AKP’yi esir alan lobiler
Geçen hafta bazı iddialar ortaya atıldı. Bunların başında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in vergi paketi konusunda kızıp istifa etmek istemesi geliyordu.
Bu iddia yalanlandı.
Gerçek mi yalan mı bilemem ama bilinen bir gerçek var ki, vergi tasarısı diye bir şey kalmadı ortada.
Ortada olan tek şey, gariban halkın ödeyeceği dolaylı vergiler.
Peki, vergi paketi neden paramparça oldu?
Bunun nedeni lobiler.
AKP’yi esir alan lobiler. AKP resmen lobilere teslim olmuş durumda.
İşte AKP’yi esir alan lobilerin bazıları:
VERGİ ÖDEMEYELİM LOBİSİ:
Bu lobinin gücünü geçen daha yeni gördük. Hazırlanan vergi yasa taslağında zenginden vergi alınacağı vardı. Değerli konut gibi vergiler bu lobinin Saray’a uyguladığı baskı ile ortadan kalktı. Son faaliyeti enflasyon muhasebesi.
İş insanları, enflasyon muhasebesi uygulanırsa daha az vergi ödeyeceklerini düşünüyorlardı.
Tabii ki, Türkiye’de istisnalar hariç adeta salt vergiden kaçınma danışmanlığı hâline gelmiş bir meslek olan mali müşavirler ise mükelleflerinin aleyhine konuşamamışlardı.
Özellikle inşaat sektörü müteahhitleri, bitirdikleri konutları satacaklarını ve maliyet değeri kaynaklı vergi avantajı elde edeceklerini hesap ediyorlardı.
Ne var ki, evdeki hesap çarşıya uymadı.
Uygulama esnasında bir baktılar ki, ne görsünler?
Ortaya çıkan sıkılaşma süreciyle konutları satamayan müteahhitler, realize olmamış değer artışları nedeniyle ve NAS döneminde kredi kullanıp servet transferinden nemalananlar ise finansal borç kaynaklı parasal pozisyon kazancı nedeniyle VERGİ ÖDEYECEKLER!
Vergi ödememeyi alışkanlık hâline getirerek kendilerine meşru hak gören Türkiye’nin fakir şirketlerinin zengin patronları, hep beraber halaya girdi ve LOBİCİLLİK faaliyetlerine yüklenerek ses çıkartmaya başladılar.
İNŞAAT LOBİSİ:
AKP’de en çok etkisi olan lobi. Bugün Türkiye’nin başına ne geldiyse bu lobinin faaliyetlerinden geldi. AKP’ye “batıyoruz” feryadı eşliğindeki baskısı, geçmişte hep kamu bankalarının zararına konut kredisi vermesine neden oldu. Vergiler düşürüldü. Sonuçta; çiftçiye destek olması amacıyla kurulan Ziraat Bankası, esnafı desteklemek amacıyla kurulan Halkbank ve vakıfları koruyup korumak amacıyla kurulan Vakıfbank bir anda inşaatçı bankası oluverdi. Devlet görev zararından dolayı bu bankalara sık sık sermaye enjekte etmek zorunda kaldı.
BORSA LOBİSİ:
Bu lobi de inşaat lobisi kadar etkili. Borsa düşerse ekonomi batar söylemi ile hareket edip geçen yıl yüzde 500 ile yüzde bin kârı cebine atanlar konu vergiye gelince hemen AKP’yi esir aldılar. 3 gün borsayı düşürüp korkuttular ve vergi paketinden çıktılar.
İTHALAT LOBİSİ:
Bu lobi Türkiye’nin kanını emdi. Aslında kendi içinde ikiye ayrılıyor. Birincisi ithalatçı lobisi, ikincisi ise kendi ürettiği ürüne ithalat yasağı isteyen lobi.
İthalatçı lobi, tarımı ve hayvancılığı bitirme pahasına yurt dışından et, buğday, pirinç gibi yüzlerce ana gıda maddesini düşük gümrük vergisiyle ithal ettiler. Bunun için de çiftçi fahiş fiyata mal satıyor, ithalat ile fiyatlar düşer düşüncesini AKP’nin beynine işlediler. Bugün Türkiye’de hayvancılık bitti, tarım yok oldu. Bütün dünyada gıda fiyatları düşerken biz en pahalı eti ve gıda maddelerini satın alıyoruz.
Bir de ithalatı engelleyin lobisi. Onlar halkın ucuz ve kaliteli ürün alıp kullanmasın kendi ürettiğine mahkûm olsun lobisidir. Otomobil başta olmak üzere yüzlerce ürüne getirilen gümrük ve ÖTV bizi onların ürettiğine mahkûm etmiştir. Öyle ki, yurt dışından posta yolu ile gelen 150 dolara kadar muaf olan paketlere 30 dolar sınırı getirilmiştir. Utanç verici.
TURİZM LOBİSİ:
Yabancıya 100 dolara satılan günlük tatil için Türklere 300 dolar isteyen lobi. Türklerin artık kendilerinde değil de yurt dışında daha ucuz ve kaliteli tatil yaptığını gören lobi, yurt dışı çıkış harcını 150 liradan 500 liraya çıkarttırdı. Türklerin Yunanistan gibi ülkelere tatile gitmesinin engellemesini istedi.