Kendisini kötü yola düşmüş gibi hisseden ama esaretten dolayı başka çaresi kalmayan kimi 'milliyetçiler'e geçen yıl şu satırlarla teselli ve cesaret vermeye çalışmıştım:
"Hiç utanmanıza sıkılmanıza gerek yok... Size az kullanılmış ikinci el mazeretler getireceğiz... Başkalarının 'teslimiyet' gibi gördüğü şeylerin aslında birer 'kahramanlık' ve 'fedakârlık' örneği olduğunu savunabilecek, bununla gurur duyacaksınız!..
Eve gittiğinizde ev halkı karşısında yüzünüz kızarmayacak emin olun!.. Memleketin bir kere daha size ihtiyacı olduğunda nasıl da koşa koşa cepheye gittiğinizi ve mukadderata bir kere daha el koyduğunuzu anlatabileceksiniz!..
Dünkü düşmanlarınızın övgüleri arşa doğru yükselirken, bunun haklı gururunu yaşayacak ve haklılığınızın anlaşılmış olmasından dolayı kendinizi çok güzel teselli edeceksiniz!.. Göğsünüze madalya gibi gazoz kapağı takan ve şefkatli elleriyle sırtınızı sıvazlayan yeni dostlar edineceksiniz!.."
***
Fena da olmadı... "Artık devleti biz yönetiyoruz!" geyiği o dar mahfilde patladı gitti!.. Trol destekli kimi 'milliyetçilerimiz' bu 'tespit'te teselli buluyor... Bu bir teselli edebiyatı değil de gerçekten inanılan bir şeyse, durum zaten siyasetin ilgi alanından çıkmış ve tıbbın ilgi alanına girmiştir!..
Devleti sadece 23 Nisan'da değil de her gün yönetiyorsanız, uzun zamandır 'bağımsızlık' sinyali çakan ve son olarak da referandum tarihi veren Barzani'yi İstanbul ve Ankara'da kırmızı halılarla, göndere çekilmiş o bez parçalarıyla ağırlayan kimdi?
Kesinlikle aramızda kalacak, kimseler söylemeyeceğiz: Devleti daha dün kongrelerinde Barzani için "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye gırtlaklarını yırtanlar ve bu sahneyi hazırlayanlar mı yönetiyor, yoksa sizler mi?
Devleti gerçekten siz yönetiyorsanız, Kıbrıs ve Ege'de işgal altındaki adalarla ilgili politikaları da siz mi belirliyorsunuz? Uluslararası sularda Türk gemisi Yunan savaş gemilerince ateşe tutulduğunda boğazı düğümlenen sesi çıkmayan sizler misiniz?
***
Merak ediyor insan... Çaktırmadan 'milliyetçi milliyetçi' neresini yönetiyorsunuz bu devletin? Tarım politikalarını mı, terörle mücadele politikalarını mı, kültür politikalarını mı, enerji politikalarını mı?
"Evlilik programları kaldırıldı" şeklinde bir haber çıkınca "Ahan da devleti yönettiğimizin ispatı" diye havaya girmek üzereydik... Sonra gördük ki o bile yalanmış... Muhafazakâr Türkiye'nin televizyonlarında her yaştan kadınlarımız gerdan kırıp göbek atmaya ve koca aramaya devam ediyorlar!..
HSYK anayasa değişikliğiyle HSK'ya dönüşüp milliyetçi kökenli üye sayısı 4'ten 2'ye düşerken mi devleti yönettiniz? Eğer gerçekten yönetiyorsanız ve bu tasarruf size aitse, söyleyin siz kimsiniz, mensup olduğunuz ideoloji gerçekten milliyetçilik mi? Kafa karışıklığının giderilmesi lâzım!.. Yoksa 'hastanede karıştırılmış bebek' psikolojisi insanların ruh sağlığını bozacak!..
Önceki gün Diyarbakır'daki mahkeme, Öcalan posteri taşıyan şahısla ilgili 'örgüt propagandası suçu' oluşmadığına hükmetti, bu eylemi ifade hürriyeti kapsamına soktu ve sanığın beraatine hükmetti... Bu ülkeyi gerçekten siz yönetmeye başlamıştınız değil mi? Tıpkı rektör atamalarında olduğu gibi!..
***
Türkiye'nin 20'den fazla ilini Kürdistan sınırları içinde gösteren Barzani'nin televizyonu Rudaw, elhamdülillah bizim Türksat A4 uydusundan yayın yapıyor!.. Yani Bangladeş'in değil, yönettiğiniz veya yönettiğinizi iddia ettiğiniz devletin uydusundan!..
Sivas'ı Sewaz, Malatya'yı Meleti, Gaziantep'i Dilok olarak göremiyorsanız ayarları yanlış yapmışsınız demektir!.. Size yardımcı olalım... Çanağınızı 42 derece doğu yörüngesine döndürün... Frekans: 11844 MHz Polarizasyon: Dikey (V) Sembol oranı: 2222 Fec: 3/4
Hadi hayırlı seyirler, iyi devlet yönetmeler!.. Bir daha da alıcınızın ayarlarıyla sakın oynamayın!..
