Basında ABD adına lobi faaliyeti!
Kanal İstanbul ile iktidarın asıl hedefinin Montrö'yü yok etmek olduğu, bir gazeteci üzerinden açıklandı!
Yenişafak Gazetesi Genel Yayın Müdürü İbrahim Karagül, "Kanal İstanbul ile Montrö yürürlükten kalkar diye ödleri patlıyor. Çünkü bu anlaşma, Boğazlar üzerindeki egemenlik hakkımızı sınırlıyor. Peki, Kanal İstanbul'a karşı çıkanlar, 'Montrö Lobisi' kimler adına çalışıyor?" diye yazdı!
Yani gerçeğin tam tersini söyledi. Montrö'yü ortadan kaldırmak isteyen doğrudan doğruya ABD'dir!
Bu konuda, devletin resmi haber ajansı olan Anadolu Ajansı'nda 5 Mart 2018 tarihinde yayınlanan bir analiz var.
Uluslararası güvenlik stratejileri uzmanı Dr. Fatih Erbaş imzalı analizde, "Son dönemde güney sınırımızda terör gruplarını açıkça silahlandırmaktan çekinmeyen ABD, henüz bu sorunlar devam ederken, arada bir yaptığı gibi yine Karadeniz'de askeri varlık göstermek suretiyle Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni esnetmeye veya zorlamaya yönelik alışıldık tavırlarını sürdürüyor." denilmişti.
Şimdi ne değişti de Montrö kötü oldu?
***
Değişenin ne olduğunu 3 Aralık 2019 tarihinde odatv'te Nejat Eslen yazmıştı. Eslen, "Bu ülkelerin Karadeniz'de ne işi var" başlıklı yazısında şu bilgileri vermişti:
"Elimde resmi bir NATO belgesi var. Belgenin adı, 'NATO: READY FOR FUTURE Adapting the Alliance (2018-2019)'
Belgede, Karadeniz bölgesinde, NATO'nun ilerde kuvvet bulundurmaya devam ettiği, Romanya'daki eğitim tugayına ilave olarak hava birliğinin de görevini sürdürdüğü, Karadeniz'de ise NATO Standing Naval Force in the Black Sea adlı deniz gücünün ise varlığının giderek artırıldığı ifade edilmektedir.
Belgede, Karadeniz bölgesinde ve kıyısı olan Bulgaristan ve Romanya'da NATO'ya katkı sağlayan ülkeler sayılıyor: Kanada, Fransa, Almanya, Macaristan, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya, İspanya, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri.
Görüleceği gibi Karadeniz, NATO'nun panayır yerine dönmüş durumdadır. Karadeniz bölgesindeki NATO gücünün amacı, Rusya'yı çevrelemektir. Bu durum, Doğu Akdeniz'de çıkarları için mücadele eden Türkiye'nin Karadeniz'de kontrolü kaybetmekte olduğunu göstermekte ve aklımıza Kanal İstanbul Projesini getirmektedir.
Belgenin terörle savaş bölümünde, NATO'nun bu amaçla Afganistan'daki ve Irak'taki faaliyetleri anlatılmakta, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu terör tehdidinden, PKK'dan, YPG'den hiç söz edilmemektedir."
***
Eslen ile telefonla bu konuyu görüştüm. "Tayyip Bey'e göre, Kanal İstanbul niçin yapılacak? Tanker kazaları olmasın diye... Öyleyse, Rusya'dan gelen doğalgaz için boru hattı yapıldığı gibi petrol için de boru hattı yapılabilir değil mi? Hangisinin maliyeti daha düşüktür? Elbette boru hattının düşük. Bir de Çatalca'daki dostlarıma sordum. Bölgedeki arazi fiyatları uçmuş durumda. Arazileri alanlar da Ankara'daki üst düzey bürokratların yakınları. Buradan da Kanal İstanbul diye tutturmalarının başka bir sebebi ortaya çıkıyor" dedi.
Ben de İstanbul'da imamlar arasında Kanal İstanbul çevresinde ortak arazi alımı için bir camide imamlar arasında toplantı yapıldığına dair duyum almıştım.
***
2004 yılında, Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanlığı, Tayyip Erdoğan'a verildiğinde Yenişafak, manşetten projeyi desteklemişti! Bilindiği gibi, Büyük Orta Doğu Projesi, Türkiye dahil 22 İslam ülkesinin parçalanmasını öngörüyor. Bunu da dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice açıklamıştı.
Şimdi de ABD, Montrö'yü değiştirmek istediğini saklamıyor! Karadeniz'e savaş gemilerini sınırlama olmadan çıkararak Rusya'yı güneyden, Türkiye'yi kuzeyden, İran'ı Kuzey Batı'dan kuşatmak istiyor. Bu durumda, gerçekleri ters yüz ederek Montrö'ye saldırmak, ABD adına lobicilik yapmak olmuyor mu?