Allah aşkına, sizi zorla mı Başbakan yaptık?
Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile görüştükten sonra parti grubunda yaptığı açıklamada “Önceki hafta bir gazete, partimize yönelik bir takım planları haber yaptı. Bu iddialar gerçek dışıysa devletin kurumlarını karşı karşıya getirmek, tahrik ortamı oluşturmak niyeti taşıyorsa bu vahimdir. Eğer iddialar doğruysa durum daha vahimdir” dedi.
Erdoğan, iddiaların gerçek dışı olması, dolayısıyla Hükümet ile Genelkurmay’ın karşı karşıya getirilmek istenmesi ihtimalini birinci plana alarak konuştu. Demek ki görüşme sırasında kendisine şu ana kadar kamuoyuna açıklanmamış önemli bilgiler verildi.
Nitekim Erdoğan, “Genelkurmay’ımız iddialar ortaya çıktığından beri sağduyulu bir tavır sergilemiştir. Gerçeğin ortaya çıkması için gerekli talimat verilmiştir. Herkese düşen bu iddiaların soruşturulmasının, araştırılmasının neticesini beklemektir” diyerek bu konuda sağduyulu bir yaklaşım gösterdi.
Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’in, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal’ı makamında ziyaret etmesi de önemlidir.
* * *
Fakat Erdoğan aynı sağduyuyu parti içi meselelerde koruyamadı. Erdoğan, Genel Kurul çalışmalarına katılmayan milletvekillerine “Allah aşkına, sizi zorla mı milletvekili yaptık? Sizin işiniz bu değil mi? Yasama faaliyetlerine katılmak. Genel Kurul çalışmalarına katılmak, yardımcı olmak. Arkadaşlar sizin işiniz bu değil mi?” diye hitap etti.
Demek Erdoğan, milletvekillerini, birilerine söz verdiği yasalara evet diyebilecekler arasından seçmiş? Peki neden hepsi boyun eğmiyor?
AKP’nin yedi yıla yaklaşan iktidarı döneminde çıkardığı yasalar arasında, millet yararına tek bir yasa gösterilebilir mi?
Bir defa yasaların büyük çoğunluğu IMF ve Dünya Bankası’nın dayatması sonucu çıkarılmıştır. Bunun böyle olduğunu Erdoğan da itiraf etmiştir. Son mayınlı arazi yasasında olduğu gibi çıkarılan yasalar küresel sermayenin önündeki engelleri kaldırmak amacına dönüktür.
Küresel sermayenin önünde bir de Danıştay engeli vardı. Oraya da kanlı bir baskın yapıldı, biliyorsunuz! Bu konuda elimde somut delil yok ama, sonuç ortada!
Hatta Can Kerem Kaya adlı okurum, “Başbakan Erdoğan’ın Yaşar Büyükanıt ile olan görüşmesini yeniden gündeme getirmesi Genelkurmay’dan çıktığı iddia edilen belgenin düzmece olduğunu göstermekte. Türkiye bu konuyla oyalanırken göreceksiniz ki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, mayın tasarısını imzalayacaktır” diyor!
Üstelik Amerikan Büyükelçisi de “Kürt konferansı” na katılanlarla görüşmek için Diyarbakır’da geziyor!
* * *
Böyle bir ortamda Erdoğan, “Milletimize söz verdiğimiz yasaları çıkarıncaya kadar tatil bize haramdır. Gerekirse 24 saat çalışırız, gerekirse 365 gün 6 saat çalışıyoruz” gibi sözler de söyledi.
Millete hangi yasaları çıkarmak için söz verdiler? Yok böyle bir söz? Fakat Erdoğan’ın küresel sermayenin sözcülerine, İstanbul’da yapılan paylaşım toplantılarında söz verdiği çok açık bir gerçektir.
57’nci hükümet döneminde, IMF, bir kredi dilimini serbest bırakmak için 15 gün içinde 15 yasa çıkarılmasını istemişti. Dönemin Meclis Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, “Gerekirse gece gündüz çalışır, yasaları çıkarırız” diye konuşmuştu. O konuşmayı yapan milletvekilinin partisi hâlâ kendisini toparlayamadı. AKP de baş aşağı gitmektedir! Fakat Tayyip Erdoğan’ın bu ülkeye verdiği zararı nasıl tazmin ettireceğiz? Allah aşkına, sizi zorla mı Başbakan yaptık Tayyip Bey?