Ali Baba'nın Çiftliği: THY
Türk Hava Yolları, Barselona spor kulübü ile 3 yıllık sponsorluk anlaşması imzaladı. Hemen arkasından hızını alamadı bir de Manchester takımı ile anlaşma imzaladı.
Havada uçan milyon eurolar.
THY büyük iş yaptı.(?)
Kime göre?
THY yönetimine ve parayı kasasına koyan bu kulüplere göre.
Ya vatandaşa göre?.
Koca bir hiç!
Halka açık bir şirketin havaya uçan milyon euroları.
THY gerçekten iyi iş yaptı.
Bol keseden yabancı takımlara para
dağıtıyor.
Gerekçesi THY’nin adını duyurmak.
Koskoca THY’nin adı bu iki takımın sponsoru olmakla mı duyurulacak?
Elbette hayır!
Ama olsun!
THY İngiltere ve İspanya sporunun gelişmesine katkıda bulunuyor.
Allah THY yönetiminden razı olsun.
Çok büyük sosyal sorumluluk projesine imza attılar.
Bu sponsorluk THY’ye ne kazandıracak?
Hollanda’da düşen uçakla kaybolan imajı mı düzeltmeye çalışıyor?
Yoksa Avrupalı bir yolcu, “THY Barselona’nın resmi sponsoru en iyisi bununla uçayım” mı diyor?
Sözün kısası THY’nin yabancı bir takıma sponsor olması şirketin ticari faaliyetini çok da etkileyecek bir operasyon olduğunu sanmıyorum.
Benim bugün burada dikkat çekmek istediğim şey, halka açık şirketlerin çok kolay para harcamaları.
THY de her ne kadar kamu şirketi gibi görünse de aslında onbinlerce ortağı olan bir halka açık borsa şirketi.
THY’nin halka açıklık oranı yüzde 53.58. Yani halkın payı devletin payından daha fazla. Ancak altın hisse adı verilen yönetim hakkı ile devlet THY’yi istediği gibi yönetiyor.
Sonra halkın parası ile elin takımına sponsorluk adı altında milyon eurolar dağıtılıyor.
Bunun hesabını kitabını kimse soramıyor.
Çünkü bu hakka sahipler. İstediklerini alıp istediklerini satmaya.
Ve tüm bunları yüzde 46 küsur hisse ile yapıyorlar.
Son dönemde Sermaye Piyasası Kurulu’nun başına Vedat Akgiray getirildi.
SPK, SPK olalı bu kadar pratik ve iş bitirici bir başkan görmedi.
Özellikle kriz döneminde sermaye piyasalarını çok iyi yönetti. Aldığı kararlar hem yatırımcının lehine hem de şirketlerin.
Borsa yatırımcısı işte bu akıllı başkandan bir icraat daha istiyor.
O da halka açık şirketlerde söz hakkı.
Eğer bir şirket yüzde 50’nin üstünde halka açıksa mutlaka o şirkette küçük yatırımcının da söz hakkı olmalı.
Mutlaka onların yönetimine girmeli.
Adam şirketinin hisselerini borsada bol keseden satıyor ve çoğunluk hakkını kaybediyor ama şirketi istediği gibi yönetiyor.
Sonra istediğini alıyor, istediğini satıyor.
İsterse Yunanistan’da hayır kurumlarına bile bağış yapabiliyor.
Böyle saçma bir şey mi olur?
Birilerinin bu keyfi yönetime dur demesi gerekiyor.
Bu güce ve vicdana sahip tek kişi SPK Başkanı Vedat Akgiray’dır.