Amerikan pasaportuna güvenmek!
Mavi Marmara gemisinde şehit edilen Türklerden lise son sınıf öğrencisi Furkan Doğan’ın babası Ahmet Doğan, “Benim oğlum sadece ABD vatandaşı. Çifte vatandaş değil. Orada doğdu. Sadece ABD pasaportu taşıyordu. Yapılabilecek tüm şeyleri bu ülkenin yapması gerekiyor. Oğlum, oraya giderken ‘ben Amerikalıyım, bana bir şey yapmazlar’ diye güvenerek gitti. Açıkçası ABD vatandaşlığına güvendi. ‘Ben bu pasaportla giderim yardım da ederim’ diye düşünüyordu. Tamamen insani yardım amacıyla gittiği için böyle bir şeyle karşılaşacağını hiç ummuyordu. ABD’nin tutumu bizi hayal kırıklığına uğrattı. ‘Takip ediyor, inceliyoruz’ dediler. Neyi incelediklerini, niye hâlâ soruşturma başlatmadıklarını da anlamış değiliz. Soruşturma başlatılır, ondan sonra inceleme yapılır. Önce inceleyip sonra soruşturma açma mantığını da anlamış değiliz. Burada ikinci sınıf vatandaş, üçüncü sınıf vatandaş pozisyonu var mıdır? Merak ediyoruz. Oğlum çok güveniyordu. ABD arkamdadır diye. Ama pek takip etmediler, ilgilenmediler. Şu anda ABD’nin tavrını bekliyoruz. Birkaç gün sonra inceleyip size döneriz gibi bir bilgi verilmişti. Henüz bilgi gelmedi. Bir müddet bekleyeceğiz. Hangi hukuki yol varsa o şekilde girişimlerde bulunacağız” diye açıklama yaptı.
* * *
Bir Türk çocuğunun ABD’de doğduğu için ABD vatandaşı olması, sonra bu ülkenin pasaportuna güvenerek katıldığı eylemde, İsrail askerlerinin kendisine dokunmayacağını zannetmesi, beş kurşunla öldürüldükten sonra babasının bu açıklamaları yapması...
Hazin...
Aslında Hıristiyan alemi, kendisini özellikle Müslümanlardan farklı ve üstün görüyor. Sorun buradan kaynaklanıyor. Geçenlerde Roma Katolik Kilisesi’nin lideri Papa 16. Benediktus, Katoliklerin Paskalya arifesinde düzenledikleri “ateşi kutsama ayini”nde yaptığı konuşmada, “Ölümsüzlük ilacı, mevcut hayatın olabildiğince uzatılmasıyla değil, hayatımızın bir iç değişime uğramasıyla elde edilebilir. Ölümsüzlük, ancak vaftiz aracılığıyla bizde yeni bir hayat yaratılmasıyla mümkündür” demişti.
Bu durumda vaftiz olmayan Müslümanların ne değeri kalıyor? ABD’nin politikasına yön veren Hıristiyan Siyonistler, İsrail askerlerinin kurşunlarıyla ölen Furkan’a ne kadar değer verebilir?
Ona değerini elbette Türk Milleti ve Müslümanlar vermiştir, verecektir. Zaten o Müslümanlara göre bir şehittir ve şehitlik İslâm’da peygamberlikten sonra en yüce makamdır.
Dolayısıyla öbür dünyada hiçbir önemi olmayan pasaporta bu dünyada değer verilip verilmemesi, o kadar önemli değil. Amerikan pasaportu veya Türkiye pasaportu ile cennete girilmiyor!
Olay, ABD’nin kendi pasaportunu taşıyan Müslüman bir gencin öldürülmesini ne kadar önemsediğini göstermesi açısından önemli ve baba Ahmet Doğan da bu çifte standardı vurgulamak istiyor. Öldüren Yahudi olunca, ABD kendi vatandaşına bile sahip çıkamıyor!
* * *
Türk Milleti, Türk çocuklarının kendi pasaportuna güveneceği günlere ulaşmak istiyor. Bunun da tek yolu güçlü olmaktır. Güçlü olmanın siyasi, bilimsel, ekonomik ve askeri şartları dışında bir şartı daha var ki o da vatan ve millet için, din için şehit olmayı göze alabilecek bir nesle sahip olmaktır. Türk Milleti bu servete fazlasıyla sahiptir. Yeter ki Türk Milleti, Batı’nın oyunlarıyla kendi içinde çözülmesin.