Anket oyunları başladı
Gezici Araştırma, önümüzdeki yerel seçimlerle ilgili bazı sonuçlar yayınladı ve ardından rol paylaşımı gereği olsa gerek, iktidarı destekleyen medya sonuçların üzerine atladı...
Bu sonuçlara göre İstanbul, Ankara, Hatay, Aydın ve Adana'da Cumhur İttifakı açık ara önde!.. Diğer iller de ağır tartışmalı da, özellikle Ankara'da, anket Cumhur İttifakı'nın oluşturan partilerin genel merkezlerinde yapılsa ancak buna yakın bir sonuç çıkar!.. Sokakta bu rakamları yakalamak ise sadece hayal gücü gerektirir!..
Gezici'nin oranları açıklar açıklamaz, havuz medyasından hep birden 'HDP etkisi' mesajı yayılması zaten işin ciddiyetinin ne olduğunu, daha doğrusu ne olmadığını ortaya koyuyor...
***
Sıkça yazdım: Şimdi 'anket savaşları' başlayacak... 'Savaş' dedik ama doğrusu 'tek taraflı bombardıman'... Anketler, sadece bilimsel birer teknik değil, aynı zamanda propaganda savaşının bir parçası... Hem kararsız seçmeni etkileme yöntemi, hem 'karşı'nın motivasyonunu bozma aracı, hem de daima 'kazanacak olanın yanında durma'yı tercih etmiş seçmen grubuna 'adres gösterme' tiyatrosu...
Bu alan öylesine 'profesyonelleşmiş' durumda ki, 'bulunanlar'la 'açıklananlar' zaman zaman farklılık taşıyor... Durum tespitinden ziyade 'kamuoyu oluşturma ve yönlendirme' amacı öne çıkıyor... Dolayısıyla bir anket duyduğumuzda sonuçlarından önce, kimin kime yaptırdığı, siyasî amacının ne olabileceği ve ilân zamanlaması çok daha önemli hâle geliyor...
Anket firmalarının kimisi sadece siyasete hizmet etmekle kalmaz, çünkü onlar doğrudan siyaset kurumları tarafından kurulmuş sözüm ona bağımsız kuruluşlardır... Görevi kamuoyunun 'ne düşündüğünü tespit'ten ziyade, 'ne düşünmesi gerektiğini organize etmek, yönlendirmek ve biçimlendirmek'tir... Buna açılım sürecinde de şahit olmuştuk... İnsanlarda "Acaba herkes benden farklı düşünüyor, yoksa yanılan ben miyim?" şüphesine hizmet edecek rakamlar açıklamışlardı...
***
Şimdi dönelim yine Gezici'ye ve rakamlarına...
Bir firma, daha önceki seçimlerde 'muhaliflere uygun oranlar' açıkladıysa ve adı 'muhalif anketçi'ye çıkmışsa, o firmanın şimdi iktidar lehine açıklayacağı oranlar çok daha kıymetli hale geliyor!.. Bunun birkaç örneği var... Bu rakamlar "O firma bile" şeklinde başlayan propaganda cümlelerine yataklık ediyor çünkü...
Hele "Filanca seçim sonuçlarını tutturan 2 firmadan biriydi" klişesi çok iyi iş çıkarıyor!..
Biz aksine örnekleri verelim: Gezici, 24 Haziran seçimlerinden 10 gün önce açıkladığı sonuçlarda Erdoğan eriyordu ve seçimler kesin olarak ikinci tura kalıyordu!.. Muharrem İnce yüzde 28, Meral Akşener yüzde 14, Selahattin Demirtaş ise yüzde 10 alacaktı!..
Sonuçlar mâlûm!.. Adaylardaki yanılma oranları yüzde 20'yle yüzde 100 arasında değişiyor!..
Gezici ayrıca Cumhur İttifakı'nın parlamento çoğunluğunu kesinlikle kaybedeceğini, AKP'nin artık ana muhalefet partisi olacağını açıklamıştı... Üstelik yasağa rağmen seçimlerden 3 gün önce...
Bir ilâve daha yapalım: Gezici, 1 Kasım seçimlerinden önce AKP'yi yüzde 43 olarak göstermiş ama seçimlerden AKP yüzde 49.4'le çıkmıştı...
Bu sonuçlarda gerçekleşme oranı ne olduysa, Gezici'nin yeni açıkladığı rakamlara inanma oranı da paralel olmalı galiba!..
***
Kişilerin ve firmalarının ticarî itibar kaybedeceklerini bile bile bulmadıkları ve inanmadıkları rakamları açıklamaları, 'bu kayba değecek' bir başka cazibe veya gerekçeyle açıklanabilir ancak!..
Ülkenin bu alandaki popüler isimlerinden Adil Gür ve firması AG, 16 Nisan 2017 referandumunda abartma rekoru kırmış ve 'evet'in yüzde 60 çıkacağını iddia etmişti!.. Bu iddia kendisinin ve firmasının kariyerine ağır darbe vurmuştu... O gün bugündür -varsa- araştırmaları merak bile edilmiyor artık...
Bu itibar kaybına ve kariyer riskine 'değecek' neydi bilemiyoruz tabii!.. Ama sonuç ortada...
Havuz medyasının şu başlığı için 'değecek' olan neydi acaba: "Muhalif anket şirketi açıkladı: 5 büyükşehir millet ittifakının!.."