Bahçeli’nin Öcalan Başbuğ kıyaslaması!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK ile görüşmeler konusunda her Türk’ün altına imza atabileceği sözler söyledi ama bana zerre kadar güven vermedi. Güven vermemesinin sebebi, sözleri değil, bugüne kadar yaptığı icraatlardır. Ani erken seçim kararı, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinin önünü açması gibi...
MHP, uzun zamandan beri MHP’liler tarafından değil, kaynağı tahmin edilen telefon emirleri ile yönetilmektedir. Tıpkı 2002 erken seçim kararının bir telefonla kendisine tebliğ edilmesi gibi..

***

Bahçeli’nin “Madem İmralı’ya ziyaret sıklaşmıştır, değil mi ki terörist başına gitmek kutsanmıştır; bu durum karşısında İmralı’daki terörist sizin olsun. Biliniz ki ben de Silivri’ye gidip, terörist olmakla ve terör örgütü kurmakla suçlanan, bize göre de terörle mücadelede tarihi vazife üstlenen ve bu konuda eşsiz hizmetleri bulunan 26’ncı Genelkurmay Başkanımızı ziyaret edeceğim ve onunla Allah’ın izniyle kısa süre içinde kucaklaşacağım” diyerek garip bir kıyaslama yapmasını da hiç hayra alamet görmüyorum..

***

Bu kıyaslama, Abdullah Öcalan’ı serbest bırakmak için genel af çıkarmak, bu arada “barış gelecek, analar ağlamayacak” diye Anayasa’yı da hallederek rejimi değiştirmek isteyenlerin yaktığı ateşe odun atmak anlamına gelir!
Bahçeli, yüzde 99 oranında milli çizgide konuşurken, senaryoda kendisine verilen rolü nasıl oynayacağını da araya sıkıştırmıştır. Üstelik bunu söylerken grup salonunu dolduran milletvekilleri ve partililer tarafından dakikalarca alkışlanmıştır. Neyi alkışladınız ey MHP’liler? Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı, bir terör örgütünün başı ile aynı kefede tartılır mı? Hem bugüne kadar neredeydi Bahçeli? Başbuğ’u ziyaret etmek için Öcalan ile görüşmelerin alenileşmesi mi gerekiyordu?

Gabon’da “Bongo”
Suriye’de “bingo!”

Tayyip Erdoğan, Fransız sömürgesiyken şimdi ABD yörüngesine giren 1.5 milyon nüfuslu Orta-Batı Afrika ülkesi Gabon’un Parlamentosu’nda konuşurken, “Sular yükseldikçe balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmesin.. Zira kimin kimi yiyeceği suyun akışına bağlıdır. Tarih, nice milletlerin, kavimlerin, ülkelerin doğuşuna, yükselişine, büyük birer güç oluşuna ama aynı zamanda batışına çokça şahit olmuştur. Tarih, zamanı geldiğinde zalimlerden de hesap sormuştur. Zamanı geldiğinde tarih, Afrika’nın elmaslarını, altınlarını, yer altı zenginliklerini hatta doymayıp insanlarını alan, geride kalanları yoksulluğa terk edenlere hesabını mutlaka ama mutlaka soracaktır” tarzında emperyalizme karşı bir konuşma yaptı!
İyi güzel ama Gabon’u ve Türkiye’yi yönetenler, Amerikan emperyalizminin bütün isteklerini harfiyen yerine getiriyorsa, bu sözlerin ne değeri olabilir?..
Üstelik Gabon’un zenginliklerini Fransa ve ABD sömürüyor. Afrika’nın insanlarını çalarak, yüzyıllarca köle olarak kullanan da Batı Avrupa ülkeleri ile birlikte daha çok ABD değil miydi?

***

Banu Avar, guncelmeydan.com’da ve kendisine ait facebook sayfasında yayınladığı “Kim bu Ali Bongo?” başlıklı yazıda “Ali Bongo, Batı Afrika’nın en şöhretli yolsuzluk ve soygun dosyalarının sahibi.. En acımasız diktatörlerden biri.. Fransız Mason Locası’na bağlı bir büyük üstad! Aileden diktatör! Babası da Gabon Devleti başında 41 yıl kalmıştı.. Nedense küresel şebekeler, Gabon’a hiç ‘demokrasi’ getirmeye kalkışmadı.. Gabon’daki diktatörler ‘cici diktatörler’di, söz dinlemekteydiler, Esad gibi verilen gizli emirleri reddetmemişler, uslu uslu Amerikan sırtlanlarının dediği yolda ilerlemekteydiler” diyor.
Avar, “Bongo, aslında Hıristiyandı ve 15 yaşındayken babasıyla beraber din değiştirmiş ‘Müslüman’ olmuştu. Mason bir ‘Müslüman’ nasıl oluyorsa öyleydi” diye bilgi
veriyor.

***

Gerçekten de Ali Bongo’nun adı 15 yaşına kadar Alain Bernard Bongoidi. Eşi Sylvia Bongoise Fransız işadamı Edouard Valentin’in kızı.. Valentin, Tunus’ta siyah sekreteri ile evlenmiş, Sylvia ondan doğmuş, sonra Gabon’a taşınmışlar. Ali Bongo ile Sylvia’nın dört çocukları olmuş.. Adları Malika, Noureddin Edouard, Jalil Louis ve Bilal.. Bilal kendi çocukları değil, 2002’de evlatlık almışlar.
Yani Hıristiyanlıkla Müslümanlığı, çocuklarının adlarında bile birarada yaşatan bir aile!
Tayyip Erdoğan, Gabon’da “toplu konutlarınızı yaparız” diye Türkiye ekonomisine de katkı sağlamaya çalıştı elbette.. Yani Gabon’da “Bongo” dedi; bakalım Suriye’de ve Türkiye’de “bingo” diyebilecek mi?

Yazarın Diğer Yazıları