Asker eşleri, niçin ağlar?
Biri aktif siyasetle uğraşan, diğeri belediye başkan yardımcısı görevinde bulunan iki vatandaşın ortaya koyduğu davranış modeli, üniversitelerin sosyoloji ve psikoloji bölümlerinde araştırılması ve incelenmesi gerekecek derecede vahimdir.
MHP Aydın İl Başkanı Burak Pehlivan, İYİ Partili İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya'yı eleştirirken "Asker karısı gibi ağlıyor" dedi.
Açıklama herkesin yüzünde acı bir gülümsemeye sebep oldu ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın da, Pehlivan'ın halkı ve toplumun farklı kesimlerini rahatsız eden sözleri nedeniyle il başkanlığı görevinden alındığını bildirdi.
İnanılır gibi değil... Milliyetçi bir partinin il başkanlığını yapan bir siyaset adamı, siyasi rakibini eleştirirken "asker karısı gibi ağlıyor" diyebildiğine göre ömründe birçok defa ağlayan asker eşi görmüş olmalı… Asker eşi niçin ağlar? Asker anası niçin ağlar?
Mızıka çalındı düğün mü sandın
Al yeşil bayrağı gelin mi sandın
Yemen'e gideni gelir mi sandın
Dön gel ağam dön gel dayanamiram
Uyku gaflet basmış uyanamiram
Ağam öldüğüne inanamiram
Koyun gelir kuzusunun adı yok
Sıralanmış küleklerin südü yok
Ağamsız da bu yerlerin tadı yok
Dön gel ağam dön gel dayanamiram
Uyku gaflet basmış uyanamiram
Ağam öldüğüne inanamiram
Ağamı yolladım Yemen eline
Çifte tabancalar takmış beline
Ayrılmak olur mu taze geline
Dön gel ağam dön gel dayanamiram
Uyku gaflet basmış uyanamiram
Ağam öldüğüne inanamiram
Akşam olur mumlar yanar karşımda
Bu ayrılık cümle alem başında
Gündüz hayalimde gece düşümde
Dön gel ağam dön gel dayanamiram
Uyku gaflet basmış uyanamiram
Ağam öldüğüne inanamiram
Bu Erzurum türküsünü Aysun Gültekin'in sesinden duymayan var mıdır? Elbette Burak Pehlivan da duymuştur. Üstelik benzer türküler, şimdi terörle mücadele sırasında şehit olan askerlerimizin eşleri tarafından da yakılmaktadır. Ergenekon kumpası sonucu hayatını kaybeden askerlerin veya sivillerin eşleri da hâlâ ağlıyor. Asker eşlerinin acısını, siyasi mücadelenin malzemesi yapmak bir Türk evladının aklına nasıl gelebiliyor? Bu kadar mı duygusuz olduk?
***
Bir diğeri İstanbul-Güngören Belediyesi Başkan Yardımcısı Veysel İpekçi… Kendisine selam vermeyen şoföre tuvalet nöbeti tutturduğu ortaya çıktıktan sonra istifa etti ama yaptığı açıklamada dış güçlerin hedefi olduğunu söyledi. İpekçi, kapitalizm ve komünizme karşı oluşturdukları alternatif ekonomik sistemi tam hayata geçirecekken bu 'tertibin' meydana geldiğini ileri sürdü!
Ayrıca "Elhamdülillah imam hatip mezunuyum, AK Parti'den de istifa etmeyi düşünmüyorum" dedi.
İki davranışta da içinden geldiği toplumun değerlerine saygısızlık var, bencillik var, sonradan görmelik var, kendini yüce bir mevkide görmek var, var oğlu var…
***
Hayır, bu iki düşündürücü olayda faillerin birinin MHP'li değerinin AKP'li olmasının bir önemi yok. Aynı davranışı bir CHP'li ve bir İYİ Partili de gösterebilirdi. Fakat iki olayda da halka tepeden bakmak gibi Türk kültüründe hiç de hoş karşılanmayan bir yaklaşım var! İmam- Hatipli olmak, İslam dinini daha iyi bilmek demektir. İslâmı bilen ve içselleştiren insan böyle mi davranır.
İslâmın kuralı, "Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri delebilir ve ne de boyca dağlara ulaşabilirsin." değil midir?
Kuran'da, "Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanlar" kınanmıyor mu?
Nereden çıktı bu kibirli davranışlar? "Dindar nesil", "kindar nesil" derken "kibirli bir nesil" de mi yetiştirildi?