Asimetrik savaşı yapanları Başbuğ tek tek biliyor!

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, basın toplantısında, TSK’ya karşı medya üzerinden sürdürülen “asimetrik bir psikolojik savaş” tan söz etti. Soru-cevap kısmında da “Bakın bugün ilk defa bir ifade kullandım, medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yapılıyor” diye konunun altını bir defa daha çizdi.
Başbuğ, medya üzerinden asimetrik psikolojik savaşı kimin yaptığı konusunda da örnekler verdi:
l “Peki, şu soruyu sormaya hakkımız yok mu? Bu belgenin Nisan 2009’da hazırlandığını kim tespit etti? Kim tespit etti. Belgenin üzerinde hiçbir tarih yok, arkadaşlar.
l Soruşturma kapsamında birtakım raporlar hazırlandı. Birisi Jandarma Genel Komutanlığımızın hazırladığı kriminal rapor. 17’sinde hazırlandı, özel kuryeyle gönderildi. 19 ve 20’sinde bu kriminal raporun bazı parçaları, bazı basın organlarında yer aldı. Niye? Hem de işin acı tarafı, belgenin tümü de değil. Nedir bu? Kamuoyu oluşturmaktır.
l Bakın bugün ilk defa bir ifade kullandım, medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yapılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Dairesi tarafından bir rapor hazırlandı, 22 Haziran’da. Niçin? Şimdi bu soruyu sormak hakkım değil mi? Şimdi bunlar tabii ki elbette bizi de düşündürüyor. Biz burada düşünmeyle kalmadık, aynı zamanda Genelkurmay Askeri Savcılığı bu konularla ilgili hukuki süreci başlattı ve suç duyurularında bulundu. İlgili makamlar da bu konularla ilgili araştırmalarına başladı. Bunlar yanlış.”

* * *

Başbuğ, bu sözlerle, hem belgeyi Taraf gazetesine hem de kriminal incelemeyi yandaş medyaya verenleri, “Medya üzerinden asimetrik bir psikolojik savaş yapmak” ile suçluyor.
Peki kimdir bu görevliler? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yargı ve emniyet teşkilâtında görevli olanlar dışında söz konusu belgeleri basına verebilecek kimse var mı?
Bu, meselenin TSK açısından incelendiğinde görünen yüzüdür. Başbuğ’un, TSK’ya karşı asimetrik savaş yapanları tek tek bildiği anlaşılıyor.

* * *


Diğer taraftan Ergenekon adıyla sürdürülen davada, savunma avukatlığı yapan Vural Ergül de gönderdiği açıklamada, “TSK’ya ait olmadığı Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından açıklığa kavuşturulan belgenin Taraf gazetesine servis yapılarak gerçek bir belgeymişçesine kıymetlendirilmesi ve bunun üzerine gelişen süreç soruşturmanın gizliliğini ihlal suçundan ayrı, bambaşka bir suçtur. Bu ve benzeri suçlar bir bütün halinde, ’Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar’ kapsamında soruşturulmalı ve Devletin birliğini bozmak amacına yönelik elverişli bir fiil olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalıdır” diyor.
Ergül, “Ancak bu soruşturma asla Ergenekon Savcıları tarafından yürütülebilecek bir soruşturma olamaz. Çünkü sözü edilen belgenin henüz gerçek olmadığı anlaşılmadan Taraf gazetesine servis yapılmış olması, yalnızca savcıların sorumluluğundadır. Eğer savcılar, sözü edilen belgenin güya Ergenekon örgütü tarafından, TSK ile Hükümet arasında gerginlik oluşturmak amacıyla sahte olarak hazırlandığı iddiasındalar ise bu halde sahte belgeyi gerçekmiş gibi servis yapanlar ile bunu gerçekmiş gibi kıymetlendiren Taraf gazetesi güya Ergenekon Terör Örgütünün ekmeğine yağ sürmüş olmuyor mu?” diye sorduktan sonra “Derhal bir Meclis Araştırması başlatılmalıdır” önerisinde bulunuyor.
Görülüyor ki, TSK’ya karşı asimetrik savaşı devletin organları içindeki kişiler sürdürüyor. Bu durum daha fazla devam ederse, devlet çöker!

Yazarın Diğer Yazıları