AKP’yi kim düşürecek?
İçişleri Bakanı Muammer Güler açıkladı:
“Son dönemlerde yaşanan bazı toplumsal olaylarda özellikle de Gezi Parkı eylemlerinde taraftar gruplarının bazı kanunsuz gösterilerde aktif rol aldıkları ve maalesef şiddet olaylarına karıştıkları da görülmüştür. Önümüzdeki sezonda bu tip kanunsuz eylemlerle karşılaşılması halinde taraftar gruplarıyla ilgili gerekli yasal işlemler derhal yapılacaktır..”
Elektronik bilet uygulaması ile futbol seyircisini fişleyecekler, stadın her yerini kameralarla
donatacaklar. Tedbirleri de bu... Türkiye, korku tüneline sokulmak isteniyor!
Muhalefetin boğulmasına yönelik son kararlardan birinin de AKP icraatlarını halka kabul ettirmek için kullanılmakta olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından verildiği iddia ediliyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, “Başbakan Erdoğan’ın muhalefete, farklı fikir ve görüşlere olan tahammülsüzlüğü sebebiyle TOBB Genel Kurulu bir ilke şahit olacak, geçmiş yılların aksine Başbakan Erdoğan’dan başka hiç bir siyasetçi TOBB Genel Kurulu’nda konuşma yapamayacak” dedi.
***
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ise iktidarın öğrencileri burslarını kesmekle tehdit etmesi ve benzeri kararları yorumlarken, Gezi direnişinin AKP’nin kimyasını bozduğunu söyledi.
Salim Yavaşoğlu’nun haberinde de iktidarın muhalefeti susturmaya yönelik eylemleri
“Mursi Sendromu”na bağlanıyor. Yani Mursi gibi iktidarını kaybetme korkusu...
Gerçekten de Başbakan’ın evinin civarında yürüyüş yapılması da darbe işareti olarak yorumlanıyor. Kısacası iktidarın gençlerden ödü kopuyor!
Peki gençlerin eylemleriyle bir iktidar düşebilir mi?
Düşebilir... Polonya’da rejim işçi eylemleriyle değişti. Sovyetler Birliği, işçi eylemleri sonunda çöktü. Fakat gençlerin eylemlerinde işçiler gibi süreklilik yoktur. Gerçi Türkiye’de işçilerin eylemlerinde de süreklilik yoktur. Tekel direnişine bütün işçiler destek verseydi, iktidar bu baskıya dayanamazdı. İktidar bütün direniş odaklarını, bu arada Türk-İş yönetimini bile yandaşlaştırdı. TOBB Başkanı’nı zaten, kendi yapacakları Anayasa için propagandist olarak de ğerlendiriyorlar. Acaba “Balyoz’da kurulacak hükümette adım Başbakan olarak geçiyor. İktidara destek vermezsem beni de darbeci diye tutuklarlar” tedbiri yüzünden mi bütün bunlar?
***
Bir siyasi iktidar, hatta bir Başbakan, evlerinin pencerelerinden sarkarak, tencere tavaları birbirine vurmak suretiyle, hükümeti protesto eden kadınlara tahammül edemiyorsa ve kendi yandaşlarına, “Tencere tava çalanları şikâyet edin, mahkemeye verin” diye talimat veriyorsa, fakat bunca yandaşlığa rağmen, AKP’li vatandaşlar, “adımız muhbire çıkmasın” veya “komşuyuz, yüz yüze bakacağız” diyerek bu çağrıya uymamışsa, iktidarın bazı yandaşları, kadınlar konusunda işi,
“hamileler sokakta gezmesin”e kadar vardırmışsa başlarına belayı kendileri sarmışlar demektir.
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, 50’ye yakın kadın derneği adına konuştuğunu söyleyerek, “İleride Türkiye tarihi yazılacak olsa bugünler için herhalde Orta Çağ denilirdi” dedi. Nazlıaka, TRT’de yayınlanan “Ramazan sevinci” programına konuk olan Ömer Tuğrul İnançer’in “hamileler soka-
ğa çıkmasın” sözlerini, Başbakan’ın “tencere tava çalanları şikâyet edin” çağrısı ile birlikte hatırlatarak “İnançer’in sözlerinin ardından ortalıkta ‘Alo hamile gördüm’hattıyla gidip şikayet eden insanlar mı dolaşacak?” diye sordu.
Kadınlar sizden ve yandaşlarınızın zihniyetinden korkmaya başladı Tayyip Bey? Ve iktidarınızı da galiba onlar düşürecek... Gençler yordu; darbeyi kadınlar indirecek!