Asıl gaz sıkışması bu haritada!
Darbe girişiminden yararlanılarak yönetim sistemi değiştirilen Türkiye, Meclis denetimi de yok edildiği için doğru yönetilemiyor. Çünkü bütün kararları tek bir kişi yani partili cumhurbaşkanı veriyor. Bu da vatandaşlar arasında ayırım yapılmasına yol açıyor. Kuvvetler ayrılığı ilkesi de fiilen ortadan kaldırıldığı için sistem tıkanmış durumda. Türkiye, ABD Başkanı Trump tarafından açıkça, "Suriye'nin kuzeydoğusuna operasyon yaparsanız ekonominizi mahvederim" diye tehdit edildi.
Diğer taraftan ABD, Başkan Trump'ın, mayıs başında süresi dolacak olan İran'a ekonomik yaptırımlarda sekiz ülkeye tanınan muafiyetleri uzatmama kararı verdiğini açıkladı.
ABD yönetiminin bu kararı uygulanırsa, Türkiye, İran'dan petrol ve doğalgaz alamayacak!
***
Böyle bir durumda, Türkiye'de gündeme bakınız. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na saldırı konusunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Şehit cenazesine giderken dikkat etmemiz gerekiyor. PKK ile hangi siyasi örgüt el ele, kol kola geziyor ve bunun yanında da Türkiye'de hangi siyasi partiler kol kola veriyorlar... Sonra oraya gidiyorlar. Burada artık bir gaz sıkışması var. Bu insanların birikmiş olan gaz sıkışması karşısında nereye gideceksin?" diyebildi.
Kılıçdaroğlu'nu yumruklayan saldırgan da "CHP ve Kılıçdaroğlu hakkındaki 'PKK destekçisi' söylemi beni etkiledi" diyor zaten! Bu vatandaş, PKK'ya operasyon yapmanın AKP iktidarı tarafından yasaklandığı açılım sürecinde derin uykuda mıydı acaba? O zaman gazı neden sıkışmadı?
Bu olay tartışılırken, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, sosyal medya hesabındaki paylaşımlarıyla "Cumhurbaşkanına hakaret, terör örgütü propagandası yapmak ve örgüte yardım" suçunu işlediği iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında, gece yarısı evinde gözaltına alındı.
Yani asıl sebep, Uzun'un Twitter mesajlarında Ekrem İmamoğlu'na destek verirken Tayyip Erdoğan hakkında 17-25 Aralık operasyonları dönemindeki suçlamalara gönderme yapması!
Bu iki olay bile Türkiye'nin bir hukuk devleti olmaktan nasıl uzaklaştırıldığını gösteriyor! Neyse ki YSK, "KHK'lılar oy kullanabilir" kararı aldı! Yani AKP'nin seçimlerin tekrarı için dayanağı kalmadı.
***
Bugün asıl gündeme getirmek istediğim konuyu sona sakladım.
Amerikalı George Friedman, jepoliticalfutures sitesinde "İncirlik'in ötesinde" başlıklı bir yazı yazdı. Özetle şöyle diyor:
"ABD-Türkiye ilişkileri gergin... Türkiye, ABD'nin Suriye'deki Kürt gruplara verdiği destek konusunda sinirli... İki ülke şu anda Türkiye'nin Rus S-400 füze savunma sistemleri satın alması konusunda da bir sıkıntı yaşıyor. Bu sorunlardan hiçbirinin Washington ile Ankara arasındaki stratejik ittifakı temelden değiştirmesi muhtemel değildir, ancak eğer iki taraf da en önemli saydığı yerden taviz veremezse kısa vadeli sonuçlar doğurabilir.
ABD, İncirlik Hava Üssü'nden çok önemli bir kaldıraç noktasına sahiptir. ABD 1954'ten beri orada askeri bir varlığa sahiptir (İncirlik'te taktiksel bir nükleer silah olan 50 kadar B61 yerçekimi bombası var.) Türkiye son zamanlarda İncirlik'teki ABD güçlerini kısıtlamakla tehdit etti. ABD'de bölgeye uygun birçok seçenek olduğunu söyleyerek cevap verdi. ABD'nin Yunanistan'daki askeri varlığını genişletmek de dahil..."
***
Friedman, böyle dedikten sonra, Türkiye ve etrafındaki Amerikan üslerini gösteren haritaya bakılmasını istedi!
Haritada açıkça görülüyor ki Türkiye, hem kendi içinden hem de Balkanlar'dan, Ege'den, Akdeniz'den, Suriye, Ürdün ve Irak'tan Amerikan üsleri ile kuşatılmış durumda! Tabii İran için da aynı durum söz konusu.
Kemal Kılıçdaroğlu'na saldırıyı gaz sıkışmasının sonucu olarak göstermek veya Sabri Uzun'u gözaltına almak, bu haritadaki gaz sıkışmasını önleyebilir mi? Asıl gündem bu harita değil mi?