"Ayasofya tuzağı" ve egemenlik!

Dünyayı kilitleyen korku kampanyasına odaklandığım için Ayasofya tartışmasına bir defa dolaylı olarak katılmıştım...

Bütün insanlık bir virüs üzerinden başlatılan küresel durgunluk sırasında ciddi bir tehdit altındayken Türkiye'de Ayasofya üzerinden egemenlik tartışması yapılması "Yeni Dünya Düzeni"nin kurulması ile doğrudan ilgili olabilir!

Çünkü Türkiye, Yeni Dünya Düzeni önünde engeldir! Türkiye'yi dönüştürmeleri gerekiyordu; bunu neredeyse tamamladılar! Şimdi Türkiye'yi tartışılan bir ülke haline getirerek son darbeyi vurma şanı elde etmek istiyor olabilirler.

***

Bu konuda iki önemli değerlendirme var...

"Vatikan Para ve Kan İmparatorluğu" adlı araştırmasıyla da bilinen Sedat Memili, "Ayasofya tuzağı" başlıklı yazısını göndererek bilgilerini ve bakış açısını paylaştı.

Memili, "Ayasofya Müzesi'nin egemenlik hakkı zaten Türk Devletinindir, ibadete açılıp açılmamasının egemenlik hakkının tescili ile ilgisi yoktur. Kaldı ki, müze olmasına rağmen ibadete açık bölümleri vardır." dedikten sonra, egemenlik kavramı üzerinde durdu:

* "Ayasofya'nın ibadete açılmasının bir egemenlik sorunu olduğunu savunanların; Ege Denizi'nde Yunanistan işgali altında bulunan Türk adaları, Doğu Akdeniz'de tehdit edilen Türkiye'nin egemenlik hakları, bankacılık sistemi, telekomünikasyon, limanlar ve tank palet fabrikası, ulaştırma gibi konularda hassasiyet göstermeleri daha doğrudur.

*Tohumu, limanı, haberleşme sistemi, parası, yeraltı ve yeryüzü zenginlikleri özgür olmayan bir toplumda, ibadet özgür olabilir mi?

* Şu an için Ayasofya'da bir sorun yoktur. Ayasofya simgesel olarak hassasiyet içeren bir yapıdadır. Bunu gündeme getirmek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsında Türkiye'ye kurulmuş bir tuzaktır.

*Benzer bir tuzak, yakın tarihte Almanya tarafından Enver Paşa'ya kurulmuştu. Öyle ki Enver Paşa'yı pohpohlamak için Almanya'dan gönderdikleri kolilerin üzerine adres olarak 'Enverland' yani 'Enver'in ülkesi' diye yazmışlardı. Sonuç malum."

***

Memili, "Gereksiz yere alınabilecek bir karar, Katolik ve Ortodoks mezheplerini Türkiye'ye karşı ortak cephede birleştirecek, Ortodoksların hamisi olan Rusları tam anlamı ile Türkiye karşıtlığına getirecektir." dedi ve ekonomiye dikkat çekti:

*"Bu olay, dünyanın çeşitli bölgelerinde radikaller tarafından 'İslam'ın hoşgörüsüzlüğü' olarak değerlendirilecek ve 'İslamofobi'nin yaygınlaştırılması için bir gerekçe olarak kullanılacak, pandemiye ekonomik olarak hazırlıksız yakalanan ülkemizin toparlanmasına büyük ölçüde engel olunacaktır. Türkiye'nin Almanya tarafından riskli bölge ilan edilmesi gibi uygulamalar şimdiden başlamıştır.

Türkiye'nin artık yeni sorunlara değil, yeni çözümlere ihtiyacı vardır."

***

Memili'nin bu yazıyı bize gönderdiği gün, eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel'in, Füsun İkikardeş'e yaptığı açıklamalar Aydınlık gazetesinde manşetten yayınlandı.

Yücel de "Ayasofya tartışması bir tuzak!" diyordu:

*"Elbette biz karar veririz. Elbette Ayasofya bizim mülkiyetimizde. Elbette onun niteliğini belirlemek, halkın da desteğine bağlı olarak devleti yönetenlerin elinde. Ama Türkiye'nin egemenliğini göstermek için Ayasofya'yı cami-müze-kilise denklemi arasına sıkıştırmasına gerek yok.

*Tuzak! Ben tuzak olarak görüyorum. Hatta bu tuzağı ikiye ayırıyorum: Bir, Türkiye'yi uluslararası alanda zor durumda bırakmak, ikincisi ve daha önemlisi, bu tuzağın kurulmasının biraz da Tayyip Erdoğan'ı zor durumda bırakmak amaçlı olduğunu düşünüyorum. Burada iyi niyet ve Türkiye'nin egemenliğini kanıtlamak gibi bir kaygı görmüyorum."

***

Dünya resetleniyor! Dünya kapatılıp yeniden açılırken, sıfırdan yeni bir düzen, yeni bir dil, yeni bir din ve kimliksizlik dayatılırken, Türkiye, iktidarıyla muhalefetiyle ortak hareket ederek milli ve evrensel çözümler üretmeli, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmamalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları