Aziz Yıldırım efsanesi nasıl ve neden tarih oldu? Sedat Kaya sırlarını açıkladı
Kim ne dersin Aziz Yıldırım Fenerbahçe tarihinde bir efsanedir.
Başkanlık yaptığı 20 yılda Fenerbahçe ile yatıp, Fenerbahçe ile kalkan bir liderdi.
Vizyon sahibiydi.
Başkanlığı döneminde Fenerbahçe futbol takımı ile 6 lig şampiyonluğu ve 10 lig ikinciliği yaşadı. Takım, ayrıca UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline ve UEFA Avrupa Ligi yarı finaline ulaştı.
Roberto Carlos, Anelka, Ortega, Van Hoijdonk, Alex, Kuyt, Robin van Persi, Nani gibi alınmaz denilen yıldızları takıma kattı.
Amatör branşlarda yaptığı atılımlarla Fenerbahçe'nin bir spor kulübü olmasını sağladı.
Başkanlığında Fenerbahçe aynı sezonda futbol, kadınlar ve erkekler basketbol, kadınlar ve erkekler voleybol branşlarında lig şampiyonu olmuş ve 2010-11 sezonunda beş branşta birden şampiyonluk yaşamıştı.
2008 yılında Fenerbahçe'yi "Dünyanın En Değerli 30 Kulübü" listesine sokmayı başarmıştı.
Onun döneminde Fenerbahçe tarihinde görülmemiş bir tesis hamlesi yaşandı.
Başta Şükrü Saracoğlu Stadı, Ülker Arena, Samandıra, Fikirtepe, Düzce Topuk Yaylası Faruk Ilgaz Tesisleri onun eseriydi. Ayrıca Fenerium da.
Özellikle 3 Temmuz'da FETÖ'ye karşı dik duruşuyla taraflı tarafsız milyonların gönlünü kazanmıştı.
Korkunun dağları kuşattığı günlerde, bir bir çekilirken teslim bayrakları o FETÖ'nün karşısına dikilen adamdı.
"Ne şikesi, memleket elden gidiyor" sözü tarihe geçti.
Peki böyle bir lider, 6 yıldır hiç şampiyonluk görmeyen Ali Koç karşısında 2'nci kez nasıl kaybetti.
Bilge der ki, "insanlar büyüdükçe küçülmeli."
Buradaki küçülmek, mutevazilik, tevazu, erdem, empati ve sayduyudur.
Aziz Yıldırım bilgenin bu sözünün aksine büyüdükçe büyüdü.
Balon gibi şişti.
Kendisini dev aynasında gördü.
Kibir ve egosuna yenik düştü.
Gazetecilere gazetecilik, futbolculara futbol, hakemlere kural öğretmeye kalktı.
"Hayır" diyeni ezdi geçti.
Hiç unutmam. Erman Toroğlu'nun Lig Tv'den gönderilmesine neden olmuştu. "Toroğlu varsa yayın sözleşmesine imza yok" tehditiyle Digitürk yönetimine diz çöktürmüştü.
Lig Tv'nin naklen yayın kabloları onun döneminde kesilmişti.
Herkes biliyordu ki, onun haberi olmadan Saraçoğlu'nda kuş uçmazdı.
Sözünü dinlemeyen, boyun eğmeyen teknik adamı futbolcuyu anında sildi. Zico'ya, Alex'e ve nicelerine yaptıkları kibirin aklı ve vicdanı kör etmesiydi.
Tek adam yönetimini kendisine ilke edindi.
Uzlaşmadan değil hep kavgadan yana oldu.
En önemlisi de Fenerbahçe'nin son 6 yılında hiç yanında durmadı.
Aksine karşısında gibiydi.
Kongre sürecindeki söylemleri, suçlamaları ve tehditleriyle kaybedeceği belliydi.
Aziz Yıldırım belki de kibir ve ego yüzünden Can Yücel'in şu şiirini unutmuştu.
"Gitmek gerekir bazen.
Fazla yormadan,
daha çok bıktırmadan. Eğer vaktiyse
ardına bile dönüp bakmadan.”