Bahçeli, neden Erdoğan'a karşı Gül'ü tercih ediyor?
Türkiye’de devlet, kuruluş felsefesini ve milli kimliği değiştirmeye, dönüştürmeye çabalayan bir iktidar partisine karşı, hukuki yollardan kendisini savunmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı seçimlerinde 367 kişinin katılımının aranmasının da, AKP hakkında açılan kapatma davasının da asıl sebebi buydu.
Aslında devletin sigortası olan Cumhurbaşkanlığı makamına, “Ne mutlu Türküm diyene” felsefesi ile kavgası olan bir kişinin çıkması önlenmek isteniyordu. AKP hakkında açılan kapatma davasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında da beş yıl siyasi yasak istenmesi başka nasıl izah edilebilir.
***
Peki ama madem böyledir, neden bütün oklar Tayyip Erdoğan’ın üzerine çevrilmiş durumda?
Mahir Kaynak’ın “Küresel sermaye, Tayyip Erdoğan’ı indirmek istiyor. Yerine Abdullah Gül ile uyumlu bir kişiyi getirmeyi planlıyorlar. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını sağlamıştı. Bu, partinin ideolojisi olan milliyetçilikle bağdaşır bir durum değildir. MHP de küresel sermayenin isteklerini yerine getirmektedir” tespitini de hatırlayalım.
MHP, bu sözlerle ilgili olarak Mahir Kaynak hakkında dava açacağını duyurdu ama konu hakkında en küçük bir yorum yapmadı!
Fakat dün Devlet Bahçeli ile Akşam gazetesinin Ankara Temsilcisi İsmail Küçükkaya’nın yaptığı röportaj yayımlandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’a “Bir bilen olarak kenarda otur” çağrısı yaptı!
Bahçeli, “Her şey Türkiye için” temel sloganının, son günlerde “Her şey Tayyip için” haline dönüştürüldüğünü iddia ederek Erdoğan’ın “Türkiye’nin normalleşmesi için kendisinden beklenen fedakârlığı ortaya koymasını” istedi. Bahçeli, “Erdoğan erken seçimi zorlarsa, AKP içinde siyasi parçalanma olur” dedi.
Bahçeli, Abdullah Gül hakkında ise “Cumhurbaşkanı bu tür karşılıklı çatışma, gerginlik, cepheleşme ortamının, bir hoşgörü, sağduyu ortamına dönüşümünde devlet başkanı olarak sorumluluk üstlenmeli, sosyal ve siyasal diyalog kapısını açık tutmalıdır. Cumhurbaşkanı hepten dışarıda kaldığı zaman siyasi ihtiraslar, siyasi gelecek belirleme sevdası artabilir. Dava, cumhurbaşkanına da yasak getirirse, onun çözümü beraberinde gelir. Siyasi yasak kavramı mahkeme kararıyla ne şekil alacak onu bilemiyoruz. Biz şu an için kapatılma varsayımı üzerinde duruyoruz” diye konuştu.
***
Bence bu röportaj, Mahir Kaynak’ın tespitini yeniden ele almayı gerektiriyor.
Tayyip Erdoğan’a “kenarda otur” diyeceksiniz ama Abdullah Gül’e “Siz diyalog kapısını açık tutun” diye hitap edeceksiniz!
Yani, “Her şey Abdullah Gül için!”
Bana sorarsanız, kendisini savunan devlet mekanizması, Tayyip Erdoğan’ın üzerine ne kadar gidiyorsa, seçimlerde hiçbir alternatif oluşturamayan, oluşturması da beklenmeyen muhalefetin üzerine gitmelidir.
Bahçeli’nin Abdullah Gül’ü koruması, Cumhurbaşkanlığı makamına saygısından kaynaklanmıyor, çünkü genel seçimlerden önce de Tayyip Erdoğan karşısında Gül’ü tercih ettiğini belli etmişti. Bu bağlantının sebebini Mahir Kaynak küresel sermaye ile izah ediyor ama ben henüz kesin bir kanaate varamadım. Bilen varsa lütfen bana yazsın.