Alpay Özalan AKP’ye zarar vermiyor mu?

Şu günlerde; iyiden iyiye, doğru ve yanlışı…

İyi ya da kötüyü karıştırır oldum.

*

Memleketimde artık fayda ile zarar…

Sapla saman…

Tozla dumanla birlikte, izler de birbirine karıştı…

Ne sap samandan ayrılabiliyor ne toz dumandan.

*

Bir milletvekilinin ettiği yeminin içinde:

“Toplumun huzur ve refahı…

Millî dayanışma ve adalet anlayışı…

Herkesin insan haklarından, temel hak ve hürriyetlerinden yararlanması…

Anayasaya sadakatten ayrılmayacağı yönünde, Büyük Türk Milleti önünde namus ve şeref sözü” yer alıyor ki her milletvekili de o yemini ediyor.

*

Bir de Meclis’te, millet adına konuşulan kürsüde, herkes istediği gibi konuşma özgürlüğüne sahip olduğunu biliyorum ben.

Yanlışı da konuşabilir doğruyu da…

Ancak ülke bütünlüğüne halel getirecek konuşmalarda yasalar devreye girer.

Sakıncalı, sinkaflı konuşan vekillere hem iç tüzük hem de adalet, gerekli bedeli ödetiyordur sanırım.

*

Birilerinin bir diğerine karşı hakaret ettiği…

Şunu söylediği…

Böyle yaptığı dillendirilerek ‘Hurra!’ denilip, hatibin üzerine yumrukla saldırmak:

Önce insanlığa ve milletvekilliğe yapılmış çok büyük bir saygısızlıktır.

Ayrıca da bu bir suçtur.

Tıpkı AKP Milletvekili Alpay Özalan’ın yaptığı gibi.

*

Evet, siyaset bir şov sanatıdır.

Bütün siyasiler, kendi seçmenlerine yaranmak…

Kimi zaman rakip seçmenleri tahrik etmek…

Kimi zaman o tahrikten -farklı gündem yaratarak- yararlanma cihetine girmek isteyebilirler.

Çünkü o insanlar her tür provokasyona ve sataşmalara hazırlıklı olmalılar.

Şiddetle değil elbette…

Sözle…

Fikirle yani…

Yani bilgiyle.

Görülen o ki bundan böyle şiddete karşı da hazırlıklı mı olunmalı ne?

*

AKP’nin bir milletvekili olarak Alpay Özalan’ın, iki dönemdir kürsüden partisi adına yazılı ya da sözlü herhangi bir kanun teklifi yapmadığı söyleniyor.

Düşünüyorum da bir vekil Meclis’te gündeme dair söz almıyorsa…

Önerge sunmuyorsa…

Yaşanan sosyal olaylar karşısında milleti ilgilendiren durumlarda düşüncelerini paylaşmıyorsa…

Üstelik de zaman zaman şiddet eğilimi de gösteriyorsa, bu vekilin kendisine verilen maaşı hak etmiş oluyor mudur acaba?

Bir de bu durumdaki vekillerin aldıkları maaş, sahiden helal midir, değil midir?

Bu konuya Diyanet İşleri Başkanlığı ne der doğrusu merak ediyorum.

*

Ha bu arada Alpay Özalan’ın, Ahmet Şık’a saldırmasıyla birlikte, ortalık karışır karışmaz, oturumu yöneten Bekir Bozdağ’ın içeriye girmesi de anlaşılır gibi değil.

Olayın başladığı an Sayın Bozdağ’ın arkadan öyle bir çıkışı vardı ki bende ‘Acaba’ dedirtti.

Oysa Sayın Bozdağ; vekilleri sakinleştirmek yerine nedense arkadan hemen sessiz sedasız sıvışmayı seçti.

Neden öyle oldu?

Umarım, ilerideki süreçte her şey ortaya çıkacaktır.

*

Ayrıca da Alpay Özalan’ın bu şiddet içeren tavrı AKP’ye zarar vermiyor mu?

Bence veriyor.

Çünkü gerçekleştirdiği şiddet eylemi milletin gözü önünde olmuştur.

Yazarın Diğer Yazıları