AKP’nin sırrı: şartlı refleks!
Ahmet Ömer Üyüklüer, mesajında, “MHP, seçim meydanlarında lüzumsuz tartışmalarla vakit geçireceğine Pearson’ın mektubu gibi belgeler üzerinden siyaset yapsa bence daha başarılı olur!” diyor.
Aynı öneri CHP için de geçerli. Belgeler üzerinden siyaset yapmak, Kılıçdaroğlu’nu genel başkanlığa kadar taşıdı ama miting meydanlarında yüzeysel konuşmalar yapıyor!
Bahçeli ise MHP’ye ve bozkurt kavramına yönelik saldırıların sebebini “Seçimlerin hemen ardından Türk milletinin ayrıştırılabilmesi, yeni anayasada etnik kimliklerin tanınabilmesi ve bölünmüş bir Türkiye’nin ortaya çıkabilmesi için MHP’nin ikna ya da tasfiye edilmesi planına zemin hazırlamak” olarak gördüğünü, yazılı olarak açıkladı.
***
Türk halkının geniş kitleleri, Türkiye’nin egemenliğini ve bağımsızlığını tamamen kaybetme durumu ile karşı karşıya olduğundan habersizdir. Hatta bu kitleler, kulaktan dolma bilgilerle Türkiye’nin AKP döneminde dünya çapında itibar kazandığını zannetmektedir.
Bu kitleler, aslında Evangelistlere hizmet eden AKP kadrolarının “dindar” olduğuna bir kere inandırılmıştır! Halk, şartlı refleks yöntemiyle bu konuda kesin inançlı hale getirilmiştir.
Bu zihniyeti yıkmadan, halkın, AKP iktidarına seçim sandığında büyük bir ders vermesi mümkün değildir.
Muhalefet partileri, AKP’nin Küresel Haçlı Seferi’ne hizmet ettiğini halka anlatmıyor. Tayyip Erdoğan’ın Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanı olduğunu bir iki defa hatırlatmak dışında bu konulara hiç girmiyorlar.
Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun, Dersim isyanı belgelerinin açıklanması üzerinden Cumhuriyetin kurucuları ile hesaplaşma konusunda ortak hareket ettiklerini de unutmamak gerekiyor. Kılıçdaroğlu’nu uyarıyorum; bu operasyon, Atatürk’ü ülkenin temelinden sökmek, böylece Türkiye’yi Türkiye olmaktan çıkarmak için tezgâhlanmıştır!
Bu itibarla Türk halkını, kendi bindiği dalı kesmekten kurtarmak için meseleyi açıkça ortaya koymaktan başka çare yoktur.
Gül-Erdoğan mücadelesi
WikiLeks belgelerinin yayını, Taraf’ta sansürlü olarak devam ediyor. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman’ın 20 Mayıs 2004’te Washington’a gönderdiği gizli telgrafta, “Cemil Çiçek ve 30 adamı, Ordu ile ortak hareket ederek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı iyice yalnızlaştırmaya çalışıyor” dediği anlaşıldı.
Son zamanlarda, AKP’nin militanlığını yapan yandaşların Cemil Çiçek aleyhinde kampanya başlatmasının sebebi buymuş demek! Bu gizli telgraf yayınlanmadan çok önce yaygara başladığına göre, üst düzeyden yönlendirme olduğu anlaşılıyor.Yani burada bir istihbarat bilgisi söz konusu!
Edelman, “çok daha kararlı bir İslâmcı” olarak nitelendirdiği Gül’ün Erdoğan’a karşı Türk genelkurmayı ile anlaştığını, MGK eski genel Sekreteri Tuncer Kılınç ile doğrudan temasta olduğunu da söylüyor ve Erdoğan’ı eleştirmeye devam ediyor.
ABD ve İngiltere’nin Türkiye’nin zirvesi için çetin bir mücadele yaptıkları anlaşılıyor. “Milli Mücadeleciler İngiltere kontrolündedir” iddiasını daha lise öğrencisi iken duymuştum..
Edelman, “Erdoğan bazen, Türkiye’yi yönetmesi için Tanrı buyruğuyla görevlendirilmiş biri gibi bir hava yayıyor çevresine” diyor. İlginç! İkinci Bush da “Tanrı, şeytanla savaşmak için beni seçti” diyordu. Fakat, Büyük Orta Doğu Projesi’nin Başkanı Bush, eş başkanı da Erdoğan olduğuna göre, bu savaşta beraberdiler.
Bu beraberlik bugün de sürüyor ki İzmir, Libya’ya müdahalenin komuta merkezi haline getirildi ve CIA Başkanı Panetta, Suriye’yi de kontrol altına almak veya parçalamak için Türkiye’nin yardımını istemeye geldi.