AKP'nin son kullanma tarihi geçmedi mi?
“Cuntacılar çok yaşıyor, olan gençlere oluyor!” başlıklı yazım ile ilgili mektup gönderen Mimar Vedat Moğulkoç bir katkıda bulunuyor:
“Yazınıza tamamen katılıyor ve bir ekleme yapmak istiyorum;
Madem bu yazıyı gençler için yazdınız, o gençlere her ‘darbe’ lafı geçtiğinde gözlerini ‘asker’e çevirmemesini de anlatmalıyız. Soğuk savaş bitene kadar yapılan tüm darbeler ve bunların hazırlıkları bir şekilde asker tarafından yapıldı, ancak artık Amerika’nın, hükümetleri ve sistemi değiştirmek için askere ve orduya ihtiyacı yok, en azından eskisi kadar yok. Yanlış anlaşılmasın, hâlâ darbe var, ancak askeri darbe yok.
Yani, darbe yapanlar postal giymiyor!
Onlar artık ‘Converse’ giyiyor,
Ve sivil olduklarını sanarak, aslında sivil hükümetleri darbe ile deviriyorlar.”
Moğulkoç’a teşekkür ediyorum ama bu konuları yakın tarihte “Soros’un darbe çetesine de operasyon yapılacak mı?” başlığı altında sık sık işlediğimiz için hatırlatmadık.
Askeri darbeler üzerinde doktora tezi bulunan Dr. Cengiz Sunay ise yazımın tezinin doğru olduğunu, fakat, 12 Mart’ta “Sarp Kuray’a, Deniz Gezmiş’e İstanbul’da, Ankara’da mısır patlatır gibi bomba patlattırıyorum” diyen İrfan Solmazer’in general olmadığını, 27 Mayıs’taki 14’lerin içinde yer aldığını ve yüzbaşı rütbesinde iken emekli edildiğini hatırlattı.
Düzeltme için Sunay’a teşekkür ederim.
* * *
Peki bugün ne oluyor? Konuyla ilgili olarak İnternet’ten gönderilen Taner Baykara imzalı bir incelemede özetle şöyle deniliyor:
“1994-1998 arasında Genelkurmay Başkanı olan Karadayı, ABD ve NATO yuvalanmasını, yani kontrgerillayı Genelkurmay Karargâhından çıkardı.
1998 yılında Genelkurmay Başkanı olan Kıvrıkoğlu, ABD’nin bölge ülkeleri için tehdit oluşturduğunu açık bir dille belirtti. Kıvrıkoğlu, NATO döneminde ABD’yi ziyaret etmeyen ilk Genelkurmay Başkanı olarak tarihe geçti. ABD’nin hazırladığı sivil darbe ile iktidara gelen AKP, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında ABD’ye sorunsuz olarak eş başkanlık yapabilmek için milli kuvvetleri saf dışı etmeliydi. Plana göre, bu süreçte komutanlar yıldırılacak ve 1991 öncesinde olduğu gibi ABD ile uyumlu olarak görev yapmaları sağlanacaktı.
ABD, 24 Temmuz 2002’de Nevada Çölü’nde “Bin Yılın Meydan Okuması” adı altında Türkiye’yi işgal tatbikatı yaptı. Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı iken, 2 Nisan 2003 günü ABD Dışişleri Bakanı Powell ile Ankara’da 2 sayfa 9 maddelik bir gizli anlaşma yaptı. Bu gizli anlaşmadan sonra, ABD ordusu, Türk askerinin başına çuval geçirdi. Çuval geçirme eylemi, gizli anlaşmanın uygulanması için bir ihtardı.
Ardından sınır ötesi harekatta ısrar eden ve ABD’ye direnen 5 Genelkurmay Başkanı ve milli kuvvetler ‘Ergenekon çetesi’ olarak suçlandı.
‘AKP sivil darbe ile değil, seçimle geldi’itirazı yapacak olanlara bir açıklama:
1996 yılında CIA’nın yan kuruluşu Rand Corporation’un yayın organlarında şöyle deniyordu: ‘ABD artık ANAP ve DYP gibi partilerle Türkiye’yi kontrol edemez, Fazilet Partisi’nin başına yenilikçi kanadın geçmesi, Tayyip Erdoğan’ın Başbakan, Abdullah Gül’ün de Dışişleri Bakanı olması halinde ABD Türkiye’yi kontrol altında tutmaya devam edebilir.’ ”
* * *
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise Anayasa’nın miadını doldurduğunu, son kullanım tarihinin geçtiğini söyledi.
Peki AKP’nin son kullanma tarihi geçmedi mi? Cemil Çiçek, bunu söyleyemediği için mi Anayasa’yı suçluyor?