Ankara'da yaşananlar Saray'a uzanıyor!

Sinan Aygün adını uzun zamandır duymuyorduk.

AK Parti'nin ilk yıllarında sıkı bir muhalifti.

Ankara Ticaret Odası Başkanı olduğu zamanlarda bir siyasi parti lideri gibi muhalefet ederdi.

Özellikle toprak satışı konusunda ciddi eleştirileri vardı. Başkanı olduğu ATO'nun hazırladığı raporların çoğunda AK Parti'nin yaptığı işler hedef alınıyordu.

Ancak bu muhalefet günden güne azaldı.

İktidarın onayı, Gülen yapılanmasının operasyonuyla gerçekleştirilen "Ergenekon Davası"nda Sinan Aygün de gözaltına alındı. Evinde yapılan aramalarda 2.5 milyon Euro bulundu. Bu para o dönem epey konuşulmuştu. Aygün, daha sonrasında paranın kendisine ait olduğunu ispatlamış ve geri almıştı. Kısa bir süre de tutuklu olarak kalmıştı.

***

Bu operasyondan sonra Aygün'ün tonu epey azaldı, muhalefeti düşmeye başladı.

Ankara'daki işlerine ağırlık verdi.

2011'de ise sürpriz bir şekilde CHP saflarından TBMM'ye Ankara Milletvekili olarak girdi. Ancak o eski günlerindeki sert muhalefetinden eser yoktu.

***

Gel zaman git zaman Sinan Aygün ismi 2019'un son günlerinde yeniden gündeme geldi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında "rüşvet istedi" iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Hükümete yakın medya olayı saniyesinde büyütmeye başladı, İçişleri Bakanlığı müfettiş görevlendirdi.

Peki ortada gerçekten rüşvet isteme gibi bir olay var mıydı?

Sinan Aygün, son yaptığı basın toplantısında bile "Benden para istenmedi" ifadelerini kullandı.

Kendi iddialarını kendisi çürüttü.

Olayın aslı ise bambaşkaydı…

Saray'a kadar uzanan bir süreçten bahsediyoruz.

Gelin, adım adım ilerleyelim.

***

9 Aralık 2019'da, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Ertan Işık bir araştırma önergesi hazırladı. Önergede kanıtlanmış ve belgelenmiş tam 110 dosya var.

Bu dosyaların tamamı da Melih Gökçek döneminde yapılan usulsüzlükleri kapsıyor. Mansur Yavaş, usulsüzlüklerin araştırılması için 10 tane müfettiş görevlendirdi.

Basına "Gökçek parsel parsel araştırılacak" şeklinde yansıdı. 110 dosyanın içinde öyle bir konu vardı ki duyanların ağzı açık kalıyordu.

Savcı Şadan Sakınan… Şu anda FETÖ firarisi olarak aranıyor.

Ankara'da, Bülent Arınç'ın Gökçek'i hedef alarak "Parsel parsel verilen araziler" dediği konunun aktörü. Savcı Sakınan, 2013 yılında tarım arazisi alıyor. Birdenbire bu araziye imar izni çıkıyor. Sonra bir bakmışsınız Savcı Sakınan milyoner olmuş.

Ankara'daki usulsüzlükler, rantlar, hatalı işlerle ilgili birçok suç duyurusu yapılıyor. Gökçek döneminde bu dosyaların tamamı nasıl oluyorsa Savcı Sakınan'ın önüne gidiyor ve hepsi birer birer kapatılıyor.

Bu arada Savcı Sakınan'ın aşırı zenginleşmesi o kadar dikkat çekiyordu ki HSYK, savcı hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma FETÖ'nün yargıdaki elemanları tarafından yavaşlatılırken 15 Temmuz darbe girişimi oldu. Ve bingo, Savcı Şadan Sakınan'dan iz yok! O gün, bugündür hâlâ kayıp ve aranmaya devam ediyor.

15 Temmuz sonrasında yapılan araştırmalarda anlaşılıyor ki Savcı Sakınan, FETÖ'nün Ankara'daki birçok imar yolsuzluğunu kapatan ve Adliye'de örgüt adına yoğun mesai harcıyan bir isim.

***

Şimdi gelelim konumuza.

Mansur Yavaş'ın, Gökçek dönemindeki yolsuzlukları araştırmaya başlamasıyla Ankara karışıyor. Melih Gökçek, panik halinde ne yapacağını bilemiyor. Çünkü, görevden alınma sürecinde bu olayların büyük rolü olduğu biliniyordu.

O günleri hatırlayın. AK Parti'de birçok belediye başkanı görevden alınırken Gökçek bir türlü istifa etmiyordu. Sonrasında Saray'a çıkarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştirdi. Erdoğan, Gökçek'e sert bir tonda değişimin gerekli olduğunu belirtirken, Gökçek de karşılığında bazı garantiler istedi. Ve o garantilerin hepsi de verildi.

Nereden mi biliyorum?

15 Temmuz öncesinde sadece FETÖ'ye peşkeş çekilen arazilerle, binalarla ilgili tek bir soruşturma açıldı mı?

Buralara yasalara aykırı bir şekilde imar izni verenler soruşturuldu mu?

Savcı Şadan Sakınan ile Melih Gökçek'in ilişkisi sorgulandı mı?

Hepsinin cevabı; "Hayır."

Dahası yapılan suç duyuruları da dikkate alınmıyor.

İşte verilen garanti budur!

Mansur Yavaş'ın son hamlesi ise işleri tamamen değiştirdi.

Yolsuzluklar belgeleriyle kanıtlanırsa işin ucu Saray'a kadar gidebilecek büyük bir olaya kapı aralıyor.

Haliyle, Gökçek'in paniği iktidar partisini de etkiliyor ve çareler aranıyor.

Uzun süredir inşaatıyla ilgili şikayetlerini paylaşan Sinan Aygün devreye sokuluyor.

Hemen akabinde hükümet medyası, iktidarın sosyal medya trolleri ve İçişleri Bakanlığı'nın müfettiş görevlendirme hamleleri geliyor.

Sonuç?

Mansur Yavaş, Gökçek döneminin üzerine daha çok gidecek, gitmesi gerekiyor.

Bu millete hesap verilecek.

Yolsuzluklar, rantlar, usulsüzlükler bir gün mutlaka ortaya çıkacak.

Yazarın Diğer Yazıları