Artık milyonlarca Kemal Bey var!

Savaşta Rus ordusu saflarında kendi devletine karşı savaşan, kendi ordusunun ikmal yollarını kesen, emperyalizmin aleti durumundaki Ermenilerin, Suriye bölgesine tehcir edilmesi kararlaştırılmıştı.
Kemal Bey de Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesinin kaymakamı olarak aynı emri almıştı. Görevini yerine getirdi. Tehcir sırasında bölgeden geçenlerin ölümüne sebep verdiği iddiası ile Yozgat Mahkemesi’nde yargılandı ve beraat etti. Fakat tehcire tabi tutulmayan İstanbul Ermenilerinin ve basının kopardığı yaygara sonucunda Kemal Bey’in Yüce Divan’da yeniden yargılanması kararlaştırıldı.
Yargılama sırasında, yalancı şahitler bulundu. Kemal Bey, neredeyse hükûmetin tehcir kararının sorumlusu gibi gösterildi.
Kemal Bey, “Mutlakâ kurban aranıyorsa herhalde, bütün bu işlerin tertipçisi ve idârecisi olarak benim gibi küçük bir memur bulunacak değildir” dedi. Mahkeme Heyeti Başkanı Hayret Paşa, yapılan haksızlığı görerek, durumu Sadrazam Damat Ferit Paşa’ya bildirdi. Tartışma sonunda Hayret Paşa istifa etti. Yerine Nemrut Mustafa Paşa atandı.
Kemal Bey’e “On binlerce zavallıyı, kadın, çocuk demeden, bu Allah’ın kışında, soğukta, dağ başlarında yürütmek, sanki süngülemekten daha mı iyidir?” gibi sorular soruldu. Sanki tehcir kararını veren oydu! Sonuçta Kemal Bey’i idama mahkûm ettiler. Karar 10 Nisan 1919’da Beyazıt meydanında infaz edildi.
Üç yıl sonra Mustafa Kemal Paşa’nın girişimiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi, 14 Ekim 1922’de çıkardığı özel bir kanunla, Kemal Bey’i “Millî Şehit” olarak kabul etti.
Kemal Bey için Beyazıt meydanında birkaç yıldır anma toplantıları düzenleyenlerden bazıları, Ergenekon soruşturmasında tutukludur diye, basında birilerinin etekleri zil çalıyor; “Veli Paşa olmayınca Kemal Bey’i anmaya kimse gitmedi” diyorlar.
Sevindikleri bir konu daha var. AKP hükümeti, yine Avrupa ve ABD’nin baskısıyla, Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesini değiştirerek, Türklüğe hakareti suç olmaktan çıkarmaya çabalıyor. İstanbul basını genel olarak yine bu işin çığırtkanlığını yapıyor. Artık “Türkler 1.5 milyon Ermeniyi kesti” dedikleri zaman, Kemal Kerinçsiz adlı bir avukat çıkıp dava açamayacak!

* * *

Buna karşılık, Batı basını İstanbul basınının bir kısmı ile birlikte AKP hakkındaki kapatma davasını gündeme getiriyor.
Morton Abramowitz ile Henry Barkey’in birlikte yazdığı ve Newsweek dergisinde yayımlanan makalede “ABD, olup bitenlere seyirci kalamaz. Tehdit o kadar ciddi ve ABD çıkarları için o kadar zararlı ki, ABD perde arkasında veya gerekirse kamuoyu önünde AKP’yi devirme girişiminin Türkiye-ABD işbirliğini tehlikeye atacağını ortaya koymalıdır” diyorlar!
Demek ki, AKP’nin kapatılması ABD çıkarlarına, Kemal Bey’in anılması kadar zararlı! Sanki kapatma davası ABD’ye açıldı!

* * *


Bugün İstanbul veya başkent Ankara askeri bir işgal altında değildir. Ancak, sanki bir işgal varmış gibi devletin ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunanlar üzerinde ABD Başkanı’nın talebiyle tam bir terör estiriliyor. Öyle ki, birileri Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazdıkları raporda, Türkiye’nin kuruluş felsefesi olan ulusalcılığın, yani milliciliğin terör kapsamına alınmasını isteyebiliyor!
Ellerinden gelse şikâyet eden Amerika’nın emriyle, Nemrut Mustafa Divanı kurup bütün ulusalcıları idama mahkûm edecekler!
Hakkında laikliğe karşı eylemlerin odağı olmaktan kapatma davası açılmış partinin Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ise laikliği siyasetin üzerinde tutmaktan bahsediyor.
Aslında dini de siyasetin üzerinde tutabilselerdi, bugün kapatma davası ile karşılaşmayacaklardı.

* * *

Milliyetçiler arasına, yüzünde meymenet olmayan tipleri yerleştirip, onların eylemleriyle ülkeyi karıştırmak isteyenler de bilsin ki Türkiye artık bu tuzaklara düşmeyecek.
Artık milyonlarca Kemal Bey var. Artık hiçbir Türk evlâdını, Muaviye politikalarına kurban edemeyeceksiniz.

Yazarın Diğer Yazıları