Atatürk'ün sözlerini çarpıtmayın Tayyip Bey!
Tayyip Erdoğan her gün bir çam deviriyor, bize de yazı konusu çıkıyor. Tabii gönül isterdi ki, Türkiye’nin Başbakanı, hiç hata yapmasın, biz de onun başarılarını anlatalım, kendisine destek olalım. Elbette zaman zaman doğruları da söylüyor ama eylemleri söylemlerinin tam tersi olduğu için güven vermiyor.
Erdoğan’ın son devirdiği çam şu sözlerin içinde:
“Atatürk muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmaktan bahsetti, peki ya sayın Baykal, sen bu işin neresindesin bakalım. Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmanın gayretinde misin, yoksa dört dörtlük bir gerici misin?”
Bir defa Baykal icra mevkiinde değil! Atatürk ise Erdoğan’ın kulaktan dolma ezberlediği gibi “muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak” tan bahsetmedi!
Peki ya ne dedi?
Biz bu konuyu defalarca yazdık, Tayyip Bey hâlâ aynı hataya düşüyor.
Atatürk, Türk Milleti’ne “Çağdaş medeniyetin önüne geçmek” veya “üstüne çıkmak” gibi ne idüğü belirsiz bir hedef göstermemişti. Atatürk, “Türk kültürünü çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkaracağız” demişti. Ömrü boyunca 10’uncu yıl nutkunu en az bin defa dinlemiş olan insanların ki bunların arasında Başbakanlar, eski Genelkurmay Başkanları da vardır; bile bile bu çarpıtmayı yapmaları ne kadar utanç vericidir. Bir de şu var ki, Osmanlı’nın son döneminde de gericiler, tıpkı bugünkü gibi ABD ve İngiltere’nin peşine takılmıştı.
* * *
Dr. Topçu Kurmay Albay Tahir Kumkale, “Neden Atatürkçülük, Nasıl Atatürkçülük?” eserinde, Atatürk’ün sözlerinin çarpıtılmasına dair örnek olarak bu konuyu verir:
“Atatürk’ün 1932 yılında söylediği ve Türk Milleti’ne hedef olarak gösterdiği söz aynen;
’Türk kültürünü muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkartacağız’şeklindedir.
Bu iş zordur. Bu hedefe ulaşmak zaman ister. O halde ne yapalım. Atatürk’ün sözünü değiştirelim ve şu hale getirelim;
’Türkiye’yi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkaracağız’
Ne değişiklik oldu?
Türk kültürünün yerini, Türkiye aldı.”
Tıpkı, Erdoğan’ın Türk kimliği yerine Türkiye kimliği yerleştirmek istemesi gibi değil mi? Ama, işin özü kayboluyormuş, Türk kültürü kayboluyormuş, kimin umurunda?
Atatürk büyük nutkunu sona erdirirken temel görüşünün ne olduğunu açıklar:
“Bizler her vasıtadan yalnız ve ancak bir tek temel görüşe dayanarak yararlanırız. O görüş şudur: Türk Milleti’ni medeni dünyada lâyık olduğu mevkiye yükseltmek, Türkiye Cumhuriyeti’ni sarsılmaz temelleri üzerinde her gün daha çok güçlendirmek...”
Bakınız, yükseltilecek olan, yani esas alınan temel değer, Türk Milleti’dir. Türkiye’nin Başbakanı Tayyip Erdoğan, işte bu temel değeri yok sayıyor.
* * *
Erdoğan, Türk kültürünü etnik bir kültür, Türk kimliğini etnik bir kimlik seviyesine indirerek, milletin hayat dayanağına saldırmakta, hatta bu topraklardan Türk egemenliğini kaldırmaya çabalamaktadır.
Son 10 yıl içinde Meclis’ten geçen AB’ye uyum yasaları, ikiz yasalar, yabancılara toprak satışına izin veren yasalar ile bu topraklar üzerinde tapu değiştirilmeye başlanmıştır.
Bir okurum yazıyor:
“Görevim gereği dün Sakarya’nın Kaynarca ilçesindeydim. Yeraltı suyu için yardımcı olmaya çalıştığım çiftlik sahibi, yabancıların yörede çok toprak aldığını söyledi ve ’yandaki araziyi yabancılar almasın diye aldım’dedi. Osmanlı’nın son döneminde bile böyle bir durumla karşılaşmamıştık.”
İşte Türkiye, Ermenistan/PKK açılımlarını, telekulak olaylarını tartışırken bir taraftan da toprakların tapusu değiştiriliyor, Türk egemenliği fiilen ortadan kaldırılıyor. Millet bunu herhalde görecektir.