Allah, aklını kullanmayan Erdoğan'a yardım eder mi?
Avusturya’nın Die Presse gazetesi, “Allah adına daha üretici olun” başlığıyla Türk İhracatçılar Birliği Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin başvurusunu inceledi. Büyükekşi, camilerde verilecek vaazlarda ihracatın artırılması konusunun işlenmesini istemişti.
Die Presse’nin haberinin alt başlıklarında; “Türkiye... İmamların, vaazlarıyla ihracatı canlandırmaları bekleniyor. IMF’nin yeni kredisi dünyevi yardım vaat ediyor” fadeleri kullanıldı ve şöyle denildi:
“Ekonomi Bakanı geçen Mayıs ayında gururla, ülkenin artık IMF’den bağımsız olduğunu açıkladı, yardım kredileri ödenmiş, dilenme zamanı geride kalmıştı.
Bu yalnız altı ay sürdü, kasım ayında Türkiye yine IMF’nin kapısını çalmak zorunda kaldı. Çünkü krizin ikinci perdesi Türkiye’yi de etkiledi. Gelişmekte olan her ülkede olduğu gibi kurumsal yatırımcılar ülkeden çekildi. Lira baskı altına girdi.
O ana kadar yurtdışından sürekli gelen yatırımlar tarafından karşılanan dış ticaret açığı tehlikeli bir şekilde büyümeye başladı. Devletin bu yıl dış borçlarını ödemek için 30 milyar dolara ihtiyacı var.
Bu noktada IMF’den yeni bir kredi almak gerekti, görüşmeler sona ermek üzere. Ülkelerinin yakında yine IMF’nin sıkı kontrolü altına girmesi işadamlarını rahatsız etmiyor. Buna karşın Büyükekşi daha çok dinin disiplin verici gücüne inanıyor. Bu yüzden imamlardan sorumlu olan Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu’na başvurdu. Bakan bu konudaki endişelerini dile getirdi ve camide böyle her konuda çağrılar yapılmasının müminlerinin hoşuna gitmeyeceğini söyledi.”
Görüldüğü gibi Avusturya gazetesi, alaycı bir dil kullanıyor, özellikle Türk işadamlarının, ülkenin IMF kontrolüne girmesinden hiç rahatsızlık duymadıkları halde ihracatı artırmak için uhrevi yardım istemelerindeki tezata dikkat çekiyor.
* * *
Başbakan Tayyip Erdoğan ise Davos toplantısına katılmak için yola çıkmadan önce IMF konusunda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “IMF bizim de ortağı olduğumuz bir kuruluştur. Kriz döneminde destek vermesi gereken proje üretmesi gereken bir kurumdur. Ama bundan farklı yaklaşım ortaya koyarsa, Türkiye’yi kendi şartları içinde değerlendirmese bizim hassasiyetimiz artar” dedi.
Erdoğan, ABD-IMF-TÜSİAD baskısına daha ne kadar dayanacak bilmiyoruz.
TÜSİAD’ın hükümete “IMF ile anlaşın” şeklindeki uyarısından sonra, ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi James Jeffrey de görevine başlar başlamaz, “Ben IMF yetkilileri ile görüştüm. IMF ile anlaşın” dedi.
IMF ise son açıklamasında “Fazla paramız kalmadı. 8 ay sonra elimizdeki para biter” diye baskıyı artırdı.
* * *
Bu arada, Merkez Bankası Başkanı, faiz oranlarından bahsetti. Durmuş Yılmaz, rekor seviyede düşük düzeydeki gösterge faiz oranlarını, son dört yıldır ilk kez hedeflenen hızda ilerleyen enflasyona bağlı olarak yeniden düşürebileceklerini açıkladı. Bilindiği gibi eski Merkez Bankası Başkanı Yaman Törüner, piyasadan önemli miktarda nakit çekildiğini tespit etmiş ve “Bu durum krizi daha da artırır” uyarısında bulunmuştu.
Biz de, piyasadan nakit çekme politikasının hem Erdoğan’ın altını oymak hem de Türkiye’yi IMF ile masaya oturtma baskısı anlamına geldiği yorumunu yapmıştık.
Allah, aklını kullanmayanların üzerine elbette IMF baskısını da gönderir, Amerikan baskısını da!