Amerikalı tarihçi 2012’de uyarmıştı!

Amerikalı tarihçi Webster Tarpley, 2012 yılında “ABD ve İngiltere, biliyorlar ki, Suriye ile çatışmanın geri tepkisi, modern Türkiye’yi imha edebilir. Türkiye tepki göstermeli, kazanacağı bir şey yok, kaybedebileceği çok şey var. Erdoğan ve Davutoğlu’nun psikolojisinden korkuyorum, özünde, Obama tarafından oyuna getirildiler” demişti..

O günlerde AKP hükûmetinin Suriyeli isyancılara askerî eğitim verdiği de dünya medyasının gündemindeydi. Guardian, “Türkiye, isyancılara eğitim üssü kurdu” derken Bild am Sonntag, “Alman ve İngiliz ajanlar, Suriye’deki isyancılara yardımcı olmak ve eğitmek amacıyla Akdeniz’de konuşlandırıldı” iddiasında bulunmuştu.

The Times’a göre “Suriyeli muhaliflerin üssü Adana’da, İncirlik Üssü yakınlarında” idi... BBC ise “Suriyeli isyancıları Türkiye eğitiyor. Ordu tarafından yönetilen gizli kamplarda özel bir eğitim programı yürütülüyor” diyordu.

AKP Gençlik Kolları’ndan bir genç de bana “Türkiye’nin 30 şehrinde Suriyeli muhalifler için kamplar kurulacak. Her kampta 10 bin kişi eğitilecek, toplam 300 bin Suriyeli, silahlı eğitimden geçirilecek” haberini vermişti.

Dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisine mensup vekillerin, Hatay’da sığınmacı Suriyeli subayların kaldığı kampa sokulmamasını “terörist mi eğitiliyor” diye eleştirerek “Niye giremiyoruz, orası Amerikan üssü mü, Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları mı? ‘Giremezsiniz’ dediğiniz zaman, orada gayrimeşru işler dönüyor demektir” demişti.

Dönemin MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da “Türkiye Cumhuriyeti sınırlarındaki bu kampların CIA ve MOSSAD kontrolünde olduğunu düşünüyorum. ABD, bu kamplar için birtakım paralar veriyor. Bu paraları verirken tabii kontrolü de sağlıyor” diye görüş bildirmişti...

***

Dönemin Meclis Başkanı Cemil Çiçek ise tıpkı bugünkü Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş gibi Yeni Anayasa çağrısında bulunuyordu.

2010 yılında Taner Baykara imzalı bir incelemede özetle şöyle deniliyordu:

"1994-1998 arasında Genelkurmay Başkanı olan Karadayı, ABD ve NATO yuvalanmasını, yani kontrgerillayı Genelkurmay Karargâhından çıkardı.

1998 yılında Genelkurmay Başkanı olan Kıvrıkoğlu, ABD'nin bölge ülkeleri için tehdit oluşturduğunu açık bir dille belirtti. Kıvrıkoğlu, NATO döneminde ABD'yi ziyaret etmeyen ilk Genelkurmay Başkanı olarak tarihe geçti. ABD'nin hazırladığı sivil darbe ile iktidara gelen AKP, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında ABD'ye sorunsuz olarak eş başkanlık yapabilmek için millî kuvvetleri saf dışı etmeliydi. Plana göre, bu süreçte komutanlar yıldırılacak ve 1991 öncesinde olduğu gibi ABD ile uyumlu olarak görev yapmaları sağlanacaktı.

ABD, 24 Temmuz 2002'de Nevada Çölü'nde ‘Bin Yılın Meydan Okuması’ adı altında Türkiye'yi işgal tatbikatı yaptı. Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı iken, 2 Nisan 2003 günü ABD Dışişleri Bakanı Powell ile Ankara'da 2 sayfa 9 maddelik bir gizli anlaşma yaptı. Bu gizli anlaşmadan 3 ay sonra, ABD ordusu, Türk askerinin başına çuval geçirdi. Çuval geçirme eylemi, gizli anlaşmanın uygulanması için bir ihtardı.

Ardından sınır ötesi harekâtta ısrar eden ve ABD'ye direnen 5 Genelkurmay Başkanı ve millî kuvvetler ‘Ergenekon çetesi’ olarak suçlandı.”

1996 yılında CIA'nın yan kuruluşu Rand Corporation' un yayın organlarında ise şöyle deniliyordu:

“ABD artık ANAP ve DYP gibi partilerle Türkiye'yi kontrol edemez, Fazilet Partisi'nin başına yenilikçi kanadın geçmesi, Tayyip Erdoğan'ın Başbakan, Abdullah Gül'ün de Dışişleri Bakanı olması halinde ABD Türkiye'yi kontrol altında tutmaya devam edebilir."

***

ABD’nin Suriye’ye Türkiye’yi kullanarak müdahalesi, sonuçta milyonlarca Suriyelinin Türkiye’ye sevk edilmesi ile, Türkiye’ye yönelik bir nüfus operasyonuna dönüştü. Yetmedi, Afgan ordusunun askerleri de Türkiye’ye gönderildi.

Amerikalı tarihçi Webster Tarpley’in, 2012 yılında söylediği, “Suriye ile çatışmanın geri tepkisi, modern Türkiye’yi imha edebilir” öngörüsü şimdi daha fazla önem kazandı...

Yıllarca “Suriye’ye operasyon, Türkiye’ye operasyondur” dedik ama Prof. Dr. Ümit Özdağ ve birkaç kişi dışında kimse konunun hayati olduğunu topluma anlatmadı. Şimdi hemen herkes gerçeği görmeye başladı ama AKP sığınmacıları göndermemek konusunda yeni bir ortak buldu: Cumhuriyeti kuran partinin önde gelenleri... Türkiye, bunu da aşacaktır...

Yazarın Diğer Yazıları