Atatürk 19 Mayıs'tan sonra neden hep başardı?
Dünya, sözde bir virüse teslim olmuş zannediliyor ama insanın kendisi bir mucizedir ve aklın sadece dünyayı kontrol etmek isteyenlerde bulunmadığı bellidir.
İnsan aklı, şeytan aklını yenecektir. Bunu dilek ve temenni bağlamında değil inanarak hatta biraz daha ileri gideyim; bilerek söylüyorum!
Ne mi biliyorum? Sadece bir insanın dünyayı değiştirecek kudrette olduğunu biliyorum! Yetmez mi?
İşte dünyanın şu anda içinde bulunduğu durumun sebebi, şeytani zekâ sahibi birkaç kişinin, bu gerçeğin yani insan gücünün, insan enerjisinin sırlarına vakıf olmalarıdır.
***
Tarihte bu sırlara vakıf olan insanlar vardır. Atatürk'ümüz de onlardan biridir. "Atatürk'ümüz" diyorum, çünkü o bizden biridir, milletinin evladıdır. Bütün dünya milletinin boğazına çökmüşken, akılla ve cesaretle mücadele ederek başaran bir lider ancak güçlü bir millet iradesinden çıkar. Tanrı'nın Türk Milleti'ne asıl hediyesi işte bu iradedir. Şimdi birileri hangi araçları kullanırsa kullansın, ister virüs dünyasına hâkim olsun ister uzaya; ister elektromanyetik dalga kullansın, ister lazer silahı; isterse "kozmik web" dedikleri evrenin bütün sırlarına vakıf olsunlar, hiç fark etmez; Türk milletine boyun eğdiremezler.
Çünkü Türk Milleti, o kozmik aklın içinden geliyor! "Ben Tanrı gibi gökte doğmuş Türk Bilge Kağan" sözü, kendisine paye çıkarmak için söylenmiş sıradan bir söz değildir. "Türk kozmolojisi" diye bir gerçek vardır. Bu kozmoloji bilgisiyle Türkler, evrendeki fiziksel, biyolojik ve kimyasal güçlerin farkında olmuş ve onları insan yararına kullanmayı bilmiştir. Atatürk de bu güçlerin farkında olduğu ve bu güçleri kullandığı için "doğum günüm" dediği 19 Mayıs'tan sonra hep başardı.
***
Bakınız, kurmay önyüzbaşı Mustafa Kemal, 1907 yılında ne diyor:
"Şu veya bu yolda birtakım kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz. Bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur. Her zaman içinde bulunduğunuz durumu tetkik ediniz. En başta biraz feragat sahibi olmak lazımdır. Şunun veya bunun sizi yüzünüze karşı gereğinden çok övmesinden kuvvet almaya tenezzül etmeyiniz. Büyüklük odur ki hiç kimseye eğilmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın memleket için hakiki mefkure ne ise onu görecek o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Asla irkilmeyeceksin önüne sayısız engeller yığacaklardır. Kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Ondan sonra da sana büyüksün derlerse bunu söyleyenlere güleceksin."
Mustafa Kemal, Atatürk olunca, bu sözleri biraz düzelterek 1929'da da söyleyecektir. Çizgi aynıdır.
Herkes sahip olduğu gücün bilincine varmalı, Türk iradesini ve Türk karakterini ortaya koymalıdır.
***
Türkler bilir ki başarmak, özgürlüğünü ve bağımsızlığını korumak, yaradılıştan gelen bir karakter meselesidir.
Öyleyse neden bugünkü sıkıntıları yaşıyoruz, neden Türk vatanında, Türk düşmanlarının sesi daha çok çıkıyor?
Sorun şu ki, Türkler bazen kendi yeteneklerini unutuyor... Yetenekleriyle birlikte gideceği yolu gösteren bir bozkurda ihtiyaç duyuyor. Yani bugün için gerçekçi bir projeye sahip olan bir Türk evladının, halkın gücünü arkasına alması, dünyayı bir daha değiştirmeye yeter de artar bile.
Böyle potansiyel bir güce sahip bir millet, kendi kaderini istilâ planları yapan güçlerle işbirliğine bağlayanlar yüzünden, yeniden kuruluştan 100 yıl sonra yıkılacak değildir. Fakat sağlam irade, sağlam karakter göstermek gerekir. Bir de şimdiki bilimsel gelişmeye uygun, başkalarının haberleşme ve enerji ağlarına muhtaç olmayan yeni bir millet yapılanmasına ve yeni yöntemlere ihtiyaç vardır.