Messi ve arkadaşları Katar'da son Tango'yu yaptı
Afganistan’ın çok yoksul bir mahallesinde , abisinin poşetten yaptığı arkasında Messi yazan, mavi-beyaz çubuklu Arjantin forması giyen çocuğu hatırladınız mı?
Dünyanın gündemine oturmuştu.
Günlerce arandıktan sonra Messi ile buluşturulmuştu.
Onun gözlerindeki mutluluk, kimilerinin gözyaşı olmuştu.
Dünyada onun gibi binlerce çocuk var, Messi ile yatıp, Messi ile kalkan.
Polonya’da da yoksul çocuklar Lewandowski ile yatıp kalkar.
Rüyalarında hep Lewandowski vardır.
O yüzden bu maç bir bakıma Messi ile Lewandowski’nin maçıydı.
Polonya’nın hocası Michniewicz maç öncesi her ne kadar “Bu onların değil, iki takımın maçı” dese de, milyonların gözü onlardaydı.
FIFA Başkanı İnfantino’nun da.
Uzun süredir etrafta görünmeyen İnfantino, insan açgözlülüğünün bir dizi filtreden geçirilmiş, koyu renk bir takım elbiseye dökülmüş ve bir sırrı olan gözden düşmüş küçük bir kasaba belediye başkanı gibi oturuyordu locasında.
Kim bilir aklından neler geçiyordu?
ARJANTİN AĞIR BASIYOR
Sahadakiler aklından geçenler ise farklıydı.
Polonya’ya gruptan çıkmak için beraberlik yetiyordu.
Arjantin’in ise kazanmaktan başka şansı yoktu.
O yüzden Arjantin daha istekli, daha hırslı başladı maça.
Polonya oldukça dar bir alanda savunma yapıp, Arjantin’e geniş alan bırakınca Mavi Beyazlılar rakip kaleye gitmekte zorlanmıyordu.
Özellikle Di María kanatlardan etkili çıkışlarıyla arkadaşlarını besliyordu.
Messi ilk 15 dakikada iki önemli pozisyon buldu ama şutlarını kaleci Szczęsny çeldi.
SZCZESNY DEVLEŞİYOR
Polonya o kadar sahasına kapandı ki, Messi ve arkadaşları adeta rakip ceza alanın önünde kamp kurdular.
31.Dakikada önce Acuña''nın, hemen ardından Álvarez''in hedefi bulmayan şutları sanki gelecek golün habercisiydi.
39.Dakikada o gol az daha geliyordu.
Yıldız futbolcuların en büyük korkusu penaltıdır aslında.
Tek vuruş, ya gol olmazsa, ya karizma çizilirse
Messi o dakikalarda kazanılan penaltıyı kullanmak için bu duygularla gitti topun başına.
Korktuğu başına geldi, karizmasını çizen, kalesinde devleşen Szczęsny’di.
44’de Alvarez’in şutununu çelen Szczęsny tartışmasız ilk yarının kahramanı oldu.
Polonya takımı öylesine geri çekilmişti ki, Arjantin’in saldırılarını durduracak tek isim o kalmıştı.
Durdurdu.
Arjantin milli takımı, tek başına kalan Szczęsny’i geçemedi.
SONUNDA GOL GELİYOR
İrlandalı oyun yazarı Samuel Beckett’in futbola çok yakışan bir sözü var.
“Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil.”
Arjantinliler belli ikinci yarıya bu parolayla çıkmıştı, golü denedikçe denediler.
Sonunda da 48. dakikada buldular.
İlk yarıda kanatları formüle pistine çeviren Di Maria, Mac Allister’a “al da, at” dedi, Allister Szczęsny’i avladı.
SAHNEDE ALVAREZ VAR
Lewandowski’nin takımı yenik duruma düşmesine rağmen kış uykusundan kalkmadı.
Onlar uyuyunca Arjantin daha da iştahlandı.
Her an gol atacak gibi saldırıyor, pozisyon buluyorlardı.
Arjantin teknik direktörü Lionel Scaloni, maça başlarken sürpriz bir kararla Lautaro Martínez’i kesip, Alvarez’i ilk onbire almıştı.
İşte o Alvarez 68’de öyle bir gol attı ki, topu Polonya kalesinin çatısına çaktı.
Arjantin bu sonuçla grubu lider bitirerek yoluna devam etti.
Haklı bir galibiyet aldılar ve alkışlandılar