Bankacı olmak varmış
Bankaların ve de bankacıların keyfi yerinde. Nasıl olmasın ki;
devlete para satıp, Vatandaşa kredi kartı vererek kârlarını katladılar. Hem de ne katlama. Yerli, yabancı sermaye piyasalarını kıskandıracak, Türkiye’nin kredi notunu yükseltecek, Hükümete, ‘IMF’ye ihtiyacımız yok’ dedirtecek, dillere destan bir kârlılık.
Yabancı sermaye, kriz ortamında Türk bankasının yüzde 10 hissesine 3 milyar dolar ödemek için yarışıyor.
Ne diyelim, ‘Allah nazardan saklasın’
Kıskananlar; bankaların 2009 kârlarını 2010’a taşıyamayacaklarını söylüyor.
Geçiniz bir kalem.
Böylesi yorumları duymazdan gelin.
Bankalarımız bu istimle 2020 yılına kadar tam kâr hızında gider.
Ne de olsa, istimin yakıtı halkın parası.
Yoksa anlı şanlı bankaların açıkladıkları milyarlarca liralık kârlarda 70 milyonun katkısının olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Bankalar, esas kârını devletten (Gene halkın vergileri) kaymağını ise banka hesaplarındaki görünmeyen kalemlerden
sağlıyor. Son bir-iki yıldır bankalar televizyon ve gazeteler dışında cep telefonlarına mesaj göndererek kredi satıyor.
Öğretmene, işçiye, talebeye, hamileye, emekliye, memura Slogan;
ihtiyaç kredisi. Kampanyaların cazibesini ise; sıfıra yakın faizler oluşturuyor.
Vatandaşın,cep telefonuna gelen kredi çağrısına tepkisiz kalması mümkün
değil.
İş ve aş karaborsa. Banka kredisi telefonun tuşunda. Ve milyonlar tuşa basarak krediyi alıyor. Kredinin maliyetini hesaplayan yok. Bıçak kemiğe dayandığı için de hesaplayan yok. Onların dikkat ettiği tek şey, kredi faizi oranı.
Banka krediyi verirken kuşa çeviriyor.
Önce dosya parası, sigorta, vergi...
derken. Sıfıra yakın faiz, en yüksek faize
tırmanıyor.
Her şeyin internet ortamında bir tuşa basarak gerçekleştiği ortamda alınan yüzlerce lira dosya parası da neyin nesi demeyin.
İşin püf noktası orada.
Kredi faizini düşüren banka kârını katlayan, bilançoları parlatan, halkın cebinden çıkmayıp, göze batmayan ‘Dosya masrafı’.
Bir de sigorta var. Bankalar kredi yanında ‘Bonus’ olarak veriyor.
Elbette parasını peşin tahsil ederek.
Sigortanız olsa da, sigorta yaptırmanız zorunlu. Yaptırmayana?
Kurallara uymayanlara kredi yok.
İşlem vergisi ve çeşitli isimler adı altında alınan diğer giderler de kredinin görünmeyen yüzü. Dünya krizdeymiş, AB bankacılık sistemi ‘SOS’ veriyormuş.
Ne gam.
Bize düşen dosya masrafı vererek, bankalarımızın Avrupa’yı aşıp, dünyayı saran ışığını artırmak.