Bahçeli biliyor: Açılımın asıl mimarı kim?

“Bahçeli’den beklenen iki davranış” başlıklı yazımda “Bahçeli, sadece Erdoğan ve AKP iktidarını eleştirmekte,” ‘İyi şeyler olacak’ diyerek süreci başlatan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili tek kelime bile kullanmamaktadır. Ayrıca süreci desteklediğini söyleyen Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un tutumu konusunda da en küçük bir yorum yapmamıştır” demiş idim.
Bu yazıyı yazdığımda Abdullah Gül, henüz TBMM açılış konuşmasını yapmamıştı.
Bahçeli, dün nihayet, “Türkiye, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın beraber yürüdükleri yolda ellerinden tutularak, sırtları sıvazlanarak uçurumun kenarına kadar getirilmiştir” dedi.

* * *

Gül, “Çözülmemiş sorunlarımız başka devletlerin istismarına ve müdahalesine açık alanların ortaya çıkmasına yol açar. Türkiye’nin içindeki gelişmeler, uluslararası şartlarla uyumlu hale gelmiştir, bu da ülke güvenliğini garanti altına alma imkânlarını’getirmiştir” demişti.
Bahçeli, bu tutumla ilgili olarak “Bu yorumlar ülkemiz üzerindeki dayatmaları açıklayan çok tehlikeli bir yaklaşımın sonucudur” dedikten sonra “Bu sözlerin sahibinin yıllarca milletvekilliği, bakanlık ve başbakanlık yapması ve özellikle son dönemlerde Dışişleri Bakanlığı ile iki yıldır da Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunması, ülke güvenliği ve geleceği açısından başlıbaşına vahim ve talihsiz bir durumdur” tespitinde bulundu.
Bahçeli, “Ne var ki ‘açılım’ adı altında aylardır kamuoyunda tartışılanların tamamına yakınının anayasal suç niteliği taşıdığı ortada iken, bu uyarıyı yapan makamın önce kendi çizgisini sorgulaması, ardından da hükümeti ve bölücü mihrakları anayasal çizgiye zorlaması gerekmektedir” cümlesini de kullandı.
Oysa Cumhurbaşkanı’nın Başbakan ile beraber yürüdüğünü kendisi söylüyor!
Zaten süreci başlatan Cumhurbaşkanı değil mi?
Bu durumda Cumhurbaşkanı, kendisini mi Anayasal çizgiye getirecek?

* * *


“Kabul edemeyeceğimiz görüşleri ve sözleri bir Cumhurbaşkanı’nın söylemiş olması, ifadelerine resmiyet katmayacağı gibi zaten belli olan fikirlerinin kendine ait olması gerçeğini de değiştirmeyecektir” diyor ama Bahçeli, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığına giden yolda önündeki engelleri aniden kaldırarak, Kürt açılımına resmiyet kazandırmış olmadı mı?
Nitekim Bahçeli de “Kendisini hararetle alkışlayan AKP milletvekilleri, cumhurbaşkanının talepleri konusunda tereddüte düşmüşler, Anayasadan Türk kimliğinin kaldırılması mı, Türkçeden başka dillerin resmiyete alınmasını mı, alt kimliklerin tahrik edilerek milletin ayrışmaya başlatılmasını mı; kendilerinden ilk aşamada ne istendiğini netleştirememişlerdir” dedi.
Yani fotoğraf bu kadar net!

* * *


CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı dinledim. Baykal, bütün bu meselelerde Cumhurbaşkanı seçiminin kilit nokta olduğunu, Abdullah Gül’ün Çankaya yolunda önünü açanların şimdi sızlandığını hatırlatarak adını vermeden MHP’nin bir durum değerlendirmesi yapmasını istedi.
Bahçeli, Abdullah Gül’ün yolunu açarken, bütün bunların olacağını bilmiyor muydu?
Partiden tek bir kişiye bile sormadan böyle bir karara vardığını herkes biliyor. Kendisine vahiy gelmediğine göre, “Abdullah Gül’ün yolunu açmak” kimin organizasyonu idi?
Ne demişti Mahir Kaynak 3 Nisan 2008 gecesi:
“Milliyetçi bir parti olan MHP, küresel sermaye ile işbirliği içinde olan bir kişinin Cumhurbaşkanı seçilmesinin önündeki engeli kaldırıyor. Bu durum, eşyanın tabiatına aykırıdır. Peki bu nasıl oldu? MHP tabanını ayrı tutarak söylüyorum. Bu bir operasyondur. MHP yönetimindeki birkaç kişinin küresel sermaye adına giriştiği bir operasyondur.”
Bahçeli, bu konuda, kamuoyuna hâlâ bir cevap vermiş değildir.

Yazarın Diğer Yazıları