Anahtar kavram Doğu Akdeniz...
ABD Savunma Bakanı Austin ile ABD Genelkurmay Başkanı Brown, NATO Savunma Bakanları Toplantısı için bulundukları NATO karargâhında basın toplantısı düzenledi.
Austin, İsrail'e destek verdiklerini ifade ederek, “USS Gerald R. Ford uçak gemisi grubu Doğu Akdeniz’e varmıştır. Ayrıca ABD'nin bölgedeki savaş uçakları filosunu da genişlettik. ABD Savunma Bakanlığı gerektiğinde ilave askeri unsurları konuşlandırmaya hazırdır.” dedi.
ABD'nin İsrail'e askeri yardımlarının da gönderilmeye başlandığını aktaran Austin, bunlar arasında hayati önemdeki mühimmatın da yer aldığını, Demir Kubbe olarak bilinen hava savunma sistemi için takviyede bulunduklarını bildirdi.
***
Austin’in açıklamasında anahtar kavram, “Doğu Akdeniz”dir.
Doğu Akdeniz, Büyük Orta Doğu Projesi’nin giriş kapısıdır...
ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesinde ilk resmi adım, 2004 yılında, Joe Lieberman ve Chuck Hagel’in konu ile ilgili bir tasarıyı kongreye sunmasıyla atıldı.
Lieberman ve Hagel, ABD kongresinde, BOP kapsamındaki 17 ülkenin ABD’deki büyükelçileriyle bir toplantı yaptı. Türkiye ve İsrail, BOP’ta adı geçen ülkeler arasındaydı! Türkiye’nin o dönemdeki Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu da kongredeki bu toplantıya davet edildi.
“Yeni Marshall Planı” olarak tanıtılan Lieberman-Hagel tasarısında, “Büyük Orta Doğu ve Orta Asya Kalkınma Bankası”nın kurulması ve bu bankanın, özel sektör gelişmeleri, bölgesel ticaret ve yatırımları desteklemesi maddesi yer alıyordu.
Tasarıda ayrıca, Büyük Orta Doğu ve Orta Asya Kalkınma Vakfı oluşturularak, ekonomik ve siyasi yardım programlarının idare edilmesi, özel sektörün, küçük ve orta ölçekli girişimlere varıncaya kadar koordine edilmesi bulunuyordu.
Tasarı, oluşturulacak özel bir “Demokrasi Fonu” aracılığıyla sivil toplum, hukuk kuralları ve iyi yönetimin desteklenmesini de öngörüyordu. Tabii buradaki “iyi yönetim”, Amerikan yönetimi demektir.
Senatör Chuck Hagel, 23 Ocak 2004’te Brüksel’de yaptığı, “Amerika, NATO ve Büyük Orta Doğu” başlıklı konuşmada, “21 yüzyılda NATO’nun Büyük Orta Doğu Projesi kapsamında stratejik yoğunluğu, Türkiye, Afganistan, Irak, Akdeniz ve İsrail ve Filistin üzerinde olacaktır. Akdeniz, 21. yüzyılın en stratejik bölgesi olarak öne çıkacaktır” dedi.
Bugün Gazze’deki başlayan çatışmanın ana sebebi, işte bu konuşmada belirtilen stratejidir.
***
“Büyük Orta Doğu Projesi”nin aslında “Büyük İsrail” diye okunması gerektiğine dair tespitleri anlamayanlar oluyor. Öyle ki “İsrail bu nüfusla nasıl Büyük İsrail olacak?” diye soranlar da var. Böyle düşünmek, ağaca bakıp ormanı görmemektir, çünkü Gazze odaklı çatışmalar bir defa daha göstermiştir ki bugün İsrail demek ABD demektir. ABD’nin nüfusunun bu iş için az olduğu söylenebilir mi?
Günlük veriler veya bilgilerle olayları değerlendirmek mümkün değildir. Yaşanan büyük siyasi olayların asıl sebebini ancak tarih ve coğrafya süzgecinden geçirerek anlayabiliriz. Tarih bilincine sahip olmadan, siyasi değerlendirme yapmak, kahve muhabbetinden öteye gitmez.
***
Yazı arşivimde, Doğu Akdeniz konusunda önemli bir bilgi daha var...
MHP’nin 2002 seçim bildirgesinde “Türkiye, Ürdün, İsrail, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, Lübnan ve Filistin’in yer alacağı, ‘Doğu Akdeniz Birliği’nin oluşturulması için girişimde bulunulacaktır” deniliyordu. Bu sütundan birkaç defa Doğu Akdeniz Birliği’nin nereden çıktığını sordum ama hiçbir açıklama yapılmadı.
Büyük Orta Doğu Projesi’ne göre haritası değiştirilecek ülkelerdir bunlar... Büyük Orta Doğu Projesi’ni yeniden düzenleyen Bernard Lewis’in 1996’da, İstanbul’daki konferansında gösterdiği harita da bu ülkeleri kapsıyordu...
“Abraham akordu” denilen anlaşmalar, bu yolu açmak içindi ama ABD, süreci hızlandırmaya çalışıyor. Gazze çatışmasının arka planında bu acele vardır.
ABD’nin Suriye’de Türk SİHA’sını düşürmesi ise Gazze’deki çatışma başlamadan Türkiye’nin süngüsünü düşürmek içindir. İktidarın değil, Türkiye’nin...