Başbakan’ın 15 yıl sonraki Çanakkale nutku!

Tayyip Erdoğan, Çanakkale’de yaptığı konuşmada Ermeni tehciri ile Çanakkale savaşının aynı dönemde olduğunu hatırlatarak “Çanakkale’de emperyalist duygularla ölüm kusan, Türk milletinin vatanına tasallut eden kimi ülkelerde, bugün görülen sorumsuz açıklamalar, alınan haksız kararlar, özür dilenmesi gereken bir millete karşı iftira atmaktan başka hiçbir anlam taşımaz. Dünya savaşlarında milyonlarca insanın ölümüne neden olan kimi ülkeler, önce kendi anlayışlarını, kendi eylemlerini, kendi yanlışlarını gözden geçirmeli, sadece vatan savunması yapan, mazlum ve masum bir millete bühtanda bulunma yanlışına düşmemelidir” dedi.
Kısacası Türkiye’nin Başbakanı diyor ki, “Emperyalistler, Türk vatanına yönelik saldırılarından dolayı Türk Milleti’nden özür dilemelidir. Biz vatan savunması yaptık.”
İşte başından beri söylenmesi gereken söz, takınılması gereken tavır buydu.
***
Erdoğan, gençlere de seslerdi ve “Sizden özellikle rica ediyorum, Çanakkale Deniz Zaferi’ni iyi okuyun, buradaki ruhu iyi özümseyin. Çanakkale ile birlikte Kutü’l Ammare Zaferimizi, Hicaz Müdafaasını, Kurtuluş Savaşımızı iyi öğrenin. Baştan başa yeniden inşa ettiğimiz, farklı bir çehre kazandırdığımız Çanakkale Şehitlikleri’ni, onun yanında Sakarya’yı, Dumlupınar’ı, Sarıkamış’ı, tüm şehitliklerimizi, yetim ve öksüz bırakmayın. Şunu da lütfen unutmayın, sizler 26’ncı sıradayken, son yedi yıldaki hızlı büyüme sayesindeki bugün dünyanın en büyük 17’nci ekonomisi durumuna gelmiş bir ülkenin bireylerisiniz” dedi.
***
Sayın Erdoğan’dan 15 yıl sonra gelecek bir Başbakan da gençlere şöyle seslenebilir mesela:
“Gençler, Türk Milleti ‘Çanakkale geçilmez’ derken, bağımsız yaşama iradesini gösteriyordu. Türk Milleti, İstiklâl Savaşı’nda da bu iradeyle, emperyalistlere teslim olmayacağını kanını ve canını ortaya koyarak gösterdi. Böylece milli bir devlet kurulabildi.
Lozan’da emperyalist İngiltere’nin temsilcisi Lloyd George, İsmet İnönü’ye “Sayın Ekselansları, size pek çok öneride bulunuyorum, ancak siz bunların hepsini reddediyorsunuz. Ben bu önerilerimi cebime koyuyorum. Bir gün gelecek bunları cebimden tekrar çıkartıp önünüze koymamı siz isteyeceksiniz” demişti. Cumhuriyetin kurulmasından 16 yıl sonra, 1939 yılında, İngiltere cebine koyduklarını çıkarmaya ve Türkiye’yi borçlandırmaya başladı. 2000’li yıllara gelindiğinde borçların toplamı Türkiye’nin yıllık milli gelirine yaklaşmıştı.
Bu sebeple, milyonlarca Türk evladının yedi cephede dövüştükten sonra kurtarabildiği topraklarda kurulan bağımsız ekonomi, tam bağımlı hale getirildi.
Hatta bir Başbakan “Ülkemi pazarlıyorum” diyebildi. Aynı Hükümetin Maliye Bakanı, stratejik kuruluşların yabancılara satışını eleştirenlere “Babalar gibi satarım” diyebildi. Ülkenin bankaları, borsası, haberleşme sistemi, enerji kaynakları ve hatta toprakları bu şekilde elden çıktı.
Türk gençleri! Bağımsızlık sadece silâhlı mücadele ile korunamaz. Ekonomik bağımsızlığınız yoksa siyasi ve kültürel bağımsızlığınız da yoktur.
Bu sebeple, özellikle 2000’li yıllarda bütün ekonomik varlıklarını yabancılara devreden bir ülke haline gelen Türkiye’nin milli direnç gücünü yeniden ayağa kaldırmak için çok çabalar sarf etmek, adeta ekonomik bir Çanakkale savunması yapmak gerekti. Sizler bu hatalara düşmeyin.”
Tabii böyle bir hükümet gelirse...

Yazarın Diğer Yazıları