Banka terörü

Devlet Bakanı Ali Babacan geçen hafta bankalara rest çekti. Özellikle işlem ücretleri konusuna değinen bakan, “Bu böyle gitmez” dedi.
Bakan gitmez dedi ama öyle bir gidiyor ki, hem de tam gaz!
Türkiye’de bir banka terörü esiyor.
Yıllardır süre gelen bir terör.
Bu terörü hiçbir hükümet durduramadı.
Hatta bazı hükümetler banka terörüne ön ayak oldular.
Örneğin ANAP döneminde çıkartılan bir yasa ile gazetecilerin bankalarla ilgili aleyhte haber yapması yasak.
Ben bir gazeteci olarak banka adı vererek “tuvaleti pis” dediğim an bankacılık yasasına muhalefetten hapse girebilirim.
Personeli tarafından dolandırıldığını haber yaptığım için bir banka tarafından hakkımda dava açtırıldı ve 5 yıl mahkeme kapılarında süründüm.
Böyle yasa mı olur?
Oluyor işte. Hem de bal gibi oluyor.
Gazeteciler bankalarla ilgili sadece olumlu haber yapabilir.
Bankalara en az taviz veren hükümet AKP’dir.
Hükümet zaman zaman bankalarla karşı karşıya gelmiştir.
Hele kredi kartı aidatları konusundaki hükümetin kararlı duruşu ve bu konuda yapılan düzenlemeler takdir edilecek boyuttaydı.
Boyuttaydı diyorum çünkü sadece boyutta kaldı.
Çıkartılan yasaya rağmen bankalar, vatandaşlardan kredi kartı aidatı alıyor
Bununla da kalmayıp bir de her ay hesaplardan hesap işletim ücreti çekiyor.
Kayserili emekli bir vatandaş askerdeki oğluna borç harç bulduğu 100 TL’yi havale olarak yolluyor.
Banka 100 TL’nin 18 TL’sini EFT ücreti olarak alıyor.
Hesaptaki 82 lirayı çekmek isteyen asker bir de bakıyor ki, hesabında sadece 57 TL var. Hemen bankayla konuşuyor ve acı gerçeği öğreniyor.
Banka 25 TL hesap işletim ücreti almıştır.
Vatandaş çaresiz.
Hükümet ise büsbütün çaresiz.
Ekonominin patronu Ali Babacan bile bir çıkıştı sonra sustu.
O gün bugün, Ali Babacan bırakın bir çalışma yapmayı ortalıkta bile görünmüyor.
Eskiden bankalardaki havale ücretleri konusunda sert çıkışlar yapan Sinan Aygün bile sessiz kalıyor.
Taksi ile bile 10 TL’ye gidilecek bir mesafeye 20 TL havale ücreti alan bankalara kim dur diyecek?
Bana göre hiç kimse diyemeyecek. Kredi kartı ücretleri konusunda yasaya rağmen nasıl kimse bir şey yapamıyorsa banka terörü konusunda da hiç kimse bir şey yapamayacaktır.
Global krizin en yoğun döneminde bile kârlarını katlayan bankalar, aynı terörü kendi çalışanlarına da yapmayı sürdürüyor.
Banka çalışanlarının maaşları halen 10 yıl önceki seviyede.
Krizi bahane ederek personele yüzde 2,5 zam veren bankalar adeta köle ticareti yapıyor.
Karın tokluğuna çalıştırdığı personeli bir de hedef manyağı yapıp çıktılar.
Personele bir hedef veriliyor. Bu kadar mevduat bulacaksın, bu kadar kredi kartı ve kredi vereceksin. Bunu yapamazsan gidersin.
Nitekim de gönderiyor. Çünkü dışarıda onbinlerce bankacı işsiz ve neredeyse asgari ücrete çalışmaya razı beyaz gömlekliler var.
Bankacı gece yarılarına kadar çalışıp hedefini tutturuyor.
Ödülü nedir diye sorarsanız, daha büyük hedef.
Bir önceki ay bulduğu mevduattan daha fazlasını, sattığı karttan daha fazlasını bulmak zorunda.
Bankacılık sektöründe işler böyle yürüyor.
Sizin anlayacağınız bankalar bu terörü sadece vatandaşa değil kendi personeline de yapıyor.
Bizim vatandaş olarak yapacağımız bir şey yok!
Tıpkı hükümetler gibi bankaların önünde diz çökeceğiz!
Çünkü onlar güç, para onlarda.
Bir bakanın bile 2 günde sustuğu Türkiye’de vatandaş ne yapabilir ki?

Yazarın Diğer Yazıları