Avusturya'daki büyük tehlikeyi açıkladı. Türkiye'yi uyardı
Bu D Grubu, 17’ncisi yapılan Avrupa Şampiyonası’nın, bana göre cehennem kümelerinden biriydi!
Dananın kuyruğunun bu akşam kopacağı bu grupta, güzel bir zeminde ve güzel bir havada oynanan karşılaşmalardan biri olan Hollanda ve Avusturya maçında, özellikle arzulu ve çok istekli taraf olarak, mutlak puana ihtiyacı olan Avusturya takımını gördüm.
Türk Milli Takımı ile aynı renkleri taşıyan ve aynı adla ‘’Bizim Çocuklar’’ diye çağrılan Avusturya ekibi, oyunun başında sol kanattan bindirme yapan Prass ile topu gelişine Hollanda kalesine ortaladı. Savunmaya yardım için gelen Borussia Dortmundlu hücum oyuncusu Malen’in ters vuruşu, kırmızı-beyazlıları 1-0 öne geçirdi.
Grubun son maçına 3 puanla çıkan Avusturya, 4 puanlı olan Hollanda’dan puan ya da puanlar almak zorunda ilkesini ve sorumluluğunu, sırtına alarak çıktığı 75 bin kişilik Olympistadion Berlin’de, ilk yarıda istediğini aldı almasına da, turunculuların şansız dakikaları vardı bu yarıda!
Özellikle ilk 30 dakika tamamlanırken, kendi kalesine golü yazan Malen, bu sefer rakip kaleyi çok iyi yokladı ama olmadı.
Aynı şekilde Avusturya kaptanı Arnautovic’in, bu yarıda kaçırdığı net gol pozisyonunu da unutmuş değilim!
Avrupa Şampiyonası’na daha önce 4. kez katılan, Alman Ralf Rangnick’in teknik patronluğunu yaptığı Avusturya, ikinci 45 dakikaya galibiyetini 90 dakika sonuna kadar korumak hedefiyle çıktı ama bu yarının hemen başında yediği golle afalladı!
Gakpo’nun sol taraftan sağ ayağıyla plasesinin, portakallara beraberliği getirmesi oyunu yeniden hareketlendirdi.
*
Kendimizi, kora kor, çata çat, pata pat bir mücadelenin ekran karşısında bulduğumuz bu akşam, meşin yuvarlağın bir o kalede, bir bu kalede olmaktan çok yorulduğunu hatta dilinin, sibobunun dışarı çıktığını söyleyebilirim!
Bundan 36 yıl önce; 1 kez Avrupa Şampiyonluğunu tadan rakibi Hollanda önünde yılmayan Rangnick’in öğrencileri, arzu, istek ve kazanma azmini elden bırakmayınca, Hollanda’nın teknik adamı Ronald Koeman’ın sevincini kursaklarında bıraktılar.
Oyunun üçte ikilik bölümünün bittiği dakikada Avusturya tekrar öne geçti. Soldan gelen ortaya Schmid’in arka direğin dibine doğru vurduğu kafada, gol çizgisine yakın duran Hollanda’nın İnterlisi De Vrij’in ayağına çarpan top ağlara gidince, portakallar 2’ nci golde de, ilk golde olduğu gibi kendi ayaklarına sıktılar.
Her iki tarafta hamle oyuncularını oyuna sokmaya başladıkları bu dakikalarda, bu kupa öncesi son hazırlık maçında kendi evinde Türkiye’ye 6-1 gibi bir skorla fark atan Avusturya’yı çok beğenmiştim. Bu kupa için kesinlikle iş yapar demiştim. Bu akşam iyi de başladılar iyi de götürdüler ama ‘VAR’ dan gelen ‘temiz gol’ raporuyla, Hollanda ekibinin beraberlik golüne yine engel olamadılar.
Ama dedim ya; bu Avusturya takımını gözüm tutmuştu. Maçı asla ve inatla bırakmadılar. Son 10 dakikaya girildiğinde B. Dortmundlu Sabitzer’in sol çaprazdan bazukası, bizim çocukları yeniden öne geçirdi.
Bana göre bu yıl ki şampiyonanın bugüne kadar en zevkli en çekişmeli en mücadeleci maçını izledik diyebilirim.
Anasının ak sütü gibi bu maçı hak eden Avusturya, Fransa ile bu akşam bir üst tura lider olarak çıkarken; Hollanda da, cebindeki 4 puanıyla en iyi 3’ncülerden biri olarak üst tura göz kırptı.