Bakın ABD ve Rusya Türkiye'den ne istedi?
"Türkiye, İdlib'de kim adına savaşacak?" diye sormuş ve "ABD adına" diye cevap vermiştim ya; ABD politikalarını derinden etkileyen ve kurucuları arasında George Soros, Morton Abramowitz, Stephen Solarz gibi isimlerin bulunduğu Uluslararası Kriz Grubu'nun son analizi bu tespitimi doğruladı!
"İdlib neden Türkiye'nin meselesi oldu? Çünkü önemli bir kısmı Suriye'de IŞİD çatısı altında bulunan teröristler, Fırat'ın doğusunun PYD/PKK kontrolüne geçmesini sağladıktan sonra, koridor açılarak İdlib'e gönderildi. Bunlar, İslami görünümlü ama ABD'nin kullandığı gruplardır." diyordum ki, Uluslararası Kriz Grubu, İdlib'deki Heyet Tahrir el-Şam örgütünün başındaki Ebu Muhammed el Colani ile yapılmış bir söyleşiyi yayınladı. Yazıda imza yok, söyleşiyi kimin yaptığı da belli değil! Bu bir gazeteci işi değil rutin bir istihbarat görevi...
***
Yazıya göre, Colani, cihatçı emellerinden vazgeçtiklerini, Suriye dışında eylem yapmayacaklarını, sadece Suriye rejimine karşı savaştıklarını söyledi.
Colani daha önce IŞİD için çalıştığını, bu örgütten ayrıldıktan sonra El Kaide'ye bağlılık sözü verdiğini ancak Suriye'yi dış operasyonlar için fırlatma rampası olarak kullanmayacağı konusunda da taahhütte bulunduğunu sadece Suriye rejimine ve Suriye'deki müttefiklerine karşı mücadeleye odaklanacaklarını açıkladığını ifade etti...
Peki IŞİD'i kim kurmuştu? Trump, "IŞİD'i, Obama ve Hillary Clinton kurdu" dememiş miydi?
Colani, Heyet Tahrir El-Şam'ı, El Nusra ve diğer cihatçı yerel grupları toparlayarak kurduğunu, ideoloji olarak İslam hukukunu esas aldıklarını anlattı ve hükümet dışı kuruluşların İdlib'e dönebileceğini ve onlara müdahale etmeyeceklerini de belirtti!
***
Kriz Grubu'nun analizinde ise özetle şöyle deniliyor:
"HTŞ, İdlib'deki resmi El-Kaide şubesi olan Hurras al-Din gibi El Kaide uzantısı örgütle mücadeleden kaçındı; bir dereceye kadar Rusya ve rejim saldırısına direnme konusunda bu grupla birlikte hareket etti, Uygur militanlardan oluşan Türkistan İslam Partisi gibi gruplarla birlikte hareket etti ama uzun zamandır rejimin devrilmesi için çalışıyor ve İran ve Rus kuvvetlerinin Suriye'den ayrılması çağrısında bulunuyor.
Rusya, ateşkesi kabul ederek, Rus hava üssüne saldırıların durdurulması konusunda HTŞ'nin sözünün doğru olup olmadığını test edebilir. HTŞ küçük cihatçı grupların saldırılarını da önleyebilir. HTŞ'yi ortadan kaldırmak için operasyon yapılırsa, bu, benzeri görülmemiş oranlarda insani bir felakete yol açacaktır.
Dahası, rejim ve Rusya ile Türkiye arasında ciddi bir çatışma riski var. Tüm taraflar, rejim güçleri yerleşim alanlarına daha fazla girmeden önce derhal ateşkes yapmalıdır."
***
Şimdi bu söyleşinin yayınlanmasından ve analizden de anlaşılıyor ki HTŞ, Amerikan koruması altındadır!
Nejat Eslen ise bu yayını inceledikten sonra, odatv'ye yaptığı açıklamada, James Jeffrey'in bir hafta önceki Türkiye ve bölge ziyaretini hatırlattı ve "Jeffrey, HTŞ'nin artık terör üretmediğini söylemişti. Şimdi bu söyleşi de ABD'nin Suriye ile ilgili hedefleri konusunda ipuçları vermektedir. Rusya ve Türkiye'nin HTŞ konusunda uzlaşmasını ve HTŞ'ye dokunulmamasını istiyorlar. HTŞ üzerinden ABD'nin gizli projeleri var ama Rusya'nın bunu anlamaması mümkün değil" dedi.
Ankara'daki güvenilir gazeteciler ise Rusya'nın "Türkiye, İdlib'de kendi sınırından sonraki 20 kilometrelik bir hat içine çekilsin" önerisinde bulunduğunu, ancak Türk tarafının bu öneriyi kabul etmediğini bildiriyor!
Kısacası Rusya, Türkiye'ye "Al HTŞ'ni git" diyor. ABD ve Türkiye ise "ateşkes" istiyor! Türkiye'yi yöneten irade, bu tutumla HTŞ'yi korumuş oluyor! Çünkü Amerika öyle istiyor!