"Asil kan" dan kim rahatsız olur?
Gerek AKP hükümetinin icraatlarında gerekse sürdürülen soruşturmalarda aynı yöntem kullanılıyor. Önce sivri dilli birine yazı yazdırıyor veya konuşma yaptırıyorlar, toplumun tepkisini ölçüyorlar. Tepki çok yoğunsa geri adım atıyorlar. Tepkiler cılızsa icraata girişiyorlar.
“Andımız” veya “Gençliğe Hitabe” de de böyle oldu. Önce yazdılar konuştular, sıra uygulamaya geldi.
Dersim tartışması ile başlattıkları “Toplumsal psikanaliz” sürecinde; hipnoz edilmiş halka Cumhuriyetin çocukluk yıllarında yaşanan travmalar yeniden yaşatılıyor. Böylece, Cumhuriyetin kuruluş değerleri birer birer halk vicdanında çökertiliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı,Teşkilat Yasası’ndan “Atatürk ilkelerine bağlı yurttaş yetiştirme amacı” nı çıkardı. Şimdi de Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan yönetmelik taslağında da aynı ilke yok ediliyor. Atatürk köşelerine, Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’sinin konulması şartı da kaldırılıyor.
***
Bu haberleri okurken kulağım neredeyse bütün kanalların canlı yayında verdiği AKP Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında konuşan Tayyip Erdoğan’da idi.
Erdoğan’ın arkasında dev bir Atatürk posteri vardı, yanında da aynı boyutta bir Tayyip Erdoğan posteri..
Erdoğan, sözde Ermeni soykırımını kabul etmemeyi suç sayan Fransa’ya esip gürlüyor, daha sonra da Türkiye’de yaptıkları işin Cumhuriyetle hesaplaşmak değil Türkiye’yi Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmak olduğunu söylüyordu. Yine mücadelelerinin İzmir suikasti, Menemen olayı, Dersim isyanı gibi olaylarda da kullanılan ve hala devam eden İttihat ve Terakki’nin jakoben zihniyeti ile olduğunu söylüyordu.
***
Bir defa, Fransa’nın inkar edeni hapse atarım dediği Ermeni soykırımı iddiasına esas teşkil eden 1915 tehciri kararını alan da uygulayan da İttihat Terakki hükümetidir. Yani Enver, Talat ve Cemal Paşa’lardır. Enver Paşa’yı Ruslar, Talat ve Cemal Paşa’yı Ermeniler öldürmüştür.
Bir taraftan tehcirin doğru olduğunu savunacaksınız, diğer taraftan “memleketi savaşa sokup batırdılar” diye kahvehane sohbeti tarzında İttihat ve Terakki’yi suçlayacaksınız.. Halbuki, İngilizler ve Fransızlar, Rusya ile birlikte Osmanlı topraklarını paylaşmak için anlaşmıştı. Ermenileri de bunun için silahlandırmışlardı. Bu gizli anlaşmaları, 1917 devriminden sonra Lenin açıkladı. İngiltere, Osmanlı’nın müttefiklik talebini reddetmişti. Devleti koruyabilmek için mecburen Almanlar ile birlikte savaşa girdiler ve Mustafa Kemal’e direniş için hazır bir alt yapı bırakarak, Türk Milleti’nin bağımsız kalan son unsurlarını, tamamen ortadan kaldırılmaktan kurtardılar.
***
Mustafa Kemal Paşa, Enver Paşa’nın kurduğu Teşkilatı Mahsusa’nın örgütlediği Müdafaai Hukuk cemiyetlerinin Erzurum ve Sıvas kongreleri başkanı olarak, Büyük Millet Meclisi’ni yani Ankara hükümetini kurmuş ve Cumhuriyetin temellerini atmıştır. Atatürk’ün sonradan, cumhuriyeti anlamayan İttihat ve Terakki’cileri İzmir’deki suikast girişimini de kullanarak tasfiye etmeye çalıştığı doğrudur. Ancak Atatürk’ün asıl tasfiye ettiği zihniyet, Damat Ferit’in Hürriyet ve İtilaf zihniyeti, hatta daha önceki Ahrar Partisi zihniyetidir. Tarihe tek gözle bakılmaz, iki gözünüzü de açmak zorundasınız.
Menemen için de “provokasyondu” diyorlar. Kubilay’ı şehit edenler kimdi o halde? Torunları hangi partide görevlidir!
***
Her zaman hatırlattığım bir husus daha var. Atatürk, “Türk kültürünü çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmak” hedefini göstermişti. AKP ise “Türk” kelimesini Anayasa’dan çıkarmaya çalışıyor.
Evet cebren veya hile ile aziz vatanın, yasama, yürütme, yargı ve medya gibi bütün kalelerinin zaptedilmesine, bütün limanlarının satılmasına, bütün ordularının teröristlikle suçlanmasına, memleketin her köşesinin parayla bilfiil işgal edilmiş olmasına zemin hazırlayanlar, şahsî menfaatlerini, müstevlilerin Büyük Orta Doğu Projesi ve Arap Baharı gibi siyasi emelleriyle tevhid edenler, elbette Atatürk’ten hazzetmez..
Dolayısıyla “asil kan” dan da rahatsız olurlar.