Aman Yarabbim! Duydunuz mu, "Mansur Yavaş bir CHP projesi"ymiş!
Ne, CHP ve İYİ Parti'ye atılan "HDP'yle ittifak" iftirası...
Ne, Millet İttifakı'na oy verenlerin "teröre destek"le suçlanması...
Ne, Meral Akşener'in cezaeviyle tehdit edilmesi...
Ne, Mansur Yavaş hakkındaki iddialar...
Ne, Tunç Soyer'in "baba durumu"ndan kaynaklanan tartışmalar...
Ne, Burhanettin Kocamaz'ın aday olamaması...
Ne, Fatih Bucak'ın su sorununu DSİ Genel Müdürü'nü döverek çözmeyi vaat etmesi...
Hiçbiri değil; bu "çok çarpıcı", "çok eşsiz", "çok aykırı", "çok hayret edilesi" lafların/işlerin tamamı -bana göre- dün hükmünü kaybetti. Sizi bilmem ama benim zihnime, şu "flaş(!)" açıklama ile kaydedilecek 2019 seçimleri:
- Esasında Mansur Yavaş Cumhuriyet Halk Partisi projesidir!
Şaka değil...
Koskoca iktidar partisinin sözcüsü, bütün basını toplayıp, patlayan flaşlar altında, sanki çok derin bir "sır"rı, bir "suç"u, bir "ayıp"ı, "günah"ı, herkesten saklanan bir "gizli planı" ifşa edermiş gibi söyledi bu cümleyi.
Bir de ekledi:
- Şunun bilinmesi gerekir Yavaş'a her destek, örtüsü Millet İttifakı olsa da Cumhuriyet Halk Partisi'ne istenilen destektir.
***
Hadi ya!
Bak sen şu işe!
Ne yapacağız şimdi!
Bak sen şu Mansur Yavaş'ın sinsiliğine!
Bu mu yani gelmesi öngörülen tepki?
Yahu adam zaten resmen "CHP'nin adayı" değil mi?
İttifaksız girilen bir önceki seçime de "CHP'nin adayı" olarak girip, "devrilmez" sanılan AKP'nin adayını, dönemin "yerleşik" büyükşehir belediye başkanını sandığa -toplumun gözünde- gömmedi mi?
Oy pusulasında, adı zaten -ittifak belirtilmeksizin- CHP logosunun altında yazılı değil mi?
Ayrıca bir illegal örgüt mü, paralel devletleşmeye çalışan cemaat mi, organize çete mi CHP; bir siyasi parti? Aday, adayı olduğu siyasi partinin projesi olmayacak da ne olacak?
Yavaş'ın yahut CHP'nin seçmene kurduğu hangi "kirli tuzağı" deşifre etmiş oldunuz şimdi!
***
"Hukuk devleti" niteliğindeki tahribat...
Yargının siyasi "talimat"la işler hale gelmesi...
Baskının, tehdidin, hakaretin "vakayı adiye"leşmesi...
Hepsi rezalet de...
Aklımızla bu denli aleni alay ediliyor, zekâmızın böylesine küçümseniyor hatta yok sayılıyor olması, açık açık "aptal yerine" konuluyor olmamız ayrı feci...
"Tepeden" bakınca, toplum olarak bu kadar mı akılsız gözüküyoruz sahi!
Biraz da Sayıştay raporlarını konuşalım mı?
Şahsen, bizatihi kurucuları hakkında "zimmet"ten tutun, "kalpazanlığa", "resmî evrak ve kayıtlarda sahtecilik"ten, "cürüm işlemek için teşekkül oluşturmaya" kadar yargıya intikal etmiş "yığınla" dosya bulunan bir siyasi partinin sözcüsü olsam, başka bir siyasi partiye "temiz siyaset, temiz aday" dersi vermeye cesaret edemezdim.
İktidar partisi sözcüsü etti; tebrik ederim!
Meral Akşener için yaptıkları, "Hanımefendinin kaçacak deliği de yok. O milletvekili de değil" açıklamasını düşününce, milletvekilliğini "kaçacak delik" olarak gördükleri için zahir hadi diyelim hakkında "özel evrakta sahtecilik", "ihaleye fesat karıştırmak", "gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak", "evrakta sahtekârlık ve kamu kurumunu dolandırmak", "dolandırıcılık" gibi suçlamalar bulunan onlarca kişiyi milletvekili yapmakta beis görmemiş olabilirler...
Ya belediye başkanları?
Madem hakkında "bu şekilde iddialar olan birisini halkın önüne belediye başkanı adayı olarak çıkarmak, tarihe geçecek bir tablo", keşke toplantıya katılmasına "izin verilen gazeteci"lerden biri sorsaydı;
Biraz da, AK Partili belediyelerde "yapılmayan işlere nasıl eksiksiz ödemeler yapıldığını, kamu görevlileri ile firmaların gizli anlaşmalarla ihale fiyatını yükseltip ortaya çıkan rantı nasıl bölüştüğünü" filan belgeleyen Sayıştay raporlarıyla ortaya çıkan tabloyu konuşalım mı?
* İlgili haber için bakınız: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/iste-vekillerin-suc-dosyalari-6289698
SORU-YORUM
Mansur Yavaş'ın, "sahte senetle icra takibi"nden hüküm giydiğini söyleyen iktidar sözcüleri, Yavaş'a "sahte senet"i veren kişiyle "suçlama"yı yapanın aynı kişi olduğunu, bilgisayarında bunu kanıtlayan görüntüler ele geçirildiğini, bu nedenlerle "resmî evrakta sahtecilik" ve "özel hayatın gizliliğini ihlal" olmak üzere iki ayrı suçtan 6,5 yıl hüküm giydiğini, bu kararlarla bizzat yargının Yavaş'ın kumpasa uğradığını teyit ettiğini, söz konusu kişinin bilgisayarında çok sayıda müstehcen çocuk videosu ele geçirildiğini, ÖSYM belgesinde sahtecilik yaptığını, yüzde 80 şizofreni raporu alarak emekli olduğunu ancak bu raporun gerçekliğinin de ayrı bir dava konusu olduğunu biliyor da mı söylemiyor, söylemek işlerine mi gelmiyor?