Atatürk’ün yolu ve Deniz Gezmiş’in yolu!

Facebook veya Twitter gibi “sosyal medya” denilen İnternet oluşumlarında, bugüne kadar kişisel sayfa açmadım. Aslında Türkiye’de İnternet sitesi olan ilk köşe yazarıyım. Sayfayı, Avustralya’dan Cumhur Puliç hazırlayıp şifreleri ile birlikte bana hediye etmişti. İlerleyen zaman içinde gördüm ki siteyi yorumlara da açmak gerekiyor. O zaman işin içinden çıkmak mümkün olmuyor. Bir süre sonra, siteniz veya sayfanız üzerinden size veya başkalarına yapılan hakaretleri silmekle uğraşmanız, buna zaman ayırmanız veya bunun için bir kişiyi görevlendirmeniz gerekiyor. Fakat bir başkası, sizin adınıza nasıl karar verebilir?

***

Facebook’ta veya Twitter’da benim adıma açılan sayfaların, “hayran sayfası” olduğunu, sosyal medyaya aşina olanlar biliyor. Fakat yine de sizin adınız ve fotoğrafınız kullanılarak başkalarına mesaj geçildiğinde bunları sanki siz gönderiyormuşsunuz zannedenler de çok.
Bir örnek vereyim. Benim adım ve fotoğrafımla, Facebook’tan, takipçilere Deniz Gezmiş ile ilgili ideolojik bir mesaj gönderilmiş. Oysa ben yıllar önce yaptığım “Gladio” konulu bir araştırmada, Deniz’lerle ilgili çok farklı tespitler yapmış bir kişiyim. Adıma hayran sayfası yapan, hiç tanışmadığım dostlardan ricam şu: Ya yazılarım dışında hiçbir mesajı benim adıma yayınlamasınlar ya da hesapları lütfen kapatsınlar.
Şimdi denilebilir ki “Bağımsız Türkiye istediğine, Türkçü-Devrimci Diyaloğu’nu başlatan kişi sen olduğuna göre neden bu hassasiyeti gösteriyorsun?”
Sorun bu değil, daha birkaç gün önce Deniz Gezmiş’in ağabeyi tekrarladı; Deniz’in son sözleri bile “Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi” şeklindeydi. PKK, işte bu anlayıştan doğdu! İki halkın bağımsızlığı demek iki devlet demek değil midir? Sarp Kuray’a, Deniz Gezmiş’e bombaları, İrfan Solmazer’in verdiği bugün biliniyor. “Onlara İstanbul’da, Ankara’da mısır patlatır gibi bomba patlattırıyorum” diyen darbeci İrfan Solmazer, 12 Mart’tan hemen önce Almanya’ya gönderildi. Mısır patlatır gibi bomba patlatan üç genç ise idam edildi. Sarp Kuray da yıllar sonra tekrar hapse atıldı. Daha neler var...
Bu itibarla, başından itibaren cesaretlerini takdir ettiğim, eylemlerinin çoğunu da doğru bulduğum TGB’li gençlerin, bütün Türk gençliğini kucaklayan ve bünyesinde barındıran milli tutumlarını bir kenara bırakıp, ağabeylerinin etkisiyle eski yollara girmesi, Türkiye’ye bir fayda getirmez.
Evet 1919 gencin Samsun’a çıkması, oradan Ankara’ya yürümesi güzel bir fikir ama “Tam bağımsız Türkiye için Mustafa Kemal ve Deniz Gezmiş’in yolunda Samsun’dan Ankara’ya çıkıyoruz!” sözü, gerçeğin ifadesi midir? Deniz Gezmiş’in yolu, Atatürk’ün yolu mudur? Marksizm, Leninizm, Atatürk’ün yolu mudur?
İnsanları, fikirleri istediğimiz gibi evirip çeviremeyiz.

***

Bu arada, TGB adına Avrupa Basın Bürosu Türkiye Temsilcisi Sevil Tapkan aradı ve “Siz Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan ve baskılara boyun eğmeyen gazetecilerin başında geliyorsunuz. Sizden ricamız, 24 Mayıs’ta gerçekleştireceğimiz Gençlik Şöleni’ni duyurmanız” dedi.
İşte duyuruyorum: “TGB’li gençler, 24 Mayıs’ta 12 bin kişi kapasiteli Oberhausen König Pilsener Arena’da ’’Yaşasın 19 Mayıs’ adı ile 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı büyük bir organizasyon ile kutlayacak. TGB, bu organizasyonun duyurularını yapmaya başladıktan kısa bir süre sonra UETD (Avrupalı Türk Demokratlar Birliği), kutlamanın yapılacağı yere çok yakın olan Köln’e Tayyip Erdoğan’ı davet etti. Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasını burada başlatması bekleniyor! Dolayısıyla 24 Mayıs’ta, Avrupa’nın ortasında iki farklı Türkiye tablosu sergilenecek.”

Yazarın Diğer Yazıları