” ni ele aldığı belirtiliyor.
Zentürk, “Rahm Emanuel’in babasının 1940’lı yıllarda Siyonist İrgun terör örgütünün militanı olduğu biliniyor. Emanuel’in de babası gibi bir İsrail vatandaşı olduğu ve 1991’de, Birinci Körfez Savaşı’nda, İsrail’e gönüllü olarak gittiği ve savaş süresince İsrail ordusunda görev yaptığı, İsrail Gizli Servisi MOSSAD ile de yakın ilişkileri olduğu iddia ediliyor” diyor.
* * *
İkinci veri İsveç’ten. Mehmet Öget, İsrail’in saldırdığı gemide bulunan İsveç Çevre Partisi milletvekillerinden Mehmet Kaplan ile Odatv adına konuştu. Öget’in “Türkiye bu saldırıyı önceden haber almış olabilir mi?” sorusuna Kaplan, “Türkiye ile ilgili bir şey bilmiyorum ama Rum kesiminin henüz kesin olmamakla birlikte, daha önceden bilgisi olduğu yönünde bulgular var” diye cevap verdi.
* * *
Aydınlık Dergisi’nden Mehmet Bozkurt ise Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ikilisinin İsrail ile on dört yıllık ilişkilerini hatırlatıyor ve “Abdullah Gül, RP’nin ’dışa açılan penceresi’olduğu dönemde, Şubat 1997 ABD’ye gitti ve Yahudi kuruluşlarıyla görüşmeler yaptı. İran, 1999 Şubat’ında MOSSAD adına çalıştıkları gerekçesiyle 13 kişiyi tutuklamıştı. Gül, İsrail adına İran’la arabuluculuk yapmak istedi, İran reddetti.
Tayyip Erdoğan, 26-30 Ocak 2004 tarihleri arasındaki ABD ziyaretinin ilk gününde HSBC Bank’ın New York’taki merkezinde Musevi lobisinin önde gelen kuruluşu olan Amerikan Musevi Kongresi’nden ’cesaret ödülü’aldı. AJC tarafından bugüne kadar on kadar kişi ödüle layık görüldü; bunlar arasında İsrailli veya Musevi olmayan tek kişi Tayyip Erdoğan” diyor.
Haberde, Türkiye’nin Suriye sınırındaki mayınlı arazinin İsrail şirketine verilmesi için yasa çıkarmak istediği de hatırlatılıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise iktidarın İsrail ile ilişkilerini, “Kameraların önünde ’one minute’, kapalı kapılar ardında ’yes, please.’ Adam gibi duracaksın, söylediğinin arkasında duracaksın” diye yorumladı.
* * *
ABD yönetimi ile İsrail yönetimi birdir. Daha doğrusu İsrail ile ABD, farklı coğrafyalarda olsa da aslında aynı devlettir. ABD yönetiminde sadece Hıristiyan Siyonistler değil, Yahudi olduğunu saklayan Başkan Yardımcısı Joseph Biden gibi Yahudiler görev yapmaktadır.
Öyle ki Beyazsaray’ı John F. Kennedy döneminden bu yana izleyen en kıdemli muhabir, 89 yaşındaki Helen Thomas, İsrail’e yönelik sözlerinden dolayı uğradığı eleştirilerin ardından emekliye ayrılmak durumunda kaldı. İsrail söz konusu olunca, ABD yönetiminin, 89 yaşındaki bir gazeteciye bile tahammülü yok.
ABD saldırıyı İsrail ile birlikte planlamışsa, birkaç saat önce İskenderun’daki deniz birliğine saldırı da aynı planın bir parçasıdır.