Asrın Muaviyesi kendiliğinden çekilip gider mi?
Yıllardan beri AKP’nin iç ve dış politikasının Washington merkezli olduğunu örneklerle göstermeye çalışırım. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise Amerikan ve İngiliz basınında alenen “alt yüklenicilik” olarak tanımlanan bu acı gerçeği örtmeye çabaladı ve “Türkiye’nin geliştirdiği her politika ’Ankara’damgalıdır, ’Ankara’ imzalıdır” iddiasında bulundu..
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise yaptığımız tespitlerde yalnız olmadığımızı gösterdi ve “Büyük Orta Doğu Projesi bugüne kadar kusursuz bir şekilde işlemiş ve mesafe almıştır. Erdoğan kimi dost ya da kardeş olarak ilan ettiyse sırtından hançerlemiş ve Batılı çevrelerin taşeronu ve yüklenicisi gibi davranmaktan uzak durmamıştır. Çadırlarında diz dize oturduğu Kaddafi’yi en ağır eleştiren, ziyaretlerle göklere çıkardığı Mübarek’e ayrılması için mesaj veren, ortak bakanlar kurulu toplantılarıyla vizeleri kaldırdığı kardeşi Esad’ı ’bıçak kemiğe dayandı’ sözleriyle kurşun gibi vuran tabiidir ki BOP Eşbaşkanı Erdoğan olmuştur. Anlaşıldığı kadarıyla Başbakan Erdoğan küresel bir senaryonun figüranı, kanlı bir oyunun ve planın ileri karakolu olmayı benimsemiş ve içselleştirmiştir” dedi.
***
Bahçeli bu politikaların Türkiye açısından nasıl tehdit oluşturduğunu şöyle açıkladı:
- AKP Hükümeti tıpkı Libya muhaliflerini ağırladığı gibi, Suriyeli muhalifleri de yönlendirmekte, bu ülkenin iç işlerine karışmakta ve yanan ateşi körüklemektedir.
- Batı’nın uydusu ve piyonu olarak siyasetteki sürekliliğini sağlamaya çalışan bu ısmarlama siyaset mizacının, bölgemizde BOP’un pimini çeken el olarak varlığını korumaya çalışması büyük maliyetlere ve sorunlara yol açacaktır.
- İsrail’in İran’a, Türkiye’nin de Suriye’ye yönlendirilerek bölgesel bir mahvoluşun tüm bileşenleri tamamlanmaktadır.
- Endişemiz, Türkiye’nin komşu ülkelerin iç işlerine müdahil olmasının acı sonuçları, her zaman söylediğimiz gibi, bize de yansıyabilecek ve BOP’un doğrudan ve yan etkileri ülkemizi alev topuna çevirebilecektir.
- Etnik bölücülüğün zemin ve fırsat bulması halinde, yeni bir Tahrir vakasını yaşatmaktan geri durmayacağı aşikârdır.
- Ve bölücü çevrelerin açıklamaları, niyetleri gerçekte buna yöneliktir.
***
Bahçeli, Erdoğan’ı “Girdiği yolun karanlık ve felaketlerle döşenmiş olduğunu anlamalıdır” diye uyarıyor ama hemen ardından “Kuşkusuz küresel güçlerin yazdığı oyundan rol kapmak, kendisini ve partisini kısa süreli olarak rahatlatacak ve özellikle yabancı sermayenin girmesini teşvik ederek ekonomideki açıkları kapatmaya yarayacaktır. Ancak uzun dönemde neden olacağı yıkım ve hezimet hem kendisi hem de milletimiz açısından telafi edilemeyecek bir düzeye çıkabilecektir” diyor ve ekliyor:
“Başbakan Erdoğan yakın ve komşu ülkelere Vashington’daki tezgah altı imalat projelerinin gözlüğüyle bakmamalı, başkent Ankara jeopolitiğinin vizyonundan şartlar ne olursa olsun taviz vermemelidir.”
***
Türkiye’yi alev topuna çevirebilecek bu politikalar yerine milli politikalar uygulanabilmesi için mevcut iktidarın, bu yoldan dönmesi gerekir.. Önce icazetini, sonra meşruiyetini ABD’den alan iktidarın Ankara merkezli düşünmesi mümkün müdür?
Üstelik AKP’nin halkın önemli bir bölümünü, din istismarı, sadaka ekonomisi ve sağlık alanındaki kısmi iyileştirmeler ile arkasına aldığı da bir gerçek.
Bahçeli, Erdoğan’ın ve AKP’li bakanların oturdukları yerden sanal açılışlar yaptıklarını belirterek “Geçmişte Banker Kastelli’nin nasıl foyası döküldüyse, gelecekte de AKP’nin maskesi öyle düşecek ve fiyaskolar haysiyet kırıcı biçimde AKP’nin alnına yapışacaktır” diyor ama, şu anda bu yönde hiçbir işaret yok..
Bana sık sık İslami içerikli mesajlar göndererek manevi destek veren Hacı Beyazıt diyor ki:
“AKP, bu asrın Muaviyesini temsil ediyor; halk bunu anlamadan AKP gitmez;
Muaviye’nin torunu, babası ve dedesinin yaptıklarından utanıp saltanatı bırakmıştı.
Küresel güçlerin AKP’yi yanında taşeronu gibi görmesi ve bunu açıkça göstermesi, İslam, nesil ve bölge için iyidir. Çünkü halk ve Avrasya cephesi bunu anladığı ve bunlardan korunduğu zaman, şimdiki olaylar sabun köpüğü gibi söner.”
Demek ki MHP veya CHP’nin öncelikli gündemi, konuyu bu şekliyle Türk halkına anlatabilmek olmalıdır..