Ankara'da uluslararası robot yarışması!
Ortadoğu Teknik Üniversitesi, bu yıl yedincisini düzenleyeceği “Uluslararası Robot Günleri”nde bin robotu yarıştırmayı hedefliyor.
ODTÜ Robot Topluluğu’nun Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Tuğçe Erkılıç, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’de robot teknolojilerinin gelişmesine katkı sağlamak amacını taşıyan etkinlikte 11 Avrupa ülkesinin yarışacağını belirterek, yaklaşık 5 bin ziyaretçinin de ODTÜ’ye geleceğini söyledi.
ODTÜ Robot Günleri’nde en yeni robot teknolojilerinin sergileneceğini dile getiren Erkılıç, “çizgi izleyen”, “sumo” ve “mini sumo”, “serbest”, “merdiven çıkan”, “çöp toplayan”, “slalom yapan”, “çoklu mini sumo” dallarının yanı sıra bu yıl ilk defa “triatlon” kategorisinin de yarışmaya eklendiğini bildirdi.
Triatlon kategorisinde robotlardan, pistte sırayla çizgi izlemesi, labirentte yol bulması ve slalom yaparak pistin sonundaki engelleri geçmesinin bekleneceğini anlatan Erkılıç, bu kategorinin sumonun ardından en eğlenceli kategori olmasının beklendiğini dile getirdi.
ODTÜ’de bu projeye katkıda bulunanlara içtenlikle teşekkür ederiz.
* * *
Örneklerde görüldüğü gibi robotlar, insan davranışları örnek alınarak geliştiriliyor. Bir de bunun tam tersi var. Robot davranışları esas alınarak geliştirilen insanlar var!
Hukuk devleti deyince, sadece kendi siyasi emellerini hayata geçirmeye hizmet eden bir adalet mekanizması kurmayı anlayanlar, Anayasa değişiklikleriyle robot savcı, robot hakim geliştirmek istiyor. Öyle ki ağır bir suç işlediklerinde yargılanacakları Yüce Divan üyelerini bile kendileri seçmek istiyor.
İslâm deyince, araştırmayan, soruşturmayan, tarikat veya cemaat önderi ne derse robot gibi uygulayan insanlar sürüsüne karışmayı algılayanlar, bunun dışında görüş ileri sürenleri tekfir ediyor, yani kâfir olmakla suçluyor.
Oysa İslâm’ta taklidi iman değil, tahkiki iman esastır.
Bırakın Tayyip Erdoğan’ı üzmeyi, onun yolunda gidenleri üzmeyi bile Allah’ı üzmek olarak gören bu güruhun siyasi kanadı, siyasette her türlü labirentten geçip her türlü slalomu yaptıktan; papaz elbisesi giydikten hatta Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığınmak gibi bir çizgiyi takip ettikten sonra, 72 milyon insanı robotlaştırmak için artık son hamlelerini yapıyor.
Gerçi ABD, aynı uygulamayı bütün insanlık için planlıyor. Türkiye’deki robotlaştırma da zaten küreselleşme dedikleri bu robotlaştırmanın bir parçası.
Robotlaştırma sadece AKP veya tarikat-cemaat gibi oluşumlarda yok. Siyasi partilerin tamamında kendilerine özgü bir robotlaştırma var. Çizgi dışına çıkana, biraz aklını çalıştırana hemen hain deniliyor ki kötü örnek olmasın!
* * *
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son olayları bir devlet krizi olarak nitelendirdikten sonra “İktidar, muhalefet, adalet, ordu, üniversite, medya ve bütün sivil toplum kuruluşları aralarındaki sonuçsuz tartışmaları, atışmaları ve kışkırtıcı beyanları gerilimin ateşi düşünceye kadar ertelemelidir” diyor.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise “Birileri masadan hesabı ödemeden kaçmanın planlarını yapıyor” görüşünde.
Bence, AKP, Tayyip Erdoğan’ın “çoğu gitti azı kaldı” sözlerinden da anlaşılacağı gibi rejimi dönüştürmeye çalışıyor ve bırakıp kaçmaya hiç niyeti yok. Dolayısıyla kimseyle uzlaşma aradıkları da yok.
Çözüm, insanları robotlaşmaktan kurtarmak için çalışmaktır.