Amerikan elçisi neden "kesinlikle" kelimesini kullandı?
ABD Başkanı Obama, Rusya’dan dönen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Tayyip Erdoğan’ı telefonla aradı. Görüşmelerin ardından gerek Cumhurbaşkanlığı gerekse Başbakanlıktan yapılan açıklamalar, Obama’nın “Türkiye’nin ve Erdoğan’ın bölgesel lider olarak çalışmalarını takdir ediyoruz” dediğine dairdi. ABD tarafının nasıl bir resmi açıklama yaptığını ise Cumhuriyet gazetesinin Washington muhabiri Elçin Poyrazlar yazdı:
“Bugün Başkan Obama, Türk Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan ile sıcak ve verimli telefon görüşmeleri yaptı. Her iki görüşme de geniş kapsamlıydı. Başkan ABD ve Türkiye arasındaki ittifakın önemini vurgulayarak Gül ve Erdoğan ile ortak stratejik çıkarlara yönelik geniş gündem üzerinde çalışmayı umduğunu söyledi. Başkan ABD-Türkiye ilişkilerinin güçlendirilmesi ve NATO içinde etkin bir biçimde birlikte çalışma isteğini vurguladı. Her iki görüşmede de 21. yüzyılın zorluklarıyla başa çıkma konusunda işbirliğinin gerekliliğini yineledi. İki görüşmede de liderler ABD’nin gelişen Türkiye-Irak ilişkilerine yönelik desteği, Orta Doğu barış çabalarına yönelik işbirliğinin önemi ve ABD’nin gözden geçirdiği Afganistan ve Pakistan politikaları gibi bir takım güncel konuları ele aldılar.”
Peki iki ülkenin yaptığı resmi açıklamalar arasında bu farklılık nereden kaynaklanıyor?
Türkiye tarafının, seçmene mesaj vermek gibi bir kaygısı bulunmasından değil mi?
Obama resmen, “Orta Doğu’da ve Afganistan’da uygulayacağım yeni politikalarda Türkiye’nin desteğini bekliyorum. NATO’yu da işin içine katacağım” diyor ama Türkiye’nin en üst düzeydeki iki makamı bu bilgileri kamuoyundan saklıyor!
Evet gerçeği Cumhuriyet açıkladı ama bunu kaç kişi duydu veya okudu?
İşte halkı bidon kafalı yerine koymanın bir örneği daha!
* * *
Obama, bu görüşmelerinden hemen sonra Afganistan’a 17 bin asker gönderme kararını da açıkladı. Adam programını yapmış, uyguluyor! Bu arada Obama’nın, ABD’nin Afganistan’a atama ile Devlet Başkanı yaptığı Hamid Karzai’yi de telefonla aradığını unutmayalım. Afganistan’da da Ağustos ayında Devlet Başkanlığı seçimi var!
ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey ise Türkiye ile ABD arasında işbirliğinin Barack Obama’nın başkanlığı döneminde de “kesinlikle devam edeceğini” söyledi.
Jeffrey, neden “kesinlikle” kelimesini
kullanıyor?
Türkiye ile Rusya’nın kendi aralarındaki ticarette dolar yerine Türk Lirası ve ruble kullanma kararı vermesi kafaları karıştırdı da ondan!
Jeffrey ayrıca, “Türkiye’nin bir dostu olarak yeni bir IMF programının yararlı olacağını düşünüyoruz” diye, bilinen görüşünü tekrarladı. Türkiye ekonomisini IMF vasıtasıyla kontrol altında tutmaları gerekiyor ki istedikleri siyasi kararları da kolayca aldırabilsinler!
* * *
Gül’ün ziyaretini değerlendiren Rusya Hükümet Sözcüsü Peskov ise, “Ufak tefek anlaşmazlıklar ilişkilerimizin ne kadar yoğun olduğunu gösteriyor. İlişkilerimize stratejik ortaklık sıfatı layık” dedi.
Dimitriy Peskov, Gül’ün ziyaretinde ikili ticarette milli para biriminin kullanılması konusunun gündeme geldiğini de hatırlatarak bunun çok ilginç bir inisiyatif olduğunu belirtti. Peskov, “Hatta ruble artık Bağımsız Devletler Topluluğu’na üye bazı ülkelerle ticaretimizde kısmen kullanılmaya başlandı ve hakikaten bu uluslararası ekonomik belirsizlik sırasında böyle bölgesel rezerv, yedek dövizlerin kullanılması çok ilginç ve faydalı olabilecek bir uygulamadır” diye konuştu.
Rusya ve ABD’nin tutumlarından da anlaşılıyor ki Türkiye hakikaten dünya tahterevallisinin tam ortasında bulunuyor.