Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Azerbaycan elini çabuk tutmalı

Azerbaycan sınırında uzun bir süredir devam eden ve zaman zaman sıcak çatışmaya dönüşen gerginliğin boyutu, bu sefer ciddi bir şekilde artmış, açık bir savaşa dönüşmüştür. Çatışma yine Ermenistan'ın Azerbaycan mevzilerine ve köylerine saldırısıyla başlamış, Azerbaycan asker ve sivil kayıplar vermiştir. Ancak Azerbaycan'ın bu seferki karşılığı, alışılmışın dışında, oldukça sert ve kararlı olmuştur. Çatışmalar devam etmektedir. Azerbaycan durum üstünlüğüne sahiptir.

Durum eskisi gibi değil

Azerbaycan Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra çalkantılı bir dönem yaşamış, politik, ekonomik ve askeri açıdan sıkıntılı bir duruma girmiştir. İşte bu durumdan istifadeyle Ermenistan, Rusya'nın ve batının da desteğini alarak Azerbaycan topraklarından önemli bir kısmını işgal etmiştir.

İşgal edilen bu topraklar için yakın bir geçmişe kadar birçok toplantı, müzakere ve girişimde bulunulmasına rağmen sonuç alınamamış, Azerbaycan, aldığı yaranın acısını bugüne kadar sürekli içinde taşımıştır.

Aradan geçen yıllar içinde Ermenistan hiçbir gelişme kaydedemediği gibi, sadece Rusya'nın korumasıyla ekonomik ve askeri açıdan ayakta kalmaya çalışan, diasporadan ve batıdan da aldığı destekle ve kayırmalarla Türk ve Türkiye düşmanlığıyla beslenen bir ülke konumunda olmuştur.

Ancak Azerbaycan, bu süre zarfında petrol ve doğal gazını iyi değerlendirerek ekonomisini düzene sokmuş, Türkiye'nin de desteğiyle silahlı kuvvetlerini güçlendirmiştir. Ermenistan'a karşı ekonomik ve askeri açıdan üstün bir duruma gelmiştir. Durum eskisi gibi değildir.

Kafkasya'daki yeni maşa

Ermenistan, bu güne kadar bulunduğu ülkelerdeki politikaları etkileyen diasporası ve batının da desteğiyle saldırgan ve uzlaşmaz bir durum sergilemiştir. Terörü dahi Türk ve Türkiye aleyhinde kullanmaktan çekinmemiştir. Geçmişte ASALA'yı kullanmış, şimdi de PKK'yı bölgede kullanmaktadır. Batının şımarık çocuğu Yunanistan/Rum ikilisi neyse, Kafkasya'daki Ermenistan da onun benzeridir.

Ermenistan, bölgeyi istikrarsızlaştırarak enerji koridorunun güvenliğini tehlikeye atmak, oldubittilerle işgal ettiği topraklarda kalıcılık sağlamak istemektedir. Rusya ve Batı ülkeleri tarafından maşa olarak kullanılmaktadır. Türkiye'nin Libya'dan başlayan, Irak'a kadar uzanan geniş bir cephede verdiği mücadeleden dolayı Azerbaycan'a yeteri kadar destek veremeyeceğini düşünmektedir. Ancak yanılmaktadır.

Fırsat süratle değerlendirilmeli

Ermenistan'ın başlattığı saldırı karşısında mukabelede bulunan Azerbaycan Ordusu, saldırıyı püskürtmüş ve yıllardır işgal altında bulunan bir kısım köyleri ve kritik noktaları ele geçirmiştir. Azerbaycan halkı büyük bir heyecan içinde durumu takip etmekte ve destek vermektedir. Orduya gönüllü katılmak için kuyruklar oluşturmakta, yıllardır çektikleri bu acıdan kurtulmanın zamanının geldiğine inanmaktadır.

Azerbaycan ordusu durum üstünlüğünü ele geçirmiştir. Ermenistan ordusu ise cepheden kaçanlar için vur emri çıkaracak kadar paniklemiştir.

Azerbaycan bu avantajı, elini çabuk tutarak lehine kullanmalı ve mümkün olan en kısa zamanda ele geçirebildiği kadar kaybettiği topraklarını geri almalıdır. Zira durumun farkında olan başta Fransa olmak üzere AB, BM, ABD ve Rusya, tarafları biran önce ateşkes uygulamaya davet etmekte, müzakere sürecinin başlamasını tavsiye ve teşvik etmektedir.

Bugüne kadar müzakerelerden bir sonuç alınamadığı ve alınamayacağı malumdur. Mücadele, Ermenistan'ın işgal ettiği topraklardan çekilmesine kadar devam etmelidir.

Türkiye Azerbaycan'ın yanında

Türkiye bugüne kadar olduğu gibi, halen ve gelecekte de tek millet iki devlet anlayışı çerçevesinde Azerbaycan'ın yanında ve desteğinde olacaktır. İki ülke arasında siyasi, ekonomik ve askeri alanda anlaşmalar vardır. Stratejik işbirliği en üst seviyededir. Azerbaycan kardeştir.

Türkiye Azerbaycan'a, sınırlandırılmamış bir desteğin içindedir. Askeri alanda malzeme, teçhizat ve teknik desteğini sürdürmektedir. Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin Ermenistan karşısında mutlak bir üstünlüğü olduğundan, halen bir kuvvet takviyesine ihtiyaç olmadığı değerlendirilmektedir.

Türkiye'nin desteği, şimdilik diğer güçlerin her türlü müdahalesini önlemeye yönelik olmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları