Atatürk, Kürtler ve çözüm...
Atatürk, Kürtler hakkında ne demiş, ne düşünmüş, neler yapmış? Bunları biliyor muyuz ya da yeterince biliyor muyuz?
Ben bilindiğini sanmıyorum. Kaynak Yayınları bu bilinmezliğe son veren bir kitap yayınladı. Bu kitap "Atatürk'ün Bütün Eserleri" adlı o büyük eserle, Atatürk'ün Büyük Nutuk'undan yapılan derlemelerden oluşuyor ve adı "Atatürk'ün Kaleminden Kürtler"...
Kitabın ön sözünü Doğu Perinçek yazmış ve son derece önemli tespitler içeriyor bu ön söz. Biraz bilgilendireyim bu bağlamda:
"Mustafa Kemal Paşa, daha Samsun'a çıkmadan önce Kurtuluş Savaşı'nın denklemini kurmuştur: 'Türk ve Kürt tekmil milleti birleştirmek'.
Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları ile İstanbul Hükümeti adına Salih Paşa'nın imzaladığı Amasya Mülakatı tutanağında vatanımız: 'Türk ve Kürtlerin oturduğu arazi' diye tanımlanmıştır."
Başka başlıklar da var, onları da sunayım:
-Kürtlerin kendi kaderlerini idare hakkının ve reylerinin kabulü.
-Türklerin ve Kürtlerin ortak iradesi.
-Birleştirici tek millet kimliği
-Kürtlerin, ırki, toplumsal, coğrafi konumuna güvence.
Sonra kendi görüşlerini dillendiriyor Perinçek: "Bizi devrim birleştirmişti, karşı devrim böldü. Stratejik planda Kemalist Devrimi tamamlamak, millî devletimizi eşitlik ve özgürlük temeline oturtmak temel çözümdür."
Evet şimdi sözün burasında bendeniz de "Kartal Gözüyle Milliyetçilik" adlı kitabımda yazdıklarımdan buraya aktarımlar yapayım da bugüne ışık tutayım.
Ord. Prof. Dr. Sadri Maksudi Arsal'ın "Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esasları" adlı o değerli eserinden yaptığım bir alıntı vardır, şöyledir:
1-Bir millî devlet içinde azınlık oluşturan milletler kendi dinlerine, kendi dillerine, kendi kültürlerine ait işleri kendileri istedikleri gibi yürütürler.
2-Millî okullar açabilirler. Bu okullarda devlet dili de öğretilmek şartıyla kendi dillerinde öğretim yaparlar.
3-Kendi dillerinde her tür kitap, dergi ve gazete yayınlayabilirler.
4-Bu haklardan yararlanma, azınlığa mensup bireylerin yaşadığı memleketteki diğer vatandaşların sahip oldukları haklardan yararlanmasına engel değildir.
Alın işte çözüm size...
E peki ya bundan fazlası istenirse? Onu da yazmışız:
"Ülkeyi böldürmeye, dizlerinin üstüne çökertmeye vardırmadan; Sadri Maksudi Arsal'ın 4 madde halinde ifade ettiği "azınlık hakları", Türkiye'de de kendini azınlık olarak ifade eden herkese, bu arada Kürtlere de verilebilir (büyük ölçüde verilmiştir de). Bu başka bir şeydir, dağdaki teröriste arkalanarak adım adım, işi kolektif haklara, özerkliğe, federasyona götürmek başka bir şeydir. Buna asla izin verilemez. Bunda ısrarın sonu şudur: Ya Türkiye bölünür, Kürdistan diye bir parça ayrılır gider ya da Türk Milleti, yapışır devletinin yakasına, baş koyduğu gibi el de koyar bu işe, topyekun bir mücadeleyle söndürür bu ateşi. Serokları Apo, yakalandıktan sonra nasıl Türk bayrağını öpüp "Beni asacak mısınız? Benim bugüne kadar Atatürk'e karşı, Türk ulusuna karşı ve bayrağa karşı, onlar aleyhine bir sözüm olmamıştır. Federasyon ve otonomi çözüm değildir. Türkiye'de mevcut sistemde Kürtlerin siyasal hakları vardır. Türkiye bizim tarihi ortak vatanımızdır, bu ortak vatanın bölünmesini istemem. Millet olarak Kürtler Türk ulusal bütünlüğü içindedir" dediyse, bu haşarat da yola gelir. Bu ülkenin bunu yapmaya gücü vardır."