Bari Arif Sağ'a sorsaydınız!
CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, vefat yıldönümünde rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun kabrini ziyaret etmiş diye Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kurucu Başkanı Murtaza Demir, partisinden istifa etmiş…
Gerekçesini okuyunca anlaşılıyor, tam bir ideolojik körlük, çarpıtma, yara kaşıma ve acı istismarı örneği…
Murtaza Demir, istifa metninde, Madımak'ı ön plana çıkarıyor ve şu satırlara yer veriyor: "Madımak Oteli'nde yakılan arkadaşlarım orada; demokrasi, laiklik, insanlık, kardeşlik adına bulunuyordu. Genç çocukların, ozanların, yazarların, semahçıların gelecekleri ellerinden alındı. Ve sizin, Parti Yönetimi kararı ve iradesiyle gidip, bizi yakanlara rahmet okumanız, yüreğimizi bir kez daha dağladı! Anlıyoruz ki, bilinç körlüğü içinde olduğunuz için, katilden kahraman, hırsızdan devlet adamı, gericiden demokrat olmayacağını idrak edemiyorsunuz…"
Kutuplaşmalardan, gerilimlerden, kardeş kavgalarından çok çeken bir ülkede, 'ruh ikizliği' denir buna… En çok da diğer ikize yarar, hep yaradı da zaten…
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, Sivas'ta 'yakan' değil, 'kurtaran'dı… Murtaza Demir, bu gerçeği bilmiyorsa, o yangında Sivas BBP İl Teşkilatı tarafından kurtarılan Arif Sağ'dan öğrenebilir… Gerçeği biliyor da yine de içindeki 'gerici hınç ve taassup'tan dolayı böyle davranıyorsa, istifası son derece faydalı olmuştur…
***
2018'de vefat eden ve daha sağken adına 'Efsane Dekan' kitabı yazılan Prof. Dr. Cevat Geray da Madımak'taydı… Sevenlerinin 'çok üretken, iyi bir devrimci, onurlu yaşamıyla Mülkiye'nin simgelerinden biri' diye tanımladığı Cevat Geray'ı da yangından çekip alan, Muhsin Yazıcıoğlu'nun, o çıldırmış kalabalıktan korkmayan partilileriydi…
Cevat Hoca da, tıpkı türkücü Arif Sağ ve onlarca kişi gibi BBP Sivas il binasındaki partililer tarafından kurtarılanlar arasındaydı...
Yine hatırlatalım: Bilindiği üzere o katliamda 40'tan fazla kişi otelin arkasında aydınlık boşluğu olarak bırakılan koridordaki tahta köprüden ilerlemiş, aynı koridora bakan BBP il binasının arka pencerelerinden çekilerek kurtarılmıştı... Mülkiye'nin 'efsane dekan'ı Cevat Geray, olaydan sonra rahmetli Yazıcıoğlu'na hem telefonla teşekkür etmiş, hem de ziyaretine gelmişti...
Arif Sağ, kendisiyle ilgili olarak BBP il binasındakiler tarafından kurtarıldığını televizyonlarda ve gazetelerde defalarca söylemişti... Yine o esnada otelde bulunan Bülent Kaya da verdiği röportajda, o tahta köprüden geçip BBP'liler tarafından kurtarılan 42 kişi olduklarını, partililerin yardımı sayesinde hayatta kaldıklarını söylüyor ve şöyle devam ediyordu:
" 'Onların yemeğini verin' diyor rahmetli Yazıcıoğlu Gaziantep'ten. 'Çayını verin, evlerine telefon etsinler' diyor. Bu kadar hizmet yapan bir adama kalkıp da 'bizi kovdular' demek... BBP'liler eğer bizi kovsalardı aradaki o tahtayı çekerlerdi. Biz düşerdik. Veya camdan işaret ederlerdi 'buradalar' diye. Biz orada ölebilirdik. Bana göre o şehit genel başkana orada kurtulan 42 kişinin hepsinin mevlüt okutması lazım. Ruhuna Fatiha okuması lâzım. O olmasaydı bizim hepimiz ölürdük..."
***
Madımak'ta olan biri, "O olmasaydı hepimiz ölürdük, ruhuna Fatiha okumak lâzım" diye şahitlik ederken, Madımak'ta olmayan 'yara kaşıyıcı' ise dilenen rahmetten rahatsızlık belirtip, sanki Yazıcıoğlu yakmış gibi nefret suçu işleyerek kendince piyasa yapıyor!..
Herkesin göz önünde, şehir merkezinde meydana gelen ve 7 saatten fazla süren Sivas olaylarından dolayı güvenlikten sorumlu bir tek kişi yargılanıp, ceza almadı... Otelin perdelerini tutuşturanlar hiçbir zaman bulunamadı... Bu gerçeğin üzerine gitmektense, Madımak mağdurlarına kardeşlik ve hayat eli uzatanlara pörsümüş hınç diliyle saldırmak akıl alır gibi değil…
Bu dil ve bu akıl, başka kamplarda bulunan 'ruh ikizleri'ne yarar da ülkeye yaramaz… Aklı soğuk savaşta kalmış, radikalizmin sloganlarıyla yürürken iftirayı meşru gören bir kafa bu…
Onun için 'yangından kurtaran'la 'yakan'ı ayıramaz… Saplantılı kozasından çıkıp, ülke için büyük düşünmeyi aklından geçiremez… Küçük 'kemik kitle'yi tahrik edebilmeyi 'ideoloji' zanneder, mutlu olur…