Bir Ermeni “soykırımı” yasa tasarısı oylaması daha sona erdi. Bütün kanallar canlı veriyor, sunucular heyecan içinde... Sanki Türkiye işgal edilmiş, işgal kuvvetleri “Çekilelim mi, çekilmeyelim mi?” oylaması yapıyor.
Can Dündar gözüme çarptı ekranda; “Nefes nefese oylama” diyor, surat bembeyaz. Bir başkası “kritik gün” diyor. Bir diğeri “kader günü” diyor; neyin kaderi belli değil.
Vatandaş ekranda bu manzarayı dehşet içinde izlerken düşünüyordur; “Acaba kaç saatlik ömrüm kaldı?” diye. Medya böylesine abartılı bir tablo çizdi oylama sırasında.
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’ndeki oylamada 23 evet, 22 hayır oyu çıktı. Ekranlarda büyük üzüntüyle karşılandı sonuç. Bu oyuna aldanmayın sakın! Böyle heyecanlı, kan ter içinde oynanması, bir senaryo ve toplum mühendisliği işidir. Bu senaryo her yıl oynanır; Can Dürdar’ın dediği gibi “Nefes nefese”. Tarih bilmeyen, kitap okumayan, açlıktan bir torba kömüre oyunu satan yurdumun çaresiz insanı da, her yıl bu oyunu gözleri faltaşı gibi açılmış vaziyette, ekran başında tekrar tekrar izler. Oylamada “hayır” çıkınca şükür duası eder, “evet” çıkınca da yıkılır. Halbuki evet de çıksa, hayır da çıksa vatandaş kazığı yer.
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde oylanan ve büyük bir yalan olan Ermeni “soykırımı” yasa tasarısı bir sopadır. Bu sopa her yıl havaya kalkar, Türkiye’nin etkili ve yetkilileri kafalarının üzerindeki sopaya şöyle bir bakar ve durumu çakarlar. Fakat millete çaktırmazlar. Etkili ve yetkililer sopayı görünce hemen düşünür; “Acaba bu sene Amerika ne istiyor?” diye...
Bu sene Amerika’nın isteği şu: Ermenistan’la Türkiye arasında imzalanan protokolün Meclis tarafından onaylanması. Bu sayede Amerika, Azerbaycan ile iyice aramızın bozulmasını ve Türkiye’nin Kafkas petrollleri ve doğalgazı üzerindeki etkinliğinin iyice yok olmasını istiyor. Ermeni açılımı oyunuyla da bunu önemli ölçüde başardı. Ancak seçime yaklaşıldığı için Ermenistan’la imzalanan protokolün onayı konusunda hükümeti ikna edemedi demek ki... Şimdi, Temsilciler Meclisi sopasını göstererek iknaya çalışacak.
Ermeni açılımı denilen fiyaskonun Türkiye’ye yıllık maliyeti yaklaşık bir milyar dolar. Azeri gazına yılda 720 milyon dolar öderken, Ermeni açılımı sonucu bu rakam yılda bir milyar 800 milyon dolara çıktı. Önümüzdeki 20 yılda, Ermeni açılımı fiyaskosunun Türkiye’ye bedeli, yaklaşık 20 milyar dolar olacak.
Türkiye’nin, Amerika’nın emri üzerine gerçekleştirdiği Ermeni açılımına kızan Azerbaycan, masaya küt diye Rus kartını koydu ve ardından Türkiye’ye ucuza sattığı doğalgazı piyasa fiyatına yükseltti. Böylece yılda bir milyar dolar Ermenistan bedeli faturalarımıza yansıyacak. Evet, sürekli gülen Dışişleri Bakanınımız Ahmet Davutoğlu’nun başarısıdır bu.
Ay sonunu getiremeyen vatandaş bu rezaleti fark etmesin diye, hükümet, konutlara verilen doğalgaza zammı erteliyor. Doğalgaz çevrim santrallerine satılan gaza ise çaktırmadan zam yapıldı.
Ermenistan’la açılımın faturası giderek büyüyor. Seçime kadar daha da büyüyecek. Hepimizin cüzdanından para çıkacak. İşin aslı bu kadar basit. Bundan sonra her yıl Mart ayında, “Ermeni ’soykırımı’yasa tasarısı Amerika’da oylanıyor” lafını duyarsanız, başınızı kaldırıp bir bakın, yukarıda bir sopa var mı? Varsa iyi okuyun, üzerinde ne yazıyor?
